BANA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Ü ANLATIR MISINIZ 21. BÖLÜM
Muhsin Öğretmenin isteği üzerine yakınlardaki ...parkta toplanmaya karar verdiler.
Aysun özenle hazırladığı yazılarını dosyaya yerleştirdi ve hemen hazırlanıp evden çıktı.
Murat, gene Atatürk’le ilgili birkaç kitapla cd bulmuş ,sevinçle yola koyuldu.
Zeynep,hem saatine bakıyor hem de bigisayarındaki önemli bilgileri not alıyordu.
Halide,çoktan buluşma yerine gelmişti.
Müjdat annesinin yaptığı börek , kurabiye paketini ve Atatürk’le ilgili dökümanları alıp aceleyle buluşma yerine doğru hızlı hızlı yürüdü.
Ama esas sürpriz çok anlamlı çok güzel bir manzarayla karşılaşmalarıydı.Sınıf arkadaşlarının çoğu onları bekliyordu.
Murat.
"Sizleri görmek ne güzel hoşgeldiniz arkadaşlar."
" Hoşbulduk."
" Biz de toplantınıza misafir olmak istiyoruz."
.
" Evet ...evet..hepimiz sohbetinize ortak olmak, dinlemek iiçin geldik."
Aysun,Müjdat,Murat,Zeynep,Halide daha önce anlattıklarını kısaca arkadaşlarıyla paylaştılar.
Muhsin Öğretmen
" Çocuklar şu anda konumuz Atatürk ilkeleri ve inkilapları.kronolojik sırayla anlatmaya başlayacağız.".
Müjdat:
" İsterseniz konumuza başlamadan annemin yaptığı börek ve kurabiyelerden yiyelim diyorum."
Zeynep
" Biz hazırlarız."
O arada hemen; kimisi masaların üzerine örtüleri yayarken ,kimisi hazır piknik tabak çatal,bıcakları dizmeye başlamıştı.
Murat ve Halide koşarak yakındaki pastaneden üç termos çayla ve bardaklarla döndüler.
Muhsin Öğretmen.
" Yavrularım Atatürk ilkelerini bu şekilde de sıralayabiliriz.
Devletçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar
Devletçilik, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma için, yapılması gereken işlerin derhal yapılması demektir. Atatürk tarafından uygulamaya konulan bir ekonomi politikasıdır. Devlet özel sektörün gerçekleştirdiği başarılı atılımları desteklediği ve teşvik ettiği gibi, başarının yakalanması gereken alanlarla ilgili çalışmalarına daha fazla ağırlık vererek, kalkınmayı topyekün gerçekleştirmeyi amaçlar. Ekonomik kalkınma, yatırım, üretim, kalkınma planı, sermaye, gibi kavramlar devletçilik ilkesi ile ilgilidir. Devleçilik ilkesi kalkınmanın temel ilkelerinden birisidir.
Devletçilik ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar ise şöyle:
-Birinci ve ikinci Beş Yıllık Kalkınma Planlarının hazırlanması ve uygulamaya konulması
-Etibankın kurulması
-Denizbankın kurulması
-Sümerbankın kurulması
-Milli Koruma Kanununun çıkarılması
-Özel girişimcilere ait kurumların millileştirilmesi
Aysun kızım diğerini okur musun ?"
" Tabi efendim
İnkılapçılık İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar
İnkılap, kelime olarak yenilik demektir. İnkılapçılık, çağın gerektirdiği yeniliklerin toplumun ihtiyaçları doğrultusunda yapılmasıdır. Çağ dışı kalmış kurumların kaldırılarak yerine çağdaş kurumların getirilmesini ve modernleşmeyi esas alır. Atatürk inkılapçılık ilkesi ile yeniliklerin devam etmesini ve değişen koşullara göre Türk ulusunun kendisini yenilemesini arzulamakta idi. Yapılan bütün inkılaplar bu ilke doğrultusunda gerçekleşmektedir.
İnkılapçılık ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar
-Şapka Kanununun çıkarılması
-Kılık-Kıyafette yapılan değişiklikler
-Latin Alfabesinin kabulü
-Latin Rakamlarının kabulü
-Takvim,saat, ağırlık ve uzunluk ölçülerinin değiştirilmesi
-Hafta tatilinin Cuma gününden Pazar gününe alınması
Murat:
" Ben devam ediyorum...
Halkçılık İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar
Atatürk ilkeleri arasında olan halkçılık ilkesi; Cumhuriyet ile yönetilen bir ülkede, kalkınmada, yönetimde, ulus ve devlet imkanlarının kullanılmasında halk yararının gözetilmesi demektir. Ülke sınırları içerisinde yaşayan değişik sosyal grupların mutluluk ve refahını artırmayı hedefler. Halkçılık ilkesi, Türk toplumunda birey, aile, zümre ve sınıf egemenliğinin olamayacağı, bütün millet bireylerinin yasa önünde eşitliği esasına dayanır ve her türlü ayrıcalığı reddeder. Herkesin (Çalışması ve yetenekleri ölçüsünde) aynı haklara sahip olmasını sağlayarak, halkın eşitliğini temel alır. Bu ilke cumhuriyetçilik ve milliyetçiliğin doğal bir sonucudur. Halkçılık ilkesi kalkınmayı hızlandırmıştır.
Halkçılık ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar sırasıyla...
-Cumhuriyetin İlanı
-Kılık-Kıyafet Kanununun Kabulü
-Aşar Vergisinin kaldırılması
-Medeni Kanunun kabulü
-Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi
-Yeni Türk Harflerinin Kabulü
-İlköğretimin zorunlu hale getirilmesi
-Sosyal hizmet kurumları ve sağlık örgütlerinin kurulması (Çocuk Esirgeme Kurumunun açılması, devlet hastanelerinin açılması, dispanserlerin açılması, Kızılayın güçlendirilmesi)
-Devlet Demir Yollarının kurulması
Zeynep
"Laiklik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar
Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasıdır. Atatürkün laiklik ilkesi, kişilerin din, ibadet ve vicdan özgürlüğünün sağlanmasını ifade eder. Ayrıca devlet düzeninin ve hukuk kurallarının, dine değil akla ve bilime dayandırılmasıdır. Burada gözetilen asıl amaç, tamamen din özgürlüğüdür. Anayasanın değiştirilemez bir maddesi olduğundan dolayı laiklik ilkesi ile devlet, vatandaşlarının ibadet etme özgürlüğünü güvence altına almıştır. Akılcılık, bilimsellik, din ve inanç özgürlüğü, ibadet serbestliği gibi kavramlar laiklik ilkesini çağrıştırır. İslam dininde ki "Dinde zorlama yoktur" inancı laiklik ilkesinde en güzel şekilde yansıtılmaktadır. Laiklikte, insanlar dindar olmaya ya da belli bir dini ve mezhebi benimsemeye zorlanamazlar. Atatürkün laiklik ilkesi aklı ve bilimi işaret etmektedir.
Laiklik ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar ise şunlardır:
-Saltanatın kaldırılması
-Cumhuriyetin ilanı
-Halifeliğin kaldırılması
-Şeriye ve Evkaf Vekaletinin kaldırılması
-Tevhid-i Tedrisat kanunu
-Tekke ,zaviye ve türbelerin kapatılması
-Medeni Kanunun kabulü
-1924 Anayasasından Devletin dini İslamdır maddesinin çıkarılması.
-1924 Anayasasına laiklik ilkesinin girmesi
-Maarif Teşkilatı hakkındaki kanunun kabulü
-Medreselerin kapatılması
-Kılık Kıyafet Kanununun kabulü
Halide
" Milliyetçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar var...
Atatürk milliyetçiliği, Türk vatanını ve milletini sevmek ve sahip çıkmakla beraber, diğer dünya uluslarının da bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı göstermek demektir. Ulusal kişilik ve benlik duygusu Atatürk milliyetçiliğinin ta kendisidir. "Yurtta barış dünyada barış" diyen ulu önder Atatürk, bu sözleriyle barışın en büyük temsilcisi olduğunu da gözler önüne sermektedir. Atatürk milliyetçiliği büyük bir hoşgörüyü içinde barındırmakta ve tüm milletlerin bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı gösteren bir anlayışı savunmaktadır.
Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar
-Yeni Türk Devletinin kurulması
-Türk Tarih Kurumunun kurulması
-Türk Dil Kurumunun kurulması
-İzmir İktisat Kongresinin toplanması
-Kapitülasyonların kaldırılması
-Kabotaj Kanununun çıkarılması
-Yeni Türk harflerinin kabul edilmesi
-Yabancıların kurduğu bazı işletmelerin millileştirilmesi
-Türk Parasını Koruma Kanununun çıkarılması
Müjdat:
" Vee Cumhuriyetçilik İlkesi Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar
Atatürk ilkelerinin ilk sırasında bulunan Cumhuriyetçilik ilkesi, Anayasanın değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri arasındadır. Cumhuriyet: Yönetimin bir kişi, gruba veya belli bir zümreye değil millete ait olan bir yönetim biçimidir. Yani halkın kendisini yönetecek olan kişileri belli bir süreliğine, hiçbir baskı altında kalmadan özgürce seçme hakkını ifade ettiği gibi, halkın seçme, seçilme, hükümet kurma, yönetime katılma, siyasi parti kurma gibi kavramları kullanabilme özgürlüğünü de ifade eder. Cumhuriyetçilik, demokrasi, milli egemenlik, halk iradesi gibi kavramları içinde barındıran, dünya üzerindeki halk iradesi dışında hiçbir iradeyi kabul etmeyen en modern yönetim şekli olan cumhuriyetin uygulanmasında ortaya çıkan bir kavramdır. Cumhuriyetçilik, cumhuriyet rejimini benimseme, koruma ve yüceltmeyi amaçlar.
Cumhuriyetçilik İlkesi doğrultusunda yapılan inkılaplar:
-TBMMnin açılması (23 Nisan 1920)
-Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
-Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923)
-Siyasal partilerin kurulması
-1921 ve 1924 Anayasalarının hazırlanması
-Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması (5 Aralık 1934)
-Ordunun siyasetten ayrılması
Murat Cumhuuriyetçilik ilkesinde yapılan inkilaplardan
İlk olarak TBMM açılması
Sizlere o günün önemli anısını okumak istiyorum müsaade edersiniz.
23 Nisan Günü ile İlgili Atatürk Anısı – TBMM’nin Açılması Anısı – Ulusal Egemenlik Anısı 23 Nisan 1920 tarihinde. TBMM Ankara’da toplanarak millietin iradesine dayalı ulus egemenliğini ilan etmişti. O heyecanlı günü yaşamış olan bir büyüğümüz şunları kaydediyor: “O gün, şimdiki Ulus Meydanında bir tabur piyade sıralanmıştı. Askerlerin arkasında da Ankaralılar toplanmıştı. Saat 14’te birkaç yüz kişilik bir kafile, başlarında Mustafa Kemal olduğu halde Taşhan’a iniyordu. Bu küçük bir gurup insan, yok edilmek istenen bir milleti kurtarmak için bir araya gelmişlerdi. Hepsinin ümidi ise Mustafa Kemal’de idi. TBMM olarak kullanılacak taş binanın pencerelerine ufak tefek bayraklar önceden asılmıştı. Bunun dışında binada başkaca bir olağanüstü durum göze çarpmıyordu. Sağdaki küçük kapıdan, önce Mustafa Kemal, sonra da mebuslar binanın kapsından içeriye girdiler. Bir koridoru geçtikten sonra sağdaki salona doğru ilerlediler. Salonda tahta bir kürsü tam kapının karşısına konmuştu.
Oturmak için de çevre okullardan getirilen sıralar meclis salonu içine dizilmişti. Salonu ısıtmak için tam orta yere bir soba kurulmuştu. Sobadan eğri büğrü bir kaç boru yükseliyordu. Tavanda da ise eski bir gaz lambası sallanıyordu. Herkes yerine oturunca, Sinop mebusu olan yaşlı Şerif Bey başkanlık kürsüsüne geldi ve Meclisi açtı. Onun bu sırada yaptığı konuşma heyecanla dinlenmişti. TBMM’nin ertesi günkü toplantısında, Mustafa Kemal, Mondros Mütarekesinden itibaren geçen tüm olayları açıkladı. Bundan sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hak ve yetkilerini belirten bir yasa teklifini Meclise sundu. Bunun kabul edilmesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme yetkilerini kazanmış oldu. O günkü toplantıda Mustafa Kemal Atatürk Birinci Başkan seçilerek TBMM Başkanı oldu.
Kaynak: DOĞANKARDEŞ Dergisi’nden alınmıştır
Zeynep
" Peki 23 nisan ne zaman çocuklara armağan edilmiştir ? Açıklamak istiyorum.
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği tarihtir.
Atatürk, 23 Nisan 1924’te ’23 Nisan’ gününün bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır. 1979’da, yine ilk olarak altı ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşıdığımız bu millî bayramımıza, ortalama olarak her yıl kırkın üzerinde ülkeden gelen ve Türk çocuklarının misafiri olan yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünya’da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir."
Saat sanki su gibi akıp geçmiş konu öylesine derindi ki...
Muhsin Öğretmen
" Çocuklar hepinize özellikle çok çok teşekkürler.Toplantımızı gene burada yapalım diyorum ne dersiniz ?"
"Eveeeeeetttt !"
"O zaman Mustafa Kemal Atatürk ’ün en güzel sözlerinden biriyle sonlandıralım kim söylemek ister ?"
Gençlerden biri elini kaldırarak ...
" Bennnn..." dedi.
"Tamam seni dinliyoruz Burak."
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
DÜNYADA HERŞEY İÇİN ,MEDENİYET İÇİN,HAYAT İÇİN ,MUVAFFAKİYET İÇİN EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR,FENDİR.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
NEŞE KIZILYAR
SEVGİLERİMLE
YORUMLAR
GÜLDESTE
Atatürkle ilgili çok eser okudum ama her okuduğumda olduğu gibi bu güzel yazı dizinizde de yeni şeyler öğreniyorum...
Çok teşekkürler Neşe Hanım.
GÜLDESTE
Değerli Arkadaşım.
Size Atatürk konulu bir yazı yazarken çok dikkatli olmanızı, özellikle inkılaplar konusunda zorlanabileceğinizi söylemiştim. Nitekim de öyle olmuş
-Kılık Kıyafet Kanununun kabulü (Peçe ve Çarşaf giyilmesinin yasaklanması)------Türkiye Cumhuriyetinde peçe ve çarşafı hiç bir zaman ve hiç bir dönemde yasaklamış olan tek bir kanun maddesi yoktur...( Atatürk döneminde de günümüzde de ) Kanunen yasak değildir peçe de çarşaf da...
Atatürk döneminde kılık kıyafetle ilgili iki kanun yapılmıştır a)1925--- Devlet memurlarının şapka giyeceği ile ilgili kanun...Bu aknun daha sonra erkek olan tüm vatandaşları kapsamı içine almıştır b) 1934.. Dini kisvelerin, kıyafetlerin ibadet haneler dışında giyilemeyeceğine ait kanun Kadınların peçe ve çarşaflarının kanunlarla yasaklandığını da kim söylüyor Allah aşkına? Yok böyle bir kanun.
Amaaaa...Bazı yerlerde özel idareler keyfi uygulamalar yapmış ve kadınların çarşaf ve peçe takmalarına yasaklar koymuşlar, devrin hükümetleri ce Cumhurbaşkanı ( Atatürk ) Bu kanunlarda olmayan uygulamara ses çıkarmamıştır.
Tekrar belirtiyorum...Çarşaf ve peçeyi yasaklayan hiç bir kanun çıkarılmamıştır meclisten.
Mustafa Kemalin bile sadece konuşması vardır erkeklere hitaben O bile peçeyle ilgili çarşafla değil: ''Efendiler eşlerinizin yüzlerindeki peçeyi kaldırın ki onlar da dünyayı, dünyanın renkleriyle görsünler''
Kısacası arkadaşım...Atatürk ve inkılapları anlatılırken çok dikketli olunmalı...Maalesef bazı şeyler bilindiği gibi değil...
Bunun dışında yazınızda herhangi bir sorun görmedim...Oldukça güzel gidiyor...Tebrikler...Kutlarım.
Selam ve sevgiler...
GÜLDESTE
GÜLDESTE
efendim yine heyecanla okudum ilkokulları mecburi etmeseydi belkide ilkokulu bile okuyamamış olacaktım sen ne büyüksün ATAM emeğinize yüreğinize sağlık saygılarımla selamlar
GÜLDESTE
Bir kez daha canı gönülden kutluyorum
Yüreğinin sesi daim olsun dilerim
GÜLDESTE
dökülen göz nuru büyük bir emek ilgiyle takip ettim emeğine sağlık selamlarımla
GÜLDESTE
Uykuyu kovdum devrini beş geçe zamanlardan,
Yağmurlar yağdı bir devrin tam ortasından.
Önce anlamak, anlatırken bilgilerde kalıcı olmak,
Gerçeklerden aşikâr, bir yöntem taşıyordu sayfadan.
Ardı sıra, bugünün renklerine bakarken gözlerim,
Uzattım ellerimi, birinde hatıralar diğerinde hayallerim.
Bir okul ki tahtası karşımda duruyor, ışıklı bir ekran,
Beşikten mezara o pınardan yine, kana kana içtim. 03.08.2012-Ahmet BOZTAŞ
Merhaba Can kardeşim. Okullarda yıllarca okuduğumuz bilgilerin tazelenmesine vesile güzel paylaşımınızı baştan sona ilgiyle okudum. Tebrik ediyor, gönül dolusu selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum…