- 1021 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
HEDEF TÜRKİYE!
Olaylar ve durumlar karşısında sağlıklı ve isabetli bir değerlendirme yapabilmek için, tespit ve teşhislerimizde çok dikkatli olmak zorundayız. Tarih boyunca, irili-ufaklı 370 civarında devlet kuran Türk milleti, savaş meydanlarına zaferlerle imzalar atmış; ancak birlik ve beraberliğini korumada zafiyete uğradığı her dönemde bir fitne rüzgarıyla da maalesef yıkılıp gitmiştir.
Her millet kendi karakteristik özellikleriyle tarih sahnesinde yer almıştır.Orhun Kitabeleri’nde Bilge Kağan, Çinlilerin çeşitli oyun ve entrikalarına karşı o dönemde Türk milletini şu sözlerle uyarmıştır: “ Türk milleti! Sözümü iyi işit!.. İl tutacak yer Ötüken ormanı imiş. Bu yerde oturup Çin milleti ile anlaştım. Altını, gümüşü, ipeği, ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor. Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş.Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış.Yaklaştırıp konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş.Bir insan yanılsa; kabilesi, milleti akrabasına kadar barındırmazmış.Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok Türk milleti öldün; Türk milleti öleceksin!… Türk milleti , tokluğun kıymetini bilmezsin.Açlık, tokluk düşünmezsin.Bir doysan açlığı düşünmezsin.
Öyle olduğun için, (seni) beslemiş olan kağanın sözünü almadan her yere gittin.Hep orada mahvoldun.Yok edildin…..”
Bilge Kağan’dan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Gençliğine Hitabesi’ne bir köprü kurduğumuz zaman; hem millet olarak zafiyetlerimizi hem de bizi tehdit eden tehlikeleri “…dahili ve harici bedhahlar…” paydasında çok iyi görebilir ve analiz edebiliriz. Bugün, ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehlikeli durum, yumuşak karnımız olan taklitçilik zemininde fitne silahıyla oluşturulan bir bataklıktan ibarettir!.. Dün, Çinlilerin ipekli kumaşları ve cariyeleri; bugün de doların yeşil rengi!.. Amaç aynı! Böl, parçala, yönet !..İşin bitince yok et!..
Ülkemizde, dış mihraklı emperyalizmin kendi ekonomik gücü sayesinde meydana getirdiği lokal sorunlar; maalesef milli birlik ve beraberliğimizi tehdit eden bir boyut kazanmıştır.
Bir milleti yok etmek için, artık atom bombası atmanıza gerek yok! Türk-Kürt, alevi-sünni fitnesiyle, düşman(!) olarak birbirimize- ne yazık ki- yetiyoruz… Ülkesi ve devletiyle bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti büyük bir tehdit ve tehlikeyle karşı karşıyadır…Bölgedeki tabloyu ve yakın tarihini incelediğimizde çok da gerilere gitmeye gerek kalmadan durum hafızalarımızda canlanıveriyor!..
Osmanlı Türk Devleti yıkıldıktan sonra destanlaşan Kurtuluş Savaşı sonucunda kurulan genç Türkiye cumhuriyeti devletine yönelik, bölgemizde ve ortadoğuda başta ABD olmak üzere, Avrupa ülkeleri ciddi planlar yaptılar ve bu planlarını tek tek hayata geçirdiler. Bölgenin yakın tarihine şöyle bir göz atalım.
ABD, o tarihlerde Rusya’ya karşı Afganistan’ı ciddi şekilde destekledi ve 70 yılık komünist rejimin yıkılmasının yolunu açtı ve amacına ulaştı.Dün, Rusya’ya karşı desteklediği Afganistan’da bugün, Taliban’a karşı, NATO gücünü de yanına alarak savaşıyor.Çünkü Afganistan Asya’ya açılan önemli bir kapı ve ABD bu kapının anahtarını elinde tutmak istiyor!Ve Taliban kıvılcımı, Pakistan gibi güçlü bir ülkenin başına bugün bela edildi!Sonuçta ölen ve öldürülen Müslüman!…
Rusya’nın yıkılmasıyla birlikte İran, Ayetullah Humeyni ile devrim yaptı ve Şah Rıza Pehlevi dönemini kapattı; yeni bir dünya politikasıyla batı ve ABD karşıtı hedeflere yöneldi! Bugün sonuç ortada! ABD ve batı emperyalizmi, sinsice ektiği fitne tohumlarıyla cumhurbaşkanlığı seçimleri zemininde İran’ı karıştırmayı başardı.
İsrail, ABD ve Avrupa ülkelerinin desteğiyle, asırlarca hayalini kurduğu “ Arzı Mukaddes” i, işgal etti; Filistin Devleti’ni parçaladı ve yapılan zulümler ortada… Irak, Saddam döneminde batının sattığı silahlarla önce bölgesel bir güç haline getirildi. Palazlanan Saddam, Kuveyt’e “ borcunu ödemiyor “ bahanesiyle saldırdı.ABD ve batılı ülkeler durur mu?Hemen Birleşmiş Milletler Konseyi kararıyla, Kuveyt’i korumak adına, Saddam’ın dolayısıyla Irak’ın tepesine çullandılar.Sonunda türettikleri diktatör Saddam’ın zulmünden Irak halkını kurtarmak ve Irak halkına demokratik hak ve özgürlükler bağlamında bir gelecek vaat ettiler; ama 1 milyondan fazla Müslümanı acımasızca katlettiler! Irak halkı Saddam dönemini arar oldu…
Petrol zengini Arap ülkelerinin yaşantısına baktığımızda ise, zevk ve sefahat içindeler! Petrol vanaları ABD’nin elinde! Durumun vahametini fark ettiler; ama çaresizler ve Osmanlı’yı çok arıyorlar…
Bölgemizde cereyan eden bu hadiselere dikkatle bakıldığı zaman, hedefteki ülkenin Türkiye olduğu gayet açıktır. Batı ve Doğu, bugün Suriye hamlesiyle planladığı senaryoyu adım adım uygulamaktadır!Maskeli balo siyasetiyle insan hakları havarisi kesilenlerin; Türkiye’yi bir savaşın içine sürüklemek için ne kadar ağır tabanlı bir siyaset güttükleri açıkça ortadadır!Allah’ın izniyle Türk milleti ve devleti bu oyuna gelmeyecektir!
Türkiye cumhuriyeti, devlet geleneği olan bir ülkedir.Ve Türk milleti, dünya tarihinde sosyolojik bir realite olarak aşiretten millet olan ender milletlerden biridir…Kültürel köklerimiz son derece sağlam olduğundan, bizi bu yönümüzden çözmeye başladılar.Tanzimat’tan beri batılılaşma uğruna kültürel asimilasyona uğratılan Türk milleti, mensubiyet duygusundan arındırılmaya çalışılmıştır.Bugün kültürel farklılaştırma ve ötekileştirme oyunlarının temelinde, dış kaynaklı bu fitne yatmaktadır.Olaylar ve hadiseler karşısında bir fikri derinlik oluşturamıyoruz.Bizi kuşatan ve tehdit eden olaylara yönelik, bilimsel temel üzerinde analitik bir değerlendirme yapmak yerine; amacından uzaklaşmış, güvenilirliğini yitirmiş yazılı ve görsel medyanın mesnetsiz bilgi kırıntılarıyla ve gerginlik psikolojisiyle toplum geriliyor, kamplara bölünüyor.Herkes lokal hadiseler üzerinden bir tez oluşturuyor; belge ve bilgiden yoksun sanal tahminlerle kendi tezlerini karşı tarafa kabul ettirmeye çalışıyor.Ancak, bütün bu mücadeleyi verirken gözden kaçırdığımız çok önemli bir nokta var: Biz oltanın ucundaki yemi yakalamak isterken birbirimizi yıpratıyoruz.HEPİMİZ BİR NEFS-İ EMMARE TAŞIYORUZ.Niyet okuyucu toplum mühendislerinin kendi mutfaklarında her türlü entrikayla hazırladıkları ve “ ZAN”larımıza medyayla servis ederek sunduğu her şeyin, maalesef ciddi savunucuları oluyoruz. Sonuç kaçınılmaz: Tefrika!..Peki kazanılan ne? Kocaman bir sıfır…Sosyal hayatımızda koparılan bu fırtınadan kimler nemalanıyor?Tabi ki düşmanlarımız!..
Bugün ülkemizin gündeminde bulunan, milli birlik ve beraberliğimizi yaralayan bütün olayların dış mihraklı olduğunu düşünüyorum! Düşmanlarımız,ülkemiz ve bölge üzerindeki kirli emellerine ulaşabilmenin planını en az 20-30 yıl önceden hazırlıyor ve kademe kademe uyguluyor.Biz ise günübirlik politikalarla günü kurtarmaya çalışıyoruz.
Düşmanlarımız, Türk milletinin sosyal psikolojisini bozarak moral kondisyonumuzu zayıflatıp bizi birbirimize düşürmek suretiyle ülkemizi bölmek ve devletimizi yok etmek istiyor. Devletimizi meydana getiren kurumları, kalemşorlarıyla yıpratarak güven bunalımı meydana getiriyorlar. Çağın gereğine uygun olarak “değişim” mutlaka gerekli.Ancak bu değişim, milletin temel ve milli dinamikleri yok sayılarak; adalete, hukuka ve özellikle millete rağmen yapılamaz!..
Hedef Türkiye’dir!..
Anadolu coğrafyası bütün zenginlikleriyle jeopolitik ve stratejik bakımdan emperyalist ülkelerin iştahını kabartmaktadır. Gündeme düşürülen olayların arka planı ve gerçek yüzü budur.Medyatik düşünce tuzaklarından uzak ve zanlarımızın nefsimizi şahlandıran duygularından uzak durarak; sabır, saygı ve sevgiyle birbirimizi anlamak ve kenetlenmek zorundayız. Devletimiz güçlüdür!..İnanıyorum ki, ülkemiz ve insanımız üzerinde oynanan bütün entrika ve tefrikaları boşa çıkaracaktır.Her zaman ve zeminde sistemin içinde çürük elmalar çıkmış ve gelecekte de çıkacaktır.İmam hata yapar ve faturası ağır olur!İmamın hatası bireyseldir ve asla bu hata dine fatura edilemez!…Beşeri hayatımızdaki sistemden kaynaklanan eksikleri ve yanlışları, hukuk temelinde ve kendi zemininde çözmek zorundayız!Çünkü bu devlet, bu vatan hepimizin! Gidecek başka yer yok!..
BİR OLALIM, İRİ OLALIM, DİRİ OLALIM!..
YORUMLAR
Arif bir yorum umarım birilerin kulağına kar suyu kaçmıştır
Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN Değimi ile ZORUNLU OLMADIKÇA SAVAŞ BİR CİNAYETTİR
Ülkemize her hangi bir taciz saldırı olursa elbette Millet olarak gerekeni gözümüzü kırpmadan yaparız gerekirse canımızı ortaya koyarız ,lakin başkalrının uşaklığı ve taşaronluğu için kınalı kuzularımızın feda edilmesine razı olmayız
Zengin çocukları yatağında 30 bin tl verip teskere alırken fakir çocuklarının başkalarının menfaati için ziyan olmasına ne aklımız ne izanımız nede vicdanımız razı
Arif yorumlarınız için asil dost engin selam ve saygı bende bu günkü hayatım bir romannın 2.ci bölümünde son mesajlarımda aynı konuyu işlemiştim isabet oldu
iyiki varsınız saygılarımla