TILSIMLI GÜNEŞ
Doğuşu ayrı bir tılsım, batışı ayrı bir tılsım. Bu tılsımlı dünyaya hayret dolu gözlerle bakanlar kendilerinden geçerler. Ne acıdır ki, bizler tabiatın bu en zengin tabloları karşısında alışkanlıklarımızda laubaliliğe düştüğümüz gibi; o altınlı, elmaslı , nurdan avizeli güneşin kalbinize parladığını, tabiatın en büyülü şiirini, mutluluğu kalplerinizin kulağına fısıldadığını ne duyar ne de anlarız. Bunlardan biri de benim.
Herşeyiyle maddeye teslim olan, azadı yok bir köleye benziyoruz bu dünyada.
Bu kölelik bizi, bütün ruhsuz kalıpları , irade ve kalbimizin etrafındaki bütün zindanları yok etmeye karar vermeye zorlamış.
Oysa planlanmışcasına yaşadığımız bu hayatta, yaşadığımız her olay okyanusların dAlgaları gibi hiç beklenmedik bir anda kabarıp yolumuzu kesiyor, biz ve bütün varlığımız bir duman gibi onların üzerinde çalkalanıp duruyoruz . Olanlar karşısında dilsiz kalıyor , ve gördüğümüz şeyleri degerlendirip anlatacak söz bulamıyoruz . Sonrada mutsuzluğa yenik düşüyoruz. Bu varoluşa , bu çılgın mutluluğa bilinç altı karşı çıkış daha ne kadar sürecek? Bu mutluluk ki elmasın parlaklığında ve pırıl pırıl bur ruh aydınlığında ışıldayıp duran yıldızların mırıltıları....
Bunlar bizim vicdanımızda duyduğumuz nağmelerle ezelin sonsuzluğundan gelen aynı türküleri mırıldanıyorlar. Bu mırıltı bir mutluluk emri.
Biz ise bu mırıltılara kulaklarımızı tıkayıp, dünyayı kin nefret ve düşmanlıklarla doldurduk . Mutlu olamadık ve daima bunun eksikliğini hissettik.
Zerre güneşle , damla deryayla yaşamayı öğrendi , biz mutluluğun "m" sinden ileri gidemedik . Uğradığımız inkisarın bile derecesini ölçemedik.
Her keyif ve neşe içinde dünyanın bütün güzelliğinden istifade ederken
Tutulabileceğimiz dert fırtınasından korktuk.
Oysa O, yalnızca dünyanın ruhunda, bizim ruhumuzda kaynayıp duran fıkır fıkır bir mutluluktu.
Bu fıkırtıların sesini duya duya, sonsuzluğun büyüleyici guzellikleriyle kendimizden geçemedik .
Dünyayı ve kendimizi kalplerimizin kasvetiyle ve inancsızlığımızla biz, kendimiz yaşlandırdık.
Oysa güneş, yıldızlar hatta Ay bile bizim olabilirdi. Sadece mutluluktu bizden elde etmemizi istedikleri .... Sedece mutluluk.
Gördün mü o tılsımlı güneşi
Kapı kapı mutluluğu ararken
Ve onun otesindeji manayı ararken
Bulmalısın , bulanlarla bir sabah erken!
1990