İNCELEYELİM : I
Yer yüzünde yaşayan insanların üçte biri Hıristiyan,üçte biri Müslüman,öteki üçte biri de Budist,Şamanist gibi daha küçük çeşitli din ve inançlara bağlı insanlardan meydana geliyor diyelim.. Ancak,hangisine sorsanız kendi inancının doğru olduğunu söyler. Peki,bunun doğrusunu nasıl bulursunuz ? Bulamazsınız,bulunamadığı içindir ki, yüz yıllardır bunlar bir birleriyle savaş halindedirler. Bu alandaki bilimciler ise " Yeni dünyaya gelen çoçuğa, bütün din bilgileri verilmeli : çocuk bunlardan hangisini benimserse o dine girmeli..." derler. Yâni işin en doğru çozüm yolu buymuş... Bu iddia hiç te doğru ve gerçekçi değildir. Çünkü,bir çocuk hangi inanca bağlı toplumda dünyaya gelmiş ise, o toplumun inancını benimsemek zorundadır. Bu zorunluluk öyle bir zorunluluktur ki,bunun dışına çıkmaya imkân yoktur. Bilim adamlarının,filozofların,yazarların bu hususta söyleyecekleri geçersizdir ¸havada kalmaya mahkûmdur. Bu güne kadar hiç duydunuz mu ? Meselâ,Müslüman çocuklarından kaç tanesi her hangi bir zamanda Hıristiyanlığı ;Hıristiyan çocuklarından kaç tanesi de her hangi bir zamanda Müslümanlığa dönüş yapmıştır ? Hiç hatırlamıyorsunuz değil mi ? Büyük şair Tevfik Fikret’in oğlu hariç hiç dönen olmamıştır da ondan. Olamaz da...
Başka dinlerdekini bilmiyorum ama Müslümanlıkta şöyle bir inanç vardır :" Her çocuk dünyaya İslâm inançlarına göre gelir. Sonradan şu veya bu inancı seçer..." Dünyada bunun kadar gerçek dışı ve mantıksız bir iddia olamaz. Her çocuk dünyaya inançsız gelir,ana-babasının ve çevresinin verdiği,aşıladığı inanca göre yetişir...Bu yüzden de din ve inanç bakımından toplumlar ayrı ayrı oluşum halindedirler.
Peki,bu gidişin ve oluşumun sonucu olarak dinler arasında ileriden beri süregelen çatışmalar önlenemez mi ? Tabii ki önlenir...Ama nasıl ? Bunu ,İslâmiyetteki " Din adına savaşın !.." emri geçerli olduğu müddetçe İslâmiyet açısından önlenemez. Aynı emirler muhakkak ki Hıristiyanların kutsal kitaplarında da olmalı ki, hepimizin bildiği Haçlı Savaşları meydana geldi... aynı savaş düşüncesi ileriden beri onlarda da vardır ve sürüp gitmektedir... Din için savaşma emri bizim bildiğimiz tek bir inançta yoktur... O da,Türk’ün Göktanrı inancındaki sistemde... Türkler,Göktanrı inancında iken hiçbir zaman din savaşı yapmadılar ; zaptettikleri hiçbir ülkede de kimsenin inancına karışmadılar,bir zorlama uygulamadılar...
O halde,bu tesbitten çıkarılacak sonuç şudur : Hangi dinden olursa olsun,din yayma uğruna savaş yapma düşüncesi ve kuralı ortadan kaldırılmalıdır !...Türk’ün Göktanrı inancındaki kurallar uygulanmalıdır...(Dikkat edin,Göktanrı dinini kabul edelim demiyorum.)