- 1015 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
1000 Yıl Sonra İslam
Değişen dünyanın değiştiricilerinden olmaya çalışan birçok âlimin bu gün ki işi Avrupa toplumlarını İslam’a davet etmek… Oysa ne kadar büyük bir hata yaptıklarının farkında bile değiller!
"Avrupa ve Amerika İslamiyetle hamiledir. Günün birinde bir İslam devleti doğuracaktır." Demişti Said Nursi(K.S.) Evet çok haklı Avrupa ve Amerika bir gün İslam’ın en büyük kalesi olacak belki de şeriat devletleri kurulacak. Ama farkında olmadığımız şeyler var birkaç soruyla başlayalım:
-Dün medeniyet denen kavramı bizlerden öğrenip de bu gün bize medeniyet dersi vermek isteyenler yine onlar değil mi?
-Tuvalet denen kavramı bilmez; bir poşete ihtiyacını giderip camlardan atarlarken bizim temizlik anlayışımızı görerek örnek alıp daha sonra da bizi pis gören onlar değil mi?
-Sırf yıkanmamak için parfümü icat eden onlar değil mi?
-Hıristiyanlık gibi mukaddes bir dini siyasi otoriteyi elde tutmak ve şahsi çıkarları için bölen, bozan onlar değil mi?
-Para kazanmak için Cennet’ten yer satma cüretini gösteren onlar değil mi?
Bundan bin yıl sonrasına bir göz atalım, evet gidelim demiyorum göz atalım o çağa gidip de görmeyi, o zamanlarda yaşamayı hiç istemiyorum, bir gözünüz kaysın bir bakın ve torunlarınızın neler çekebileceğin bir görelim. Ama önce bin yıl öncesine gidelim o insanlar asıl yaşamış biz nasıl yaşıyoruz ve gelecek bin yılda nasıl yaşanır onu görelim.
Bundan bin yıl öncesi Anadolu:(1012) Anadolu Hıristiyan Bizans egemenliği altında yaşıyorken 1071’de Türkler akın akın Anadolu’yu kuşatmaya başlamıştır. En büyük Türk Devleti öncelikle Avrupa Hun Devleti olmuştur. Onun bölünmesinden sonraki büyük devlet de Selçuklu Devleti olmuştur. Selçuklu İslam’a en çok hizmet vermiş ve âlim yetiştirmiş devlettir. Moğol istilası altında iken; Bahaeddin Veled, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Muhammed Şems-i Tebrizi, Aslanlı Hünkâr Hacı Bektaşi Veli, Taptuk Emre, Yunus Emre ve ismini zikredemediğimiz niceleri… Onların İslam’a olan hizmetlerinin binde birini bu gün yapan var mı? Yok! Demek ki her yıl bir kayıpla küçülerek devam etmiş İslam âlimliği bin yılda bir tane kalmamış…
Günümüze gelelim: H.Z. Mevlana ve Yunus Emre torunları olan bizler İslam’ı onlar kadar yaşayabiliyor muyuz? Hayır! Onların ibadet yaşamının yine binde birine sahip değiliz. Olmamakla beraber Avrupa’yı Müslüman yapma kahramanlığı peşinde koşuyoruz. Aslında İslam’a zulmettiğimizin farkında bile değiliz. Kim hakkıyla namazınız eda ediyor, kim Ramazan ayı dışında nafile orucu tutuyor, en azından pazartesi-perşembe oruçlarına kim devam ediyor? Kırk gün inzivaya çekilerek Kur’an- Kerim ile tespih ile zikir ile meşgul olmuş olan atalarımız hürmetine kaç gece iki rekât fazla namaz kılıyoruz? Bunları yerine getirmediğimiz gibi çok biliyor muşuz gibi bir de yergi peşindeyiz! Bir zikreden görsek: “Aaa şunlara bak Hû Hû diye kafa sallıyorlar...” Diyoruz. Doğru ne bileceksin Hû’nun Allah(C.C.) demek olduğunu…
Günümüzü anlata anlata bitiremem gidelim bin yıl sonrasına: Müslüman Avrupa toplumları İslam’ın emir ve yasaklarını beğenmemiştir. Zina haram, içki haram böyle olmaz diyerek Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında ortaya çıkan sahte şeyhülislamlar gibi yalan fetvalar verilmeye başlanır. İçki birkaç yudum serbest olur, kişi eğer bekâr ise ve ihtiyacı varsa kerhaneye gidebilir izinleri çıkar. Sonunda yüzlerce mezhep, binlerce şeyh dünyayı donatır. İşte o zaman yani H.Z. Muhammed(S.A.V.) ahir zaman tam anlamıyla gelmiş olur. Öyle bir hal alır ki bir kişi evinden çıkıp Kâbe’ye gitmek istese fakat giderken yol üzerindeki evliyaların(sözde) mezarlarını ziyaret etmek istese yolda ömrü biter yetişemez… O kadar çok âlim adında cahil dolar dünyamız…
Bin yıl sonrasını hazırlamak kendi elimizde, birilerini imana getirmekten evvel kendi imanımızı tam isabetli hale getirmemiz gerekiyor. Allah(C.C.) herkese iman ve irfanı nasip etmeyecektir. Biz; O(C.C.)’nun nasiplik vermeyeceği bir kimseye iman nasip edemeyiz. Yine ben geleceği görmeyen birine O(C.C.)’nun izni olmadan gösteremem. Muhakkak ki Allah(C.C.) en doğru olanı bilendir.
“Görenle görmeyen bir olmaz…” (MÜMİN SURESİ 58. AYET)
Engin DİNÇ
27/07/2012
YORUMLAR
yazarengindinc
Allah razi olsun, güzel bir konuya degenmissiniz
Hasan Basri Hazretleri Sahabe için, "Siz onları görseniz 'Bunlar deli.' dersiniz, onlar sizi görse, 'Bunlar da müslüman mı?' derler."
Su an Islamin sadece bes sarti sözkonusu. Resmin bütünü ortalikda yok.
Ahzab-72´de insana Allah tarafindan emanet yüklenmisdir. Insan emaneti kabul ediyor ve Secde-9´da insana kendinden Ruh, yani emaneti üfliyor. Ve Allah Nisa- 58´de emanetleri sahibine iadesini emrediyor. Ve müminler onlardirki diye Müminun-Suresinde Allahu Teala 8. ayette söyle buyuruyor: "Ve onlar, emanetlerine ve ahdlerine riayet edenlerdir."
Öyleyse nerde Ruhun 7 gökkati boyunca Seyri Suluku, Vuslati. Ruhun kulluk görevi yerine getirilmiyor ve emanete ihanet ediliyor. Fakat 5 sart yerine getiriliyor.
Ruhun vuslati yoksa ne olur: Yunus Suresinin 7 ve 8 ayetinde ifade edilmis: Onlar Allaha ulasmayi dilemezler ve dünya hayatindan razidirlar, onunla doyarlar......
Yani Ruhunu Allaha ulastirmayi dilemeyen otomatik olarak Nefsine tabi oluyor. Ve bütün inslar terbiye edilmesi gereken bir Nefs ile yaratilir. Sems-8´de: Kim (nefsini) arindirirsa kurtulasa erer. buyurulmakdadir.
Kalbi karanlik olan bir Nefs ile yaratiliyoruz. Ve Allah onun arindirilmasini farz kilmisdir. Fakat bunun sartlari Kuranda var oldugu halde bugünkü Islam ögretisinde yokdur. Halbuki dinden kasit Nefsin arindirilmsidir.
Enfal-24:
“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resulü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.”
Insan ölüdür. Cünkü Nefsin kalbi 100% afetlerler(nefret,kin,dedikodu,haset...) doludur. Nurlara hasret bir kalb. Iste hayat verecek olan Allahin nurlaridir. Rahmet nurlari....
Iste Seytanin 1400 yil sonunda islam dünyasini düsürdügü tuzak: Müslümanlar ibadet etsin, islamin 5 sartini yapsin, fakat hicbir zaman Nefslerine zerre kadar nur ulasmasin.
Nefsin kalbine Allahin nurlarini ulastiracak sartlari Kuranda emredildigi halde unutturmus.
Nefsin arindirilmasi icin 3 Sart:
Allahin emanetine riayet.
Yani imtihanimiz olan Ruh ile Nefsimiz arasinda serbest birakilan insanoglu, nezaman Ruhun Allaha ulasma sesine kulak verirde. onu Allaha ulastirmayi dilerse, birinci sart gerceklesmis olur.
2.Sart- Tabiyet müessesesi
Allahin irsad ile vazifeli kildigi, kisiye ulasip tabi olmak ki dünyanin heryerinde insanlar icin vazifeli kilar.
Ve 3. Sart Zikrullah, yani en kolay ibadet: Allah isminin tekrari - Allah, Allah, Allah.........
Bu Allahin ezelden ebede tek dinidir. Nefsimizin hasta kalbinin tek recetesi. Baska yok.
Allah razi olsun
BizimYunus tarafından 7/29/2012 4:07:51 AM zamanında düzenlenmiştir.
BizimYunus tarafından 7/29/2012 4:11:08 AM zamanında düzenlenmiştir.