- 803 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
UYKU VAKTİ
Sanki derimin altından ilaç zerk ediliyor bütün damarlarıma daima.Hergün dozu biraz daha artırılan... Bütün duyularımı duyarsızlaştıran... Hayatımı anlamsızlaştıran... Gözlerimin ferini, içimin ateşini söndüren bir ilaç...
Her an biraz daha aldırmazlığa bürünüyor usum...Her gün biraz daha tembelleşiyor kaslarım.Yeni suskunluklar ekleniyor dilimin ezberine.Kuruması öğütleniyor göz kürelerime...
Bir hücredeyim sanki ve belki hücremde küçük bir pencere vardır.Zamanın aşındırıcı etkisi inceltmiş olabilir demirden parmaklıkları... Bazen ayağa kalkmam, parmaklarımın üzerinde yükseltmem gerekebilir bedenimi... Bazen uzaklara bakma isteği duymam...
Belki herşey o zaman bitecek.Olur olmaz sorgulamaların ardındadır belki hürriyet...
Oysa ben her zamanki gibi damarlarımda artışıyla uyuşukluğumun, sonsuz cezamı tüketme hevesiyle, çabalıyorum, köşemde, yorgun göz kapaklarımın içinde, öfkesi ve hıncı kırılmış bileklerimle....
Hücrem karanlıktır.Ve ben sanıyorum ki başka dünya yok benim dışımda.Başka insan... Başka acı... Başka bir yaşam alanı...
Yalnız kendimi düşünmeyi öğrenişim burada başlar.
Bu ilaç kendi vücudumdan mı salgılanıyor yoksa? Artarak...Katlanarak... Kanatlanarak...
Büyük bir mücadele başlamalı damarlarımda... Önce göz kapaklarımı aralamalıyım.Sonra yavaş yavaş gözlerimi kırpmalı, işaret parmağımdan başlayarak ellerime hareket vermeli, pazularımı kanla şişirmeliyim.Yılların uyuşukluğundan bacaklarımı kurtarmalı, senelerdir basmadığım ayak tabanlarımla aşinası olduğum hücremin zeminine basmalı ve "Bismillah!"diye haykırarak tek nefeste ayağa kalkmalıyım.
Bu kadar mücadelenin neticesinde işte en sonunda pencereyle başbaşa kalmış bir mahkum!
Şimdiye kadar vücuduma verdiğim hareketin beni yorduğunu mu düşünüyorsunuz? Hayır! Asıl yorgunluğum şimdi başlayacak.
Başımı pencereye uzatacak, önce ışığı, sonra gerçeği görüp ağlayacağım...Ve ben demir parmaklıkları bütün gücümle sarsarak kıracak,koşacak koşacak koşacak, içimde büyütttüğüm uyuşukluğu ve umursamazlığı öldürmeye çabalayacak, tekrar koşacak koşacak koşacak,ağlayan çocukların gözlerini silecek, kadınları yanıma alacak,erkeklerin yitirdikleri onurlarını ayaklar altından kurtarıp yüreklerine iade edecek,savaşların bütün yangınlarına dünyanın bütün denizlerini dökecek, açlıklara buğday başağı, yaralılara sargı olacağım...
Fakat işte...Şimdi henüz ve hâlâ damarlarımda aynı uyuşturucu salgı...Ben gözlerimi bile aralayabilmiş değilim henüz...Üzerimdeki uyku mahmurluğu, içimdeki uyuşukluk,zihnimdeki bulanıklık hâlâ mevcudiyetini koruyor.
Ve ben ...
Uyurken henüz...
Dünya acı çekiyor...
Hiç bilemeyeceğim kadar büyük bir acı...
Biri beni uyandırsın!