Genç Kadın
GENÇ KADIN
Aşkın sergüzeştinde buldu kendini genç kadın. Yürekten gelen bu seslenişe kulak verdi ansızın. Aşk kırıntılarından geçilemeyen bir salonda nasıl nefes alınır bilemedi. Acele de etmedi. Bekledi, bekledi. Biraz daha sevmek için biraz daha bekledi. Ama kimse gelmedi. Hayallerinin kıyısından dönmek, kavuşamamaktan iyidir diye düşündü genç kadın. Ağlamaktan şişen gözlerini ovalarken her zaman ki gibi biraz daha sevmek için biraz daha bekledi.
Gece oldu, karanlık çıkageldi. Yalnızlık da davetsiz bir misafirdi. Yine geç kaldım diye düşündü Genç Kadın. Kalbi buruktu, gözyaşları kurumuştu. Bir tutam mutluluk atmak istedi acı kahvesine. Biraz şaşkınlık, biraz hüzün… Tükenmişti acil yardım kavanozundaki bütün mutluluk. Çaresiz acı acı ağlayarak içecekti kahvesini Genç Kadın. Beklemişti hep, biraz daha sevmek için biraz daha beklemişti. Kaybolmuştu bu girdapta giderek, savrulan hayatı hatırlayamadığı çok şey yaşamıştı. Kim bilir belki de yaşamamıştı. Mum ışığındaki ateşi seyrederken iç geçirdi Genç Kadın. Aşk zordu. İşin kötüsü uzun zamandır bekliyordu ve neye bağlandığını bile unutmuştu. Geceye küsmüştü Genç Kadın. Sahte ışıklar ve loş bir ortam, ruhuna huzur veren tek şey buydu…
Yerler ıslaktı. Anlaşılan çok ağlamıştı. Beş yıl ya da on tam kestiremiyordu. Çünkü zaman da terk edip gitmişti onu. Yalnızlık buram buram acıtıyordu canını. Her seferinde bir tokat atıyordu hayatına, canının yanacağı aşkına. Evi harabeye dönmüştü. Her yer yaşlanmış ve çökmüştü. Aynası tozlu ve korkuluydu. Yatağı ıssız ve kararsızdı. Kavanozu küskün ve hüzünlüydü. Genç Kadın ise yorgun ve üzgündü. Yumarken yılların hiç değiştiremediği bakışlara sahip o gözleri. Kurumuş dudaklarından ‘yoruldum ‘diye bir kelime düştü boşluğa. Sonra kapattı gözlerini sonsuzluğa. O sevgiye aç aşka da hasretti. Genç Kadın sevmeyi unutmamak için bir ömür beklemişti. Ama kimse gelmemişti. Dönmemek için bir daha yola çıktı Genç Kadın. Nefes aldığı sürece adını bilen kimse olmamış, bu yüzden biraz dargın. Ölmek için çok beklemedi Genç Kadın. Belki bulurum huzuru diye uçup gitti ansızın…