Anı
Bende yer eden iki anım var. 1970 senesinde Almanya’ya göçmen işçi olarak gittik.İki tane çocuğum vardı biri kız biri oğlan. Biri beş diğeri 5 yaşındaydı.
Almanya’nın Hildesheim kasabasında yaşıyorduk. Hannover’e çok yakın sakin ve güzel bir yer.Eşimle vardiyalı çalışıyorduk araba radyosu ve televizyon fabrikasında.Aradan 3 yıl geçti.Oğlum bir gün bana anne dedi burada yılda bir kere çocuklar eski oyuncaklarını satıp diğer çocuklardan beğendiği oyuncakları alıyordu. Flomark denirdi buna.Biz de gidelim anne dedi ve gittik yaygımızı yaydık oyuncaklarımızı dizdik kızım satıyor oğlum da kazanılan para ile başka oyuncaklar alıyordu akşama doğru iki zabıta memuru geldi. Ellerinde metre vardı.Tezgahımızın enini boyunu ölçtü kızıma 2 Mark ödeyeceksin dedi. Kızım yüzüme baktı. Ben memura dönüp koskoca Almanya’nın bu 2 Marka ihtiyacı mı var ? Yazık dedim.Memur: Hayır ihtiyacı yok. Niyetimiz çocuklara vergi vermeyi öğretmek dedi.Çok utanmıştım.
İkincisi bir gün yaşlı bir almana otobüste yer verdim. Teşekkür etti ve Türk müsün dedi. Gururla evet dedim. Çok mutlu olmuştum.