- 1186 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
İZAHLI TECAVÜZ YÖNETMELİĞİ -7-
-Sami Bey bir insanın yaşaması için en fazla lazım olan şey nedir?
-Hocam pardon biz o konuya gelmemiştik…Hakket nedir?…Mesela ben...Münire olmazsa, hayatta yaşayamam…Demek ki benim yaşamam için en gerekli şey Münire ( Külliyen yalan… Burada yalakalık yapıyorum hanıma tabii ki )
-İlahi Sami Hocam..O açıdan sormadım…
-Haa anladıımmm Yiyecek içecek olarak diyorsun…Ben mesela tatlı olmadan yaşayamam…
-Yahu o da değil…Mesela hava almadan yaşayabilir misin?
-Haaa tamammm ne demek istediğini anladım…Evet en önemli şey hava?
-Peki havadaki en önemli, yani bizim için hayati olan element hangisi?
-Oksijen mi?
-Aferin…
-Helal bana beee..Lise Kimya’dan kafada bir şeyler kalmış yine de.
-Peki Sami Bey…İnsan ve diğer canlılar için en zararlı element nedir?.
-Uranyum filan mı? ( Burada sallıyorum artık. )
-Hayır…İnsan için en zararlı element de oksijendir.
-Hınk…Anlamadım…Hem en faydalı, hem de en zararlı nasıl oluyor?
-Bak şimdi paslanmanın bilimsel adı nedir?
-Oksitlenme…
-Peki oksitlenmeyi ne yapıyor?
-Anladım…Oksijen aynı zamanda bizi öldürüyor.
-Çoook güzeeelll…Oksijen naapıyor…Bizi paslandırıyor…Yani buruşuyoruz…Kırışıyoruz…Yaşlanıyoruz…Her gün milyarlarca hücremiz ölüyor. Serbest radikaller bu oksitlenmeyi hızlandırıyor.
-Yav yine mi serbest radikaller…Nedir bunlar bir nevi mikrop mu?
-Hayır kirli havadan tut da strese kadar her şey..Bunlar işte oksitlenmeyi hızlandırıyor ve hızlı bir şekilde ölüyoruz.
-Aman Allah’ım desene ki gidiciyiz…Hem de tez zamanda…
-Evet maalesef…
-Kurbanın olam yok mu bunun bir çaresi? Daha oğul- uşağı evlendirmedik…Öyle hemen kuyruğu titretmeyelim. Bizim markette vardır bunun çaresi
-Olmaz mı…Antioksidanlarımız var…
-Yani?
-Yani sizin oksitlenmenizin önüne geceçek olan tamamen organik vitamin hapları…
-Tamam…Hemen onlardan da bir kutu yazalım…Hanım, ben ve çocuklar birlikte kullanır gideriz.
-Sami Bey olur mu hiç öyle şey…Çocuklar için çikolata tadında multivitaminlerimiz var…Büyükler için ise envai çeşit...Ben Münire Hanım’a bir Selenyum - E yazıyorum ( yani efendim maydonoz tableti -Vallahi uydurmuyorum..Resmen maydonoz tableti. Ama Amerikan maydonozu... ) Sonraaa şu Garlicten de yazıyorum ( Yani efendim sarımsak tableti ) Size de şu açerola kirazlarımızdan müteşekkil vitamin tabletini yazıyorum…Haa ayrıca hepinizin Omega 3 tableti almanız da gerekiyor ( Yani efendim balıkyağı hapları )
-Aaa bak ya katalogda resimleri var…Ayyy ne hoşlar valla…Daha yutmadan kanım ısındı bu haplara…Hele de şu yok mu şu…Şu üzerinde portakal resmi olanı…
İşte o anda hanım atılıyor…
-Ya şeeeyyyy…Biz bütün bunları hap olarak alacağımıza meyve olarak yesek…Mesela Şu üzerinde portakal resmi olan kutu kaç para
-Hımmmm Ellilik kutu 18 lira 100 lük 35…
-Ya ona 35 lira vereceğime bol bol portakal yerim…Bu memleketin her tarafı portakal-limon,mandalina..Hem de bedava..Parasız…Ye yiyebildiğin kadar…
-Münire Hanım…Bir oturuşta 50 kilo portakal yiyebilir misin?
-Yooo yiyemem elbette?
-Oysa günlük ihtiyacın olan 1 miligram C vitaminini tam olarak alabilmen için 50 kilo portakal yemen gerekiyor…
Kendi kendime söyleniyorum.
_Cahil karı…Bilmezsin etmezsin her moka maydonoz olursun…İnsanı böyle şişirirler işte…Millet bilmese bunun hapını yapmak için o kadar uğraşır, koca koca fabrikalar kurar mı?
-Şeeyyy yani elli kilo portakalı bu minicik hapa mı sıkıştırmışlar?
-Aynen öyle Münire Hanım…Bu bir tane hap elli kilo portakaldan alacağınız vitamini sağlıyor size…
-İyi o zaman bol bol vitamin yazalım…
Sonuç olarak vitaminler ve temizlik maddelerinden oluşan toplam tutarı 550 lira civarında ve de tamamen bizim aile olarak öz ihtiyaçlarımız olan madedelerden oluşan bir sipariş listesi hazırladık.
-Eveeeettt…Böylece 200 puanlık bir alışverişiniz oldu.
-Anaaaa…Bir de puan mı var?
-Tabii ya ne sandınız…Ne kadar çok alışveriş o kadar çok puan
-Oh oh ohhh… Eee bu puanlar ne oluyor.
-Puanlarınız arttıkça çeşitli rütbelere yükseleceksiniz?
-Ne gibi mesela?
-Mesela gümüşten başlıyoruz…Sonra altın, zümrüt, safir, platin, elmas…
-Hımmm Elmas general oluyor sanırım…Peki başkomutanın rütbesi ne?
-Onun Rütbesi Yıldız Taç…
-Hımmm bu rütbeye ulaşabilen kimse var mı?
-Olmaz mı var elbet..
-Kim? Adı?
-Adı Jimi Korna ( Bu değil tabii ki ama çok yakın bir isim ) Bir Amerikalı.
-Amerikalı mı.? Bak bu olmadı…Şimdi biz ABD için mi çalışıyoruz?
-Yahu Sami Bey…Sen ayakta mı uyuyorsun..Şu , ışığında aydınlandığın ampul için bile ABD ye patent ödediğini biliyor musun? Hem paranın Amerikanı, İngilizi olmaz. Hayallerin için para lazım…Para Amerikadan gelecekse niçin olmasın ki?
-Olmaz…Benim param daha sonra kurşun olarak Iraktaki, Filistindeki, Afganistandaki kardeşimin sırtına saplanmamalı…
-Sami Bey bu işi sunduğumuz zaman aynı itirazları yapan o kadar çok kişi şu anda bu organizasyonun içinde ki şaşarsınız.
MADDE 33 Bir tecavüzcünün ilahı da silahı da paradır. Ve de tecavüze niyetlenen kişi din ve iman şişesini taşa çalar.
İşte o şaşkınlığı yaşamam için daha vardı…Dedim ya bu tür tecevüzde kesinlikle hızlı hareket yoktur alıştıra alıştıra…
-Valla sen de haklısın…Bu anasını sattığımın dünyasının tek doğrucusu ve de kurtarıcısı ben miyim? Tamam lan ben de istiyorum İbiza’da tatil, Kanarya’da ıstakaoz yemek…Gerisi umurumda değil…Bu güne kadar beni umursayan mı oldu?
MADDE 34- Eğer hataya isyan ediyor ve de’’ Ben çok daha iyi bir hayata layıkım’’ diyorsanız potansiyel bir tecavüz mağdurusunuz demektir.
-Tamam lan varım ben bu işte…Bu iş ne gerektiriyorsa hepsine varım…O yatlarda çıtır kızlarla dünya turu yapan pezolardan neyim eksik benim ? ( Pezo olmayışım. Ama bunun bile farkında değilim ) Ne yapıyoruz?
-Bravo Sami Bey…Bizim işimizde en önemli hususların başında ‘’ADANMIŞLIK ‘’ gelir…Kendinizi sisteme adayacaksınız…
-Varlığım sistemin varlığına armağan olsun…Sen yeterki ne yapacağımı söyle…
-İlk yapacağınız şey çok basit..Bir kağıda 100 tane hayalinizi yazacaksınız. Bir kağıda da 100 tane arkadaşınızın adını telefon numarasını, adresini yazacaksınız.
-Ooo çok kolaymış yav…
-Eeee ben size demiyor muyum bu iş çok kolay diye.
Başladım hayallerimi yazmaya…Haydaaaa 15 de tıkandık…Hanımdan yardım aldım…Onunkileri de ekledim sıktım sıktım toplam 28 hayal…Vay be iki kişi birlik oluyoruz yine de hayallerimizin toplamı değil 100 onun yarısı olan elli bile olmuyor.
Ama biliyor musunuz vahim olan bu değildi…Dostları ve adreslerini , telefon numaralarını yazalım dediğimizde sayının 20 de kaldığını görmek bizim için tam şok oldu.
Kendi kendime kızmaya başladım tabii ki…’’Ulan yüz tane hayalin yok, yüz tane tanıdığın insan yok söyle adını yazacak, kalkmış milyarlık işe talip oluyorsun…Be hey fukara. Sen bir garip çingenesin neyine gerek gümüş zurna ‘’ diyorum kendi kendime yüksek sesle...Sponsorum hemen devreye giriyor.
-Öyle demeyin Sami Bey…Pozitif düşünün…Hep pozitif düşünün…Bakın Çekim Yasası diye bir şey duydunuz mu hiç?
-Duydum duydum…Hani bir gün Newton bir elme ağacının altında otururken kafasına bir elma düşmüş…O olay değil mi?
-Haah hahhh haaaaa….Ay siz insanı gülmekten öldürürsünüz.
‘’Haydaaa…Yahu bunun nesi komik? Hakket Newton çekim kanununu öyle bulmamış mıydı?’’
-Yok Sami Bey o çekim yasası değil…Siz ne düşünürseniz, nasıl düşünürseniz hayatınız da o şekilde tanzim ediliyor. Yani yaşadığınız her şeyi siz çekiyorsunuz.
-Anlamadım…Yani şimdi ben her ne yaşadıysam kendim istediğim, böyle olmasını dilediğim için mi yaşadım yani?
-Aynen öyle?
-Eeee o zaman şimdiden sonra ben çok zengin ve ünlü olmayı düşünürsem öyle mi olacak?
-Evet aynen öyle olacak…Bak sana bir video vereceğim onu seyret de gör insanın olumlu düşünerek neler elde edeceğini.
Vay anasını be...Ulan şu dünyada hakikaten odun gelmiş odun gideceğiz…Bu kadar basit yani…Olumlu düşün…Her şey düzeliversin gitsin…Bu kadar basit bir şeyi şu yaşa gelmişiz de öğrenememişiz…
İşin ilginç tarafı sonradan öğreniyorum ki bu olumlu düşünme ve dahi Çekim Yasası baya baya bir sektör haline gelmiş…Bunun kursları var, seminerleri var, bir sürü kitapları var…Millet akın akın bu kurslara gidiyor, seminerlere katılıyor, videolar, kitaplar best seller durumunda…Biz uyumuşuz resmen.
MADE 35 ‘’Madem ki düşünme ile her şey iyi olabiliyor o halde Nasrettin Hoca’nın düşünen hindisi niçin Noel Hindisi oldu?’’ deyip de adamın asabını bozmayın…
Nasrettin Hoca’nın hindisi de düşündü ama yanlış düşündü…Kendisini hep bronz tenli bir hindi olarak görmek istedi lakin Yüce Kudret olayı yanlış algıladı…( Tövbe Estafurullah tövbe )
-Tamam..Mesele anlaşıldı…Bundan sonra hep olumlu düşüneceğiz…Münire gızzzz…Bak artık senin pembe pancurlu evi alabileceğiz…Sevin sevin.
-Ben artık pembe pancurlu ev istemeeeyooommm.
-Haydaaaa ne oldu? Niçin? Vaz mı geçtin hayallerinden…Olumlu düşün…Olumlu.
-Ben hayallerimi büyüttüm…Artık bahçesinde havuzu olan şampanya renkli bir villa isteyooom.
-Yav hele dur…Önce şu pembe pancur olayını bir halledelim…Sonra işleri büyüteceez nasıl olsa o zaman alırız villayı…Ben de bir helikopter filan alırım artık?
-Helikopter mi?
-He ya senin şoförlüğüne güvenip yüreğim ağzımda bindiğim o canlı tabuttan kurtulmak istiyorum artık…Araba kullanamayacağıma göre bir helikopter alırım artık…Alırım değil mi sponsorum?
-Alırsın tabii ki neden olmasın? Yeterki iste.
-İstedim gitti anasını satayım.
MADDE 36- Alırsınız…Alırsınız….Mutlaka alırsınız…Hiç şüpheniz olmasın.
Uzattık yine…Nasıl Serbest Radikalci olduğumuzu anlatamadık yine….Neyse o da yarına kalsın gariii.
YORUMLAR
hocam okurken güldüren güldürürken düşündüren bir yazıydı kutlarım usta kaleminizi saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Güldürürken düşündüren bir yanı var yazının. eh biz de iyi düşünelim iyi olsun. Şampanya renkli villa olmasa da, biz pembe pancurlu evi düşünelim hala:)
Tebrikler Sami hocam, selam ve sevgimle...
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler.
müthiş bir konu ve anlatım şekli
tıpkı bir kaz misali yoluyorlar bizi hemde ayakta
ilgiyle okudum sonuna kadar
zaman zaman ironik anlatımlarla tebessüm ettim
saygılarımla
sami biberoğulları
Sayfama şeref verdiğiniz ve güzel yorumunuz için çok çok teşekkür ediyorum.
Bu diziye devam edeceğim çünkü yazılacak daha çok şey var ve de henüz işin başındayız.
Selam ve sygılarımla.
Hocam büyük yerin derdide büyük bak biz taşradayız,taşralıda para yok taciz yok.
Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Bu taciz İstanbulda yaşanmadı...Ayrıca onlar için büyük yer, küçük yer diye bir şey yok..Olay şu sadece taşrada yaşayan insanlar yolunacak kaz gibi görünmüyor...Yoksa yolunacak bir taraflarını görseler hiç merak etmeyin damlarlar ki zaten damlıyorlar.
Sen şanslıymışsın ki sana uğrayan olmamış.
Selam ve saygılarımla.
hem yaz hem açıkla....dobra dobra.... yazılarında gerçekler yaşanmışlıklar var hocam bu seriyi sakın kısa tutma...saygılar sevgiler
sami biberoğulları
Bu yazı dizisi daha çoook devam edecek...Henüz işin başındayız...İkinci kategoriyi anlatıyorum...Geride 8 tane deaha var...Tabii bu rakam artabilir...Kısacası bu yazı dizisi bir roman olacak sanırım.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
İşin acı tarafı ne biliyor musunuz? Daha işin başındayız...O kadar çok tecavüzcü çeşidi var ki şaşarsınız...Mesela şu an itibariyle 8 grup daha var...Anlat anlat bitecek gibi değil...İlk başta tek bölüm olarak yazdığım bu yazı sanırım bir romana dönüşecek.
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Size de hayırlı cumalar.
Selam ve saygılarımla.
Hım...
Diğer bölümleri okuduğum zaman tekrar yorum yapacağım.
Konuyu anlatmak açısından her bölümde aynı olay üzerinden mi gidiyorsunuz
yoksa devam niteliğinde mi bilemyorum. Ancak bu bölüm için konusmak gerekirse doğrusu çok doğru yoldan, ( Özellikle yazı içerisinde maddeleme tarzınıza bayıldım.), bir anlatım olmuş...
Bu adamlar bir ara bana da bulaşmıştı da, üye olup kurtuldum sonunda...
Artık aramıyorlar...
*Tabiri caizse*
Küçük bir tacize uğradık, tacize evet dedik ve doyum noktasına ulaştıkları vakit yakamızı zar zor silktik...
* Caiz değilse yok sayın.. :)
:)
sami biberoğulları
Öncelikle sayfama şeref verdiğiniz için çok teşekkür ederim
Bu yazı dizisi insanların hangi yollarla nasıl kandırıldıklarını anlatmak için kaleme alındı. İlgi çeksin diye yazının başlığını ''İzahlı Tecavüz Yönetmeliği ''koydum.
Bu yazıda bizleri kandıranları gruplara ayırarak metotları ve icraatları ile tanıtmaya çalışıyorum...
İlk bölümde ''Allah ile aldatanlar'' vardı....Bu bölümde de ''İki saat verci''leri ele aldım...Daha yazılacak sekiz kategori var ki ilerleyen günlerde yeni kategoriler de ekleyebilirim.
Her gün ayrı bir olay anlatmıyorum...Olaylar birbirinin devamı.
Uğradığınız tacize gelince: Üye olduğunuz halde yakanızı bıraktılarsa çok şanslısınız...Asıl üyeleri bırakmıyorlar..Üye olmayandan alabilecekleri hiç bir şey yok ki.
Selam ve sevgilerimle.
Bir hocaefendi anlatmıştı ; Cinler cinsellikte çok ileri varlılardır ve insanlarla ilişki kurmayı çok arzu ederler.Ben de "Valla kızları güzel olur mu?" diye zıplayınca Hocafendi "Yooo onların erkekleri erkek insanları halleder uyurken" demişti.
Bu cinler bu cinler olmasın sakın Hocam.
Ve bu insanı yatarken endişelendiren açıklamalar gibi yazılarınızla bazı okuyucularımızın bu faaliye epeyce bi maruz kaldıklarını zannetmekteyim,haddim olmayarak.
Hadi hayırlısı...
Penbe pancur modasını memleketimizin hanımlarının aklına kazıyan Yeşilçam yapımcılarının da buradan............................................................................................................................................ya ne yazacaktım unuttum..siz en iyisi boş yerleri doldurunuz.
Selam ve saygı ile.
sami biberoğulları
Bu yazı dizisi bir nevi psikolojik tedavi.
Hani psşkologlar insanın geçmişine inip onlara eskiden yaşadıkları acıları söylettirip rahatlatıyorlar ya..İşte öyle...Ben de vatandaşın içine saplanmış olan acılarını çıkartıp rahatlamalarını sağlamaya çalışıyorum ( En azından kendimin )
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.