Sensiz Ankara
Savrulan yaprak misali insan. Ramazanın gelişi ile yine hatıralar yineleniyor. Eskişehir Ankara arasında mekik dokurken, ilahi aşkın sırrı tecelli etti. Huşu içinde Eskişehir günlerinde ramazana merhaba dedik. Sevgili uğruna yaşanan günlerin özlemini şimdi kıyasıya içinde sızı ile anmak mecburiyeti... Sokak çocukları ile aramda ki tek fark; ben, eski de olsa zevkle bir yatak yüzü bulurken onların yatağa olan hasretiydi. Şimdi ben o yatağa bile hasretken onlar aynı yerlerindeler. Benden daha şanslı olmalarında ki tek fark onların halen umut dolu hayalleri, bense kaybettiklerimi arıyorum. Evet buhranlı bir aşkın ardından savruluştu. Aynı aşkın bende ki farklı zuhur edişi şimdi Ankaradayım. Acıların kavgaların aşkların ve nice duygunun sabihi Ankara... Kıpır kıpır çarpan yüreğim ramazanın heyecanının yanı sıra sevgilinin yanımda ki hissiyatıydı. Aynı ramazanın heyecanı şimdi öksüz... Sen yoksun. Öyle alışmışım ki farkında olmadan yokluğuna hiç alışmak istemezken, farkına yeni varıyorum. Gitmelerini hep yanımda oluşun saymışım oysa ki... Hatırlar mısın yar arşınladığımız sokak taşlarının şeklini, sokak aralarını, duvarların rengini ve nice seni hatırlatan senli Eskişehir’i ? Hepsi bu ramazanda da canlandı gözümde... Hiç keşkem olmasın isterdim. Durup düşününce neler de feda edebiliyormuş insan sevdası uğruna. Şehir şehir sürüklenmek pahasına. Her hayat kurup yıkışım bir ben yıkmaya mahkum edilmiş. Her seferinde başka bir yol bensiz seçilmiş. Şimdi ulaşamayacagım uzakları getirdin. Ben geçmişi özlerken sen her seferinde yeni ufka yelken açıp yeni sabahla uzaklaşıyorsun benden. Hiç gitmemeliydi diyor seven kalp, seven kalp gidemezdi diyor. Ve ben anlatamıyorum senli Eskişehir’den sonra sensiz Ankara’yı kırık yüreğime...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.