- 1490 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÜRESEL ISINMANIN SORUMLULARI
Küresel ısınma sorunu büyüyor. Gün geçmiyor ki Tv kanallarından biri ya da birkaçında bununla ilgili haber veya görüntülü filmler izlemeyelim. Parçalanan bir buzdağından kopan parçalar denize sürükleniyor. Ardından spikerin açıklaması: “Bilim adamlarının ifadelerine göre, önümüzdeki 50 yılda erimesi beklenen buz kütlesi, 5 yılda eriyecek ve 5 yıl sonra kuzey denizinde buzul kalmayacak.”
Ekran başında donup kalıyoruz.
Oysa biraz önce başka bir Tv kanalında avlanan bir kutup ayısını seyretmiştik. Zavallı hayvan yavrularının ve kendisinin, yaşamsal bir ihtiyacı olan av hayvanı ya da balık avlayabilmek için, bazen günlerce buzlar üzerinde nöbet tutuyordu. Kutup buzlarının soğukluğu canlarını ne kadar da üşütüyordu kimbilir?
Üstelik kutuplardaki buzulların erimesiyle de artık vatanları kalmayacak, değil av hayvanı bulmak sığınacak bir yuvaları da olmayacak.
Soyu tükenen diğer canlılar gibi onlar da yok olup gidecekler böyle giderse.
Ya biz insanlar? Bizim sonumuz ne olacak? Bindiğimiz dalları kese kese yakında kesecek dal da bulamayacağı!
Hep anlatırlar. Fatih Sultan Mehmet Trabzon’a fethe geldiğinde ordusunun üçte birini ormanlardan yol açtırmak için ayırmış. Yıl 1461. Bundan çok değil 5 asır önce. Peki ne oldu sonra bu ormanlar? Bileniniz var mı?
Trabzon orman fakiri oldu. Kese, biçe sonlarını getirdik. Şimdi sağanak bir yağmurda ortalığı seller sular götürüyor.
Hatırlayın 90 yılında Trabzon ve Akçaabat’ta meydana gelen sel felaketini, heyelanları.
Önceki Maçka Çatak heyelanı. Sonraki Sürmene Köprübaşı’ndaki Beşköy heyelanları, sellerini hatırlayın. Nereden kaynaklanmıştı o felaketler? Elbette ki biz insanların hatalarından. Doğayı hunharca tahrip etmemizden kaynaklanmıştır.
Şimdi de kutuplardaki buzulları eritiyoruz. Çevre kirliliği ve ozon tabakasındaki delinmeler sera gazı etkisi yapıyor. Dünya giderek daha ısınıyor, atmosferin dengesi adım adım bozuluyor.
Bilim adamlarının ifadelerine göre acil önlemler alınmasa yakında dünyada aşırı ısınma ve soğuma gibi iklim değişiklikleri beklenmeliymiş. Doğal olarak sel baskınları ve kuraklıklar da.
Ne yapsın zavallı kutup ayısı ya da Afrika’nın siyah yerlileri. Dünyanın kirlenmesine bir etkileri olmadığı gibi önlemeye de güçleri yetmez ki.
Bu konuda sorumlulukta en başta dünyayı kirleten, sanayileşmiş ülkelerde. Onların insanlarında, yöneticilerinde elbette.
Ellerindeki silahlarla, bombalarla daha fazla insanın canını almaya, petrollerini, doğalgazını çalmaya uğraşacaklarına biraz da dünyada yıktıklarını düzeltmeye, yaptıkları tahribatları önlemeye çalışsalar ya!
Çağdaş insanlara, uygar olduğunu söyleyenlere bu düşer. Siyasetçilerine, devlet adamlarına bu yönde telkinde bulunmaları gerekmez mi?
Dünyadaki “çevre felaketini önleme” konusundaki en ciddi anlaşmalardan biri de Kyoto Protokolü. İmzalamayan ülkeler, ABD ve Avustralya.
Avustralya’da yapılan son seçimlerde İşçi Partili bir başbakan seçildi. İlk sözü “Kyoto Protokolü’nü imzalayacağım.” oldu.
Geriye kala kala sadece dünyaya ateş kusturan, tek süper gücün efendisi George W. Bush kaldı. Dünyaya medeniyet dersi vermeye kalkan ABD, böylece ne denli bir çelişki içinde yaşadığını da gözler önüne sermiş oluyor. Söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmuyor. Tıpkı Irak savaşında olduğu gibi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.