- 1196 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Misafir
Zamanın birinde zamansızca yaşayan kocaman hiç saklamışım.ne var dediğim yerde yanımda olan ne de yokluk anında uzandığım eskitme günlerim.
ellerimi tutan sıcaklığı güven diye almışım almışımda haybiye avutmuşum kendimi kendime .ne deli saçması cümleler nede aşikare söylenen sözler yerini bulmuş. öyle oyalandığım avunduğun anlarda hayatın ipini olanca sıkılığıyla tutmak sonrasına acıyan avuç içleri ağlayan yürek ve akan yine deli saçması kelimeler. oysa bilirim misafir her biri ve bizde misafir iyi ağırlanır. için çekmesede belli edilmez hisler, baş tacı deriz ya öylesine işte sürmüş gitmişim en çok kendime.
Var mıdır acaba insanın içinin aldıklarının ederi kaç kilo yük taşır yürek mesela ve ya ne kadar sürer sahte tebessüm. olduğun gibi olmak veya göründüğün gibi olmak kime söylenir dosta mı yoksa arkadaşamı sahi dost kimdi arkadaş kim var mıdır ölçüsü muhabbetin.
Uzun bir ömür sayılmaz yaşadığım ama dolu dolu yıllarım e şimdi bunlar bana ödül değil mi
sırtımda yılların kamuru yüreğimde senelerin nasırı hangi tür iğneyle kanatmalı yoksa bırakıp kabukları öylesine yaşamalı mıyım şimdi olmamış gibi yapıp tebessüm mü yakışır dudaklarıma
Zamanın birinde yaşanmış sayısı belli olmayan ömürlerden biriyken hayatım bir demet kır çiçeği bırakmalı geçmişe bir avuç toprak üzerine taşa gerek var mıdır eskilerin kazırım iyiliği mezar taşına içimden kırılanları alışkınım nasılsa suya yazmaya....