- 732 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İnsan Vav Şeklinde Doğar
Elbet görmüşsünüzdür ana rahmindeki bir bebeğin fotoğrafını, Vav gibidir. İnsanı Allah(C.C.) Vav gibi yaratmıştır. Oysa bizim nefsimiz üzerimizde o kadar etkilidir ki; doğup şöyle bir yürümeye kalktığımızda tek derdimiz Elif olmak olur… Elif olma isteğimiz de hep kendimizi kandırmaktan ibaret: “Elif gibi düz, Elif gibi düzgün olmak istiyorum” diyoruz.
Oysa Elif düz ve diktir. Sadece doğruluk ve dürüstlük simgesi midir? Hayır! Elif diktir; dik başlıdır, başı yukarıdadır. Oysa mümine soluk baş gerekir. Solmuş bir gül gibi başı önde olmak gerekir, yani Vav olmak gerekir. Allah(C.C.)’ın yarattığı gibi kalmak gerekir.
Biraz büyüyüp kendine güvenecek kadar güçlendik mi; ana-babamıza dahi dik başlı, isyankâr oluyoruz. Başımıza iki istemedik olay gelse bizi yaratarak bizi vücuda büründüren Rab’imizi bile unutarak ona isyan ediyoruz. Birisi gelip bizim fikrimize karşı çıksa kötü konuşmaktan, kalbini kırmaktan çekinmiyoruz. Oysa Allah(C.C.) "Hiç bir yerde bulunmam en çok müminin gönlünde bulunurum.” Diyor. Biz ise bir kalbi içinde Allah(C.C.)’ın var olup olmayacağını düşünmeden kırabiliyoruz. Ya o kırdığımız kalpte Allah(C.C.) varsa?
Evet, Vav gibi olmalıdır insan. Tıp ki Rab’inin onu yarattığı gibi kalmalıdır. Nefsin kölesi olmaktan kurtulmalıdır. Elif gibi olacağım demekten vazgeçmelidir. Mümin olan başını her şeye eğendir. Bir karıncanın gönlünün kırılmasından korkmalıdır. Oysa biz arabamızla yolda bir kedi, köpek ezdiğimizde sanki canını biz vermişcesine umursamadan basıp gidiyoruz, içimizde bir damla sızı bile olmuyor. Çünkü biz Allah(C.C.)’ın yarattığı en üstün varlığız ya… Hayır! Biz en aciz varlık olmalıyız. Bir eşekten daha aşağıda, bir karıncadan daha küçük olduğumuzu hissederek yaşamalıyız.
Allah(C.C.)’ın dostluğuna talip olanlar O(C.C)’nun yarattığı her şeye saygı ve sevgi gösterip, her şeye karşı hoşgörülü olmalıdır. Bir gün İmam-ı Şüreyk(K.S.) sofranın üzerinde bir karınca görür. Onu eline alıp yere bırakır ve takip etmeye başlar. Karınca yavaş yavaş yuvasına doğru gider. Tam üç kilometre yol gittikten sonra yuvasına girer. İmam-ı Şüreyk(K.S.) her gün üç kilometre yol yürüyerek o karıncanın yuvasının etrafına un bırakır. Görün ki karınca gönlü bu kadar mukaddes ise Allah(C.C.)’ın kullarının gönlü ne kadar mukaddestir.
Mümin olana Vav olmak yaraşır, Elif olmak değil… Elif gibi doğruluk yaraşır ama Elif gibi dik başlı olmak yaraşmaz. Mümin olan kul başı eğik olandır. Kendisine yapılacak her türlü hakarete karşı tebessümle yaklaşacak kalbe sahip olandır. Güleç güzlü ve sevecen olandır. Âlemdeki her şeyi kendisinden üstün bilendir. Mümin, Hoşgörülü ve tevazu da su gibi olmalıdır. Açıkça Vav olmalıdır…
03.08.2012
Engin DİNÇ
YORUMLAR
mü'min olan başını her şeye eğen midir? bana göre bu çok tartışılır. ben kendi adıma haksızlığa, ihanete, saygısızlığa boyun eğemem. mü'min kendini eşekten karıncadan aşağı görmemelidir, ne olduğunu farkında, yeri geldiği zaman da elif gibi başı dik olmalıdır((dik başlı olmak ayrı)),ne kendini her şeyden üstün görüp azmalı, ne de kendini küçük görmelidir. Allah insanı oldukça güzel özelliklerle donatmıştır, bunları görmezden gelmek olmaz...bize ihsan edilen aklın imanın kıymetini bilmeli, yeri geldiğince ve ""yeterli ölçüde"" bununla iftihar etmeliyiz.eğer her şeye boyun eğer, kendimizi her şeyden alçakta ve hayvandan bile aciz görürsek, kalbimizde tomurcuklanan şey, ümitten çok korku olur.bu da bizi karamsarlığa ve tembelliğe itebilir.halbuki ümit ve korku arasındaki dengeyi iyi kurmak gerek. bize her ikisi de lazım... yine de çok faydalı ve üzerinde düşünülmeye değer bir yazıydı, emeğinize sağlık.
saygılar .)
pozitifkelebek tarafından 8/6/2012 3:19:33 AM zamanında düzenlenmiştir.