... Yazısına Yorum Yap
"..." başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
5 Ağustos 2012 Pazar 00:35:58
Değerli Dost.
Öncelikle yaşadığım yoğun bir trafik yüzünden yazılarını okumakta geciktiğim için özürlerimin kabulünü rica ediyorum.
Konuya gelince: Hamido tanıdık bir eşkiya olmakla birlikte nedense hep haktan ve doğruluktan yana biri olarak lanse edilmiştir...Hatta daha sonraları yanlış hatırlamıyorsam ya o ya da onun lakabını taşıyan biri milletvekili oldu ve kendisini Ha ila Kahtan yana, Mi ile Milletten yana, Do ile doğrucu diye tanıttı hep...Gerçi yemedik ama öyleydi reklamı...Neyse ben diğer bölüme geç.yorum.
Kemnur
@kemnur
Hamido (asıl adı, Hamid Fendoğlu) Menderes döneminin adamıydı, Menderes'in çok yakınına kadar girmeyi başarmıştı. İnönü ile de ilişkileri iyiydi. Bu romandaki Celal Kabaloğlu onun adaptasyonu. Yani, milletvekili, halkın yüzüne melek, ama bir taraftan da şeytan... Elazığ-muş arasındaki boraks madenlerinin devlet tarafından halktan satın alınacağını Menderes'in yakınında bulunma imkanıyla öğrenince, romanda anlattığım gibi bol para ödeyerek arazileri sahiplerinden satın alıyor ve gece yarısından sonra da eşkiyalarını yollayıp ödediği paraları geri aldırıyor. Öyle de bir adam. Daha sonra bu arazileri Etibank özelleştiriyor ve müthiş bir vurgun yapıyor bu özelleştirmeyle. Eşkiya olarak hiç kimseye görünmüşlüğü yok. Kabadayılıklarını Dündar Kılıç gibi yanında beslediği bir güruha yaptırıyor. Bu demek değil ki, kendisi güçsüz kuvvetsiz. Tam tersi, kavgacı, yırtıcı. Altmış ihtilali esnasında ihtilali destekleyen milletvekillerine meclisin ortasında attığı meydan dayağı meşhurdur... İhtilalde hapise konuluyor...Daha sonra Demirel filan milletvekili yapmak istiyor fakat o Malatya belediye başkanlığını tercih ediyor. Hayatı hep legal, ama entrika adamı...Su testisi su yolunda kırılır misali, bir başka eşkiya/kabadayı dikiliyor karşısına 1978'de, delik deşik edip öldürüyor... Saygılar...
sami biberoğulları
@samibiberogullari
Ya bir de Koçero vardı...Onu hatırlıyor musun? Haa bir de Kravatlı Eşkiya Dodo vardı....Vay beee neler vardı bir zamanlar değil mi? Araştırıp yazmak lazım aslında.
Kemnur
@kemnur
evet, romanımız o mecraya kaydı biraz, Halil ile Ümmühan'ın evlenip gidecekleri kasabayı tanıtarak ilerleyelim dedik...