7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1259
Okunma
Çember
Heval,
Belki de ta başından beri sen haklıydın, büyük bir hata yaptım içime ekilmiş nefret tohumlarına inanmakla.
Hani sana hep çemberin dışındayız biz derdim, hatırlar mısın?
Aslında çemberin dışında olmayı bizzat kendim seçtim. Bu toprakların hepimizi bağrına basan şefkatli bir ana olduğunu kabul etmedim. Geçmiş, gitmiş bir zamanın öfkesini içimde taşıyarak o öfkenin kölesi oldum. Halkımızın bir zamanki ezilmişliğinin intikamını, şimdinin dostluğunu zedeleyerek, kana bulayarak alabileceğimi sandım, yanıldım.
Eğer alınması gereken bir hak varsa bunun kanla, silahla alınmaması gerektiğini bilemedim.
Biz Heval, biz…
Denizin mavisine hasret çocuklarız şu kurak topraklarda, başımızı okşayıp cebimize üç beş para koyanı dostumuz bildik. Uydurduğu masalları da davamız. Amaçlarının Kürt halkının çıkarlarını korumak olduğunu sandıklarımız bizi birer ölüm neferi yaptı, kendi amaçları uğruna.
Hani sana anlatmıştım, en çok okurken fark ettiğim doğu-batı ayrımını. Okumak için gittiğim şehrin kasabaları ve köyleri bile bizim şehrimizden daha güzel yolları olan yerlerdi. Bunları görmek, bizim yokluklarımızı ve onların varlıklarını… İşte bu yanaştırdı içimize ekilen rüzgârları fırtınalara.
İnsan her yerde insandı. Irkı cinsi bunu asla değişemezdi.
Hakkımız olanlar vardı. Gasp edilmiş haklarımız vardı.
Çünkü bir zamanlar bu ülkede Kürt olduğunu söylemeye korkardı Kürt halkı.
Ama hakka karşı beline silah, içine nefret almak hataydı.
Hakkımız olanları haklı bir şekilde almanın ne olduğunu kimse bize öğretmedi.
Heval, sen okumamıştın. Ama benden daha mantıklı bakıyordun bu duruma, ben o zamanlar senin korkundan, cesaretsizliğinden böyle düşündüğü sanıyordum ama bugün yanlış yürüyüp, yanlış yollara girdiğim şu noktada fark ediyorum senin doğrularını.
Yasaklanmış bir ana dille doğmak bizim için yeterli bir dava sebebiydi. Ama sonraları bunu bizi dağa çıkarmak için kullandıklarını anlayamadık. Ne zaman ki Kürtçe ulusal kanallarda yayın yapar oldu, o zaman kendi halkını öz dilini dinlemekten alıkoyanlar oldu. Çünkü Kürt halkının olan bitenden haberdar olması birilerin planlarını bozacaktı. Kürt halkı hep ikinci ağızdan dinlemeliydi.
Öyle martaval atanlar çoktu da çözüm üreten azdı Heval. Karşımıza çıkan ilk çözüm sandığımız yola sapmamız bundandı.
Uzaktan yazılmış bir senaryoyu izlerken bunun büyük bir kandırmaca olduğunu bilemedim.
Bir zamanlar zihnimi tül gibi örten sis, gerçekleri görünce bir bir dağıldı, ama bu gecikmiş aydınlığın buradaki egemen karanlığa yapabileceği hiçbir şey yok, biliyorum.
Şimdi kendimi içinde bulduğum bu ateşten safta, büyük pişmanlıklar içinde kıvranıyorum. Bizi kullandılar Heval ve bizi kullananlar yine bizleri harcamaktan hiç çekinmeyecekler.
Eline geçip geçmeyeceğini bilmememe rağmen bu gece inatla yazdım sana bu mektubu.
Kurtuluş için cılız bir avuntumun dahi olmadı bu gecede yıldızlar beni bütün hüznüyle kucakladı.
Sana verdiğim hiçbir sözü tutamadım, bunun için affet beni.
Berzan