- 866 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Zaman Dilimi Yanıltmaz Beni
Ne çabuk geçiyor değil mi ?
Mesela ben çocukken 5-6 yaşlarındayken üvey annemin oğlu yani üvey abimin arkadaşları tarafından maskara edilirdim. Oyuncak olurdum bunları kötü durumlar olarak kabul etmiyorum. Pipini göster eline al falan derlerdi fotoğrafımı çekerlerdi, nah işareti yaptırırlardı bana. Hala duruyordur o fotoğraflar sanırım. Zemin katta otururduk ama çok genişti ev uzunlamasına ve dar geçit gibi bir ön balkon vardı, Duvarlar simsiyahtı üzerine şekiller falan çizmişlerdi bir ranza vardı, gitarlar, bol sigara dumanı. Orası hep cezbetmişti beni gerek yatınca kaldırımdan geçen insanları görmek, gerekse ortamın verdiği samimilik açısından..
Ne kadar kötü bir geçmişim olursa olsun, o ön balkonda yaşanan her olay tebessüm etmemi sağlıyor. Mesela arkadaşlarım beni oradan çağırırlardı falan. Gerçek abim gibi seviyorum o üvey abimi, gerçek abimden daha çok hemde. Beni tanıdığını zanneden herkesten iyi tanıyordur eminim. Mesela gelirdi makarna yapardı, kolayı da alırdık yanımıza Bir Demet Tiyatro’yu izlerdik katıla katıla. Yılmaz Erdoğan’a çok bayıldığını an ve an hatırlıyorum. Evlenmeyi düşündüğünde moralimin bozulduğunu ve kız istemeye gidişimizi. Orada gelinin kardeşiyde ilginç bir atari konsolu görmüş vurulmuştum resmen. Abim çok uğraşmıştı bana sat bunu Cem oynasın diye ama vermemişti çocuk. Neyse bir gün yine televizyon izliyoruz bir reklam geçiyor, Nasıl derler düzeneği kurup uzaktan kumandayla araba yarıştırılan bir oyunun reklamı vardı. Sadece baktım o reklama hiç bir şey söylemedim ama benim olmasını ister gibi bakıyordum. Doğum günümde almış onu bana abim, hayatımın en büyük sürprizi olarak hep bunu görürüm. Hiç bir şey de değiştiremez sanırım, küçük bir çocuğun mutlu olmasını sağlamak hele ki aynı genden değiliz, kolay değil. Ama kabul görmüştüm gerçekten de kardeşi olarak görüyordu beni. Şu an 40’lara geldi bir tane o zamanlar benim yaşlarımda olan bir kızı var. Onu çok seviyorum çünkü o gerçek bir insandı benim hayatımda..
Unutmak istemezsen unutmazsın. Ben unutmak istemedim o evlenip gittikten sonra çok ezildiğim olduğu halde.Çünkü beni hep kollardı. Hayatımın kırılma anlarının ilkinde boy gösterdiği için belkide. Ama hiç bir şey ona duyduğum sevgiyi ifade edemez gönlümde..
Neden bunları anlattım, çünkü hiç bir zaman dile getirmemiştim bunu. Yazmam gerekiyordu, dünyada çakılı kazığın garantisi yok. Belki ben giderim, belki o. En azından bazı şeyleri bitmeden iş işten geçmeden gerçekleştirmek gerekiyor. Geçer, gider, biter ondan sonra yazmak kolay..Çocukluğum birbirinden farklı zaman ve mekan dilimlerinde geçti, doğumum gazetelerde ilan geçildi, annemle babam ayrıldılar. Babamla halama aile dışından da bir sürü kadına yönlendirildim hiç birinden rahat durmadım. Babamın küçük bir spor çantası gibiydim geziyordum onunla. Antalya’nın Kemer ilçesine gitmiştik bir arkadaşının oteline iki katlı bir otobüstü hala aklımda orada bir sürü arkadaş edinmiştim. Daha 3-4 yaşlarındayım yüzme havuzu falan vardı sabah erkenden kalkar havuza atlardım, babam beni arardı telaşla bir bakardı havuzdayım bir keresinde havuza etmiştim bile. Neyse sonraları otelin sahibinin oğluyla dondurma konan dolabı patlattık ağzımız yüzümüz çikolata. Aynı çocukla bir muhabbet sırasında çocuk biz Fenerbahçe’de oturuyoruz dubleks bir evimiz var demişti, bende bizim evimiz yok ki demiştim. Babam gizlice dinlemiş bizi, her muhabbette anlatır bunu ağlar falan..
Zaman ne kadar geçerse geçsin bunlar benim anılarım en az babam kadar dolu bir yaşantım var birinci bölümde olsam bile. Ne kadar yaşarsam yaşayayım bunları unutmam imkansız. Bazı kişiler temel taştır yaşamımızda bunlardan biri benim babamdır işte ve abimdir..
Geçmişi reddetmek veya saklamak yapımda değil. Bunları hatırlamazsam ve gereken önemi vermezsem ben olmaktan çıkarım. Hayatın yapmak istediği de budur zaten, geçmişi unutturmak ister hep zorlar insanı. Atıyorum bir sevgiliyi, çocuklukta yaşanan ezilmişliği, aile tartışmalarını vb şeyleri yaşatarak. Bunu çoğu zaman başarırda zaten. Psikiyatri bölümü bunun sayesinde çıkmıştır ortaya. İnsanlar eski yaşadıklarından sadece iyi olanını hatırlarlar, oysa kötü yaşanan olaylar senin kişiliğini belirler. Ben çocukluğumda süründüğümü çoğu yerde tutunamadığımı, tutunduğumda ise ezildiğimi hatırlıyorum. Çünkü bunlar sayesinde alıştım bu kadar erkenden yaşamaya. En azından ağızımdan veya kalemimden ne çıkarsa çıksın gerçekleştirmeyi, verdiğim sözleri tutmayı ve insanlara boş bakmamayı öğrendim..
Sahip çıkalım geçen yıllarımıza ne yaşanırsa yaşansın. Onlar bizi şekillendiren fırça darbeleri bunları unutmayalım..
Not: Fotoğraftaki ben ve ablam..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.