- 1033 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
K U T U P A H M E T E F E N D İ
T A Ş E L İ ’ N İ N K A N D İ L L E R İ - 4 -
K U T U P A H M E T E F E N D İ
Kutup Ahmet Efendi, XVII. Yüzyılın başlarında (1600-1610 arası) Kara man / Başyayla İlçesinin Lafsa (Kirazlıyayla ) Köyünde doğmuş ve 1690 yılında aynı köyünde ölmüştür. Babası, İmam Muhammed Bağevi’nin oğlu Ali Efendi dir. Annesi Yukarı Çağlar (izvit) Köyündendir.
İmam Muhammed Bağevi, Buhara’dan Bağdat’a ve oradan da Konya’ya gel miş. Konya merkezde, “Form” diye bilinen semtte kendisine bir tekke verilmiş ve ömrünü burada ilimle geçirmiş. İmam Bağevi’nin oğlu Ali Efendi ise XVI. yüz yılın ikinci yarısında Taşeli Navağı’da (Sarıveliler, Başyayla) vergi memu ru olarak görevlendirilmiş. Uzun yıllar Navağı’da görev yapması ve buraları be ğenmesi üzerine izdivaç edeceği hatuna (kadın) yine bu bölgeden nasiplenmiş. Lafsa (Kirazlıyayla) Köyüne yerleşerek Yukarı Çağlar (İzvit) Köyünden evlen miştir. Bu izdivaçtan Kutup Ahmet Efendi dünyaya gelmiştir.
Kutup Ahmet Efendinin oğlunun ismi Davut’tur. Tek oğlu Şıh Davut’tur. Kutbul Ahmet Efendinin torunu Şıh Ahmet ve torununun oğlu Abdulhalim ve Torununun torunu Seyit Şıh Ahmet efendi’yi takip eden seceresi (soy kütüğü) günümüze kadar uzanmaktadır. Kutup Ahmet Efendi’nin Türbe Mezarı ile sece resindeki merhum zatların mezarları Başyayla’nın Kirazlıyayla (Lafsa) mahal lesi mezarlığındadır.
Kutup Ahmet Efendi, hem dedesi Bağevi’nin ve hem de babası Ali Efendi nin ilim sahibi kişiler olması hesabiyle küçük yaştan itibaren çok iyi bir din eği timi almış. Devrinin önemli ve önder din alımlerinden olmuş ve ayrıca Allah (c.c) katında tasavvufi ruhaniyet Fenafillah Makamına erişerek “KUTBÜL AK TAB” yani, “Gavsiyef, Kutuplar Kutbu mertebesiyle şereflendirilmiştir. Bu makama erişen Evliyatullah kişiler tasavvufta Peygamber Efendimiz (sav)den sonra gelmekte ve irşad etmekle yetkili kılınmışlar. Çünkü O zatların cümlesi, i man ile ma’rifetullaha ve takva (Günahtan sakınma) ile de üstün ahlaka ulaş mışlar ve en yüce, en üstün değer, kudret olan Allah’ın (c.c) dostluğunu ve hima yesini kazanmışlar. Bu nedenle “Kutup Ahmet Efendi “ olarak hitap edilir.
Kutup Ahmet Efendi, Ermenek, Başyayla ve Sarıveliler’e bağlı köy ve yay larında ikamet eden Türkmen oba ve oymaklarının islamiyeti öğrenmeleri ve O’nun öngördüğü şekilde yaşamaları, Hak’kın yolunda malı ve canıyla cihat etmeleri, bilğilenip öğrenmeleri için çalışmış. Mevlaya dost olan kişilerin hali sane (içten) duyguları ile isteklerinin gerçekleşmesi için Hak’kın nezdinde yar dımcı olmuştur.
Nitekim Kutup Ahmet Efendi’nin babası Şıh Ali Efendi, Hz. Peygamber E fendimizi ziyaret amacıyla Hacca gider. Ahmet Efendi daha küçüktür. Hem baba sından aldığı derslerin önemi ve sürekliliği açısından ve hem de evlat olması açı sından babasını çok özler. Günlerden bir gün annesi, Sabah Namazından sonra hamuru yoğurur ve yufka ekmekleri açıp, pişirir ve kalan son hamuruna da ot çö reği (böreği) yani gözleme yapar. Çocukları ile birlikte afiyetle yerken;
“-Babanız da bu çörekleri çok severdi. O’da olsaydı da, yeseydi, ne güzel olur du” der.
Kutup Ahmet Efendi Anasına: “-Ana üzüldüğün şeye bak. Sen babama ulaş tırmak istediğin çörekleri peşkire (büyük bez havlu) güzelce sar, soğumasın. Al lah’ın(c.c) izniyle inşallah vaktinde ulaştırılır. Sen merak etme” der. Ana kadın, altı adet ot çöreği ile akşamdan yaptığı üzüm pekmezi helvasını sumata (yer sofrası bezi) güzelce sarar, peşkire çıkın yapıp ekmek teknesinin içine yerleştirir. Ana kadın öğle namazından sonra tekneye bakar, peşkirin yerinde olmadığın görür ve Kutup Ahmet Efendi’ye; “-Oğul, baban için hazırladığım çörek çıkını yerinde yok, deyince”;
KutupAhmet Efendi; “-Allahın (c.c) izniyle emanetler yerine ulaşmıştır. Gönlünü hoş tutasın anacığım” der.
Hakikaten Ahmet efendi’nin babası Şıh Ali Efendi, Hac dönüşünde köyü Laf sa’ya gelince eşyalarının arasında sumat ve peşkir çıkar. Ancak bu kez içinde Medine Hurması sarılıdır.
Ayrıca Şıh Ali Efendi bir sohbetinde;
“-Çörekler ile peşkir ve sumatın Mekke’de çok işine yaradığını” söyler. Merak edip sıcak sıcak ot çöreği ve sumatın nasıl Mekke’ye ulaştırdıklarını sorar. Hanımı hikayeyi anlatınca Ali Efendi oğlu Ahmet’in Allah’ın (c.c.) sevgisine ve ilmine nail olup Mürşidi Kamil bir zat olduğuna inanır.
Oğluna, kendisinin verebileceği, nakledeceği başka bilği ve ilim olmadığına kanaat getirir. Böylece Şıh Ali Efendi, oğlu Kutup Ahmet Efendi’nin Allah İlmini Taşeli Bölgesinde daha rahat anlatabilmesin sağlamak amacıyla İstanbul’ a gider. Devrin Padişahını ziyaret eder. Buradaki tekkelerde bir müddet Hocalık (Müderrislik) yaptıktan sonra vefat eder. Mezarının yeri bilinmemektedir.
Kutup Ahmet Efendi’nin kerameti ve şahsiyeti ile ilğili bir anımı paylaşmak istiyorum. Dünyanın çok büyük, iletişim ve ulaşımın çok zor şartlarda yapıldığı 1950 li yılların sonlarında 4-5 yaşlarında idim. Akranım olan her çocuk gibi An neanne (Fadime) veya Babaannemin (Meryem) koynunda uyumak en büyük zev kimdi. Anneannem geceleri uyumadan önce masal anlatır ya da Namaz Süreleri ve ilahi ezberletirdi. Böyle bir gecede rahmetli Anneannem bana;
“-Lemos (Esentepe) Köyü mezarlığında Sofu Hoca İbrahim ile Allah dostu Aspir Kadın ve Fariske (Göktepe) mezarlığında Sofu Sultan (Büğülü Baba) Ab dullah, Günder Köyü mezarlığında Alim-i Günder Hoca, Uğurlu Köyünden Deli Hacı Sait’in ruhları bir araya gelir. Lafsa Köyü mezarlığında mevtun olan Hocaları, pirleri Kutup Ahmet Efendinin ruhu ile buluşmak için. Allah dostu bu erenlerin, evliyaların ruhları her Perşembe akşamı, Cuma gecesi ve bayramlarda bir yerde bir araya gelirler, konuşurlar. Ruhları havada kuş gibi uçar. Bunlar eren, evliya kişilerdir. Mübarek gecelerde mezarlarına nur ener ve parıl parıl par lar. Allah (c.c) mezarlarında efil, efil kandil yakar, aydınlatır” diye anlatır.
Tarihi süreç içerisinde adından söz ettiğimiz evliyatullah, Allah (c.c.) dostu mütedeyyinler biliniyor ve menkıbeleri anlatılarak dilden dile günümüze gelmiş. Anneannemde bana anlatma gereğini duymuş. Köyünden dışarı adım atmamış birisinin Lafsa Köyünde Kutup mertebesine erişmiş bir zat-ı muhteremden bilgi sahibi olması imkansız.
Tabiî ki, o dönemde Ermenek’te Ortaokula gidinceye kadar Lafsa Köyünü duymamış ve anlatılan hikayenin manasın anlamamıştım. Hatta Lafsa’da Kutup Ahmet Efendi gibi Mürşidi Kamil bir zatın varlığını yıllar sonra öğrendim. De mek ki, ninelerimiz ve dedelerimiz, atalarımız bizlerden daha çok şeyler biliyor muş. Teknolojik gelişmeler sayesinde dünyanın küçülüp, iletişim ve ulaşım ko
laylaşması ile bilgiye erişilmesi ve paylaşımın daha kolay olmasına rağmen maalesef öz değerlerimizin bilinmesinde ve öğrenilmesinde yetersiz kalıyoruz.
Kutup Ahmet Efendi, muhtemelen Karamanoğulları Beyliği Beylerinden Ermenek Beyi Emir Musa tarafından 1339-1340 yıllarında Ermenek’te yaptı rılan Tol Medrese’de eğitim görmüştür. Zira Tol Medrese İçel ve Taşeli Bölge sinde devrinin en büyük eğitim ve öğretim kurumudur. Tol Medreseden yetişen alim, ulema ve Hak sevdalısı zatlar, Ermenek ve Taşeli Bölgesinin sosyo- ekono mik yönden gelişmesine katkı sağlamakla birlikte bölgenin nüfus yoğunluğunun Türkleşmesi ve dini yapısının islamiyeti benimsemesin de önemli etken olmuş.
Kutup Ahmet Efendi Miladi 1690 yılında köyü Lafsa’da (Kirazlıyayla) ölmüştür. Babası Şıh Ali Efendinin katkılarıyla Lafsa’da yaptırılan tekke içeri sinde bulunan çeşmenin kitabesinde, “ Miladi 1652 yılında yaptırıldığı ve Kutup Ahmet Efendi’nin, İmam Muhammed Bağevi oğlu Şıh Ali’nin oğlu” ibaresi yazılı olduğu tesbit edilmiştir.
Kutup Ahmet Efendi’nin Türbe Mezarı yine aynı mekanda ve köy mezarlığı nın içerisindedir. Türbe içerisindeki mezar taşında “ KUTBUL ARİFİN ŞEYH (ŞIH) AHMET EFENDİ “ yazılıdır.
Kutup Ahmet Efendi’nin seceresi (soyu) , oğlu Şıh Davut, torunu Şıh Ah met ve takiben Abdulhalim, Seyit Şıh Ahmet Efendi... olarak takip etmektedir.
Taşeli merkezinde yer alan Ermenek, Başyayla ve Sarıveliler ilçeleri ile belde ve köylerinin en az bin yıldır Hak’ka kucak açıp niyaz etmesinde etken olan Mürşidi Kamil Zatları rahmetle anıyorum. İnşallah Mevlam cümlemizi Hz. Pey gamber Efendimizin (s.a.v.) sancağı altında O’nlar ile toplanmayı ve komşu, ya ren olmayı nasip eyler.
ALLAH (c.c.) RAHMET EYLESİN
10 - MART - 2012 / Afyonkarahisar
Süleyman YILDIZ
( Lemos 5303 )
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.