- 1407 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÜÇÜK NURHAN
Eşi emekli olduğunda,Sakarya ya yerleşmeye karar vermişlerdi.Sakarya ya geldiklerinin , ilk yılıydı.Çevrede kimseyi tanımıyorlardı .Herkes yabancıydı . ,Sakarya,ilinin Taşlık köyünde.yakınları vardı.Onlar da olmasa.gurbetlik çekilmezdi.
Taşlık köyü,Sakarya iline bağlı güzel bir köydü.Evler,bahçe içinde iki katlı,evlerin etrafı,süslü taş duvarlar ile çevrili, yemyeşil bahçeler,balkon ve merdiven kenarlarını,süsleyen,çiçekler,vardı.Sakarya nehri, köyün yakınından akardı.Bazen,nehrin yakınına iner,nehrin hırçın ve kasvetli akışını seyrederdi.Köyde canı sıkılmazdı.Köyde,hemen hemen ,herkes,çiftçilikle uğraşır geçimlerini,onunla sağlardı.
Şehirde büyümüştü,tarla işinden hiç anlamazdı ama,yardım amaçlı ,bir kaç defa köye gitti.
Zaten zamanının çoğunu, köyde geçirirdi.Yine böyle bir gün,çekirdek kabağı toplamak için,
tarlaya gittiler.Birkaç işçi kadında gelmişti, onlardan birisi ile gelmiş olacak,yedi ile sekiz yaşlarında,küçük bir kız çocuğu,dikkatini çekti.Ona bakmış olduğunu fark etmiş olacak ki,gülümseyerek yanına geldi.
Sana yardım edeyim mi yenge dedi.Tabi ki,yardim edebilirsin ama kendini yorma dedi.
Küçük kız,zayıf cılız bedeni ve küçücük elleri ile,çalışıyor,arada bir biri birilerine bakıp ,gülümsüyordu.Bir ara,seni çok sevdim yenge.senin adın ne? adını söyledi.Adın ne kadar güzel,Ya senin adın ne? Nurhan dedi.Yenge! keşke sen benim annem olsaydın.Ona,annen yok mu diye sordu.Var ama ,Annem hasta, bize bakamıyor ki
,neden? nesi var? babam döverek hasta etti.Peki size kim bakıyor?eliyle uzakta çalışan ,şişman kısa boylu birini göstererek, o, benim teyzem, anneme de,bana da teyzem bakıyor.Biliyor musun yenge! ben babamı hiç tanımıyorum,onu hiç görmedim.Ben çok küçükken,bizi terk etmiş bilmiyoruz.Belki ölmüştür diyerek,boynunu büktü.Hıçkırıkları,boğazında düğümlenmişti.
Gözünden akan yaşlara engel olamıyor,elinin tersiyle siliyordu.Ellerini tutarak ,başını göğsüne yasladı.Çok üzülmüştü,sıkı sıkı sarıldı,uzun bir zaman öylece kaldı.sakinleşmesini bekledi.
Kaç kardeşsiniz?Dört kardeşiz,diğer kardeşlerimi yurda verdiler.Yenge! senin çocukların var mı ? var.adları ne? Arzu ,Gonca,Sevinç birde oğlum var.onları seviyor musun? tabi ki seviyorum,ben ,yalnız kendi çocuklarımı değil bütün çocukları seviyorum,dedi.Yavrucak sevgi ilgi bekliyordu.
Bir ara,neden zayıfsın .yok sa yemek,yiyemiyor musun,diye sordu.Teyzemin kızı bana,çok yemek yeme,yersen şişman bir kız olursun dedi.Hayır kızım ,belki sen yanlış anlamış sındır.sen küçüksün yemezsen büyüyemezsin,her verilen yemekten ,az da olsa yemelisin.Tamam yenge! ben büyümek istiyorum.Okuyup öğretmen olacağım ve kardeşlerime bakacağım.
Yanına geldiğinde,içine kapanık biriydi.Konuştuktan sonra,Adeta gözlerinin içi parlıyordu.
Her zaman olduğu gibi,Anne ve babaların hatalarını,dünyaya gelip gelmemekte seçme şansı ve hiç bir günahı olmayan çocuklar çekiyor.Nurhan bunlardan ,yalnızca biri.
Bir ara dinlenmek amacı ile biraz uzaklaştı.Onun yokluğunda teyzesine yaklaştı,Nurhan dan bahsetti.Annesi ile mi uğraşayım? yoksa kızı ile mi? yurda vereceğim.Benim durumum da iyi değil,iyi olsa,tarlada çalışır mıyım dedi.Çok üzülmüştü,imkanım olsaydı ben alırdım diyordu.
Akşam olmaya ,hava kararmaya başladı,tarladan eve döndüler,o, hep Nurhan,ı düşünüyordu,o,gün yaşadıkları gözünün önünden gitmiyordu.keşke gözümü açıp kapatsam bir rüya olsaydı diyordu.Ama rüya değil,hayatın,acımasız gerçekleriydi.
Sonra bir kaç kez,köyün arabasını beklerken,koşarak yanına geldi,her gördüğünde sarılıyor,birbirlerini öpüyorlardı.ellerinde olmadan ,yanaklarından yaşlar süzülüyordu.
Anne ,babası olan ,her isteği karşılanan,ama,yine de mutlu olmayan ,aşırı şımartılmış çocuklar geldi aklına.
Selma Meriç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.