Mustafa Kemal Olmak
Bunalmıştı maliye bakanı. Günlerdir milletvekillerinin baskısı altındaydı.Her rastlayan:
"Aldığımız ne ki, hem biz milletin gözbebeği seçilmiş kişileriz. Fazla maaşı hakediyoruz.Git paşamıza ilet. Gerekli düzenlemeyi yapalım." Diyordu.
Odasına girdiğinde çalışıyordu. Göz ucuyla oturmasını işaret etti.
Ağustos cehenneminde sahralar aşmış , ne vakittir suya hasret kuşların sebile kavuşması mutluluğunda çalışmasını bitirince maliye bakanına döndü.Konuşmaya başlayınca,beyazı siyahına hakim bir kartal, mum ışığında yalabuklaşmış sarı saçlardan, gök mavisi gözlere doğru süzüldü. Geceyarısı yalnızlığı gibi bomboş bir gökyüzü olan oda, mavi ışıltılı yıldızlarla doldu.
"Devletin başında olmak devlet olmak değildir. Devletin yükünü sırtlamaktır.Bu öyle bir ağır yüktür ki, sırtlayan iki büklüm olur,ezilir, terler, yorulur,sıkıntı çeker.Ama sızlanamaz.Bunu böyle bilmeyen,devleti yönetmeye heveslenmesin.Yokluğa, azlığa katlanmanın karşılığında bir ülke vardır, o ülke insanlarının yüreği, gönlü ve hakkı vardır. Onların güldüğünü görmek, huzur içinde nefes aldığını bilmek bize yeter de artar bile diyemeyenler milleti temsil edemez.
Sersemledi,sendeledi maliye bakanı. Sonra ürperdi. Her ürpermesinde, mavi ışıltılı yıldızlar, içindeki sırlara dönüşüp pul pul dökülmeye başladı. Öyle an geldi ki saklayacak bir şeyi kalmamışlığın çıplaklığında utandı.
Kapıya yöneldi,çıkmak için izin isteyecekti. Konuşmaya olmayan mecalini zorluyordu ki:
"Bir mazuratın mı vardı?"
"Hayır paşam. Hal hatır sorup, bir emriniz var mı diye gelmiştim."
"Fehmi!"
"Emret paşam"
"Gerekli düzenlemeyi yapın, ama asla öğretmen maaşlarından yüksek olmasın"
Başı döndü, kapıya zor tutundu. Gözlerini yumdu,açtı.Yumdu,açtı defalarca.
Sarışın,mavi gözlü kahramanın arkasında karaltılar gördü. Atlılar vardı. Tüfekleri ateş saçtı önce.Bir kan kokusu bir barut kokusu genzini yaktı.Sonra indiler atlılar atlarından.Tüfekleri kalem oldu, mermileri mürekkep. Mavi gözlere baktı. Mavi gözlerde yakın bir gün şavkımasında bambaşka bir güneş doğuyordu.
YORUMLAR
Atatürk'ü anlamak sokaklarda pankart açıp ben Atatürkçüyüm demekle olmuyor, onu anlamak acak onun engin fikirlerine erişmekle olur... Ne varki günümüzde kendiside Atatürk'ü yetrince tanımadığı halde, karşıdakine sen Ataürkçümüsün deyip soru soranlar var... Böyle bir kuru ve içi boş sözlerle Attürkçü olunamayacağı aşıkardır. Atatürk'ün koltuğunda kirli emellerini yürütenler Çanakkale ruhunu dahi görmezden, Atatürk'ün mili ve manevi değerlere ne kadar önem verdiini dahi göermezden gelebiliyorlar... Onu anlamak milletin miilli ve manevi değerlere verdiği önemi anlayıp icra etmekten geçer...
Çok güzel bir yazı okudum kalemin, yüreğin, emeğin var olsun selamlar saygılar...
Buteo
Saygı ve sevgilerimle, ilginize teşekkür ederim.
AYSE 09
paylaştığınız için çok teşekkürler sağ olun