- 980 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
RADYO TİYATROSU
RADYO TİYATROSU
Ve Arkası Yarınlar.
Üstünde beyaz dantel örtüler sarkardı.
Henüz yarınların ne olacağını bilmeden ötüyordu duvardaki saatin guguk kuşu.
Zaten gözüm bir guguk kuşuna takılırdın ,bir de sobanın üstünde pişen kestaneye. Dumanı tüterdi sevgiler, sevgiler gibi, kestanelerinde.
O zamanlar divanlar ve divan örtüleri vardı. Renkli, çiçekli.Yerlerde kilimler. Kilimleri yapan, kilimciler vardı.
Eskimiş elbiselerimizi birkaç cm. keser kiilim yaparlardı.Evimize gelen her yeni kilim bayramlarda serilmek üzere saklanırlar.O yüzden eski divan örtülerine,kilimlere yayılıp oturmak, oynamak özgürlük demekti.
Dök, kır, oyna, kimse özgürlüğümüzü elimizden almazdı.
Ninem; her gece bir şeyler örerdi, tek yaşam kaygısı vardı ki, o da elindeki ipinin yetmezse ne yapacağıydı.
Dedem hepimizin derman olmak isterdi.
-Üzülme hanım ben sana bir sürü ip alırım.
-hatta sizi Viyanaya’ya Paris’e bile götürebilirim.
Sonradan anladık ki, Almanyadan gelen teyzemin getirdiği radyonun kanallarıydı Viyana, Paris, vs, vs... dedem bizi oralarda gezdiriyordu aklınca.
Radyo nedense hep boyumuzun yetemeyeceği yüksek yerlere konurdu, kolay değildi biletsiz Paris’e gitmek. Sahi o tarihlerde kullanmakta özgürdükte, radyoya dokunamazdık.
Duvara çivili bir tahtanın üstündeydi bizim mübarek. Üstünde de kolalı bir dantel örtü mutlaka olurdu.
-misafirler radyonun örtüsüne bakarlar yarın, örtüyü düzelt örtüyü Ahmet efendi derdi ninem. Tahta da cilalı oludu, radyoda. Pırıl pırıl parlardı her ikiside.
Akşama doğru reklamlar başlardı.
Ho Ho Hooo Hover süpürürr döver demeye başladığı zaman evde zıplanmadık divan kalmazdı.
-Hover Hover diye Hover diye devamını evdeki çocuklarla getirirdik.
Sonra Orhan Boran, ve Yuki başlardı.
Dedem, Yukinin sesi ile, ninemden çay isterdi. Ninem de Uğurlugillerdeki Arap Bacının sesi ile
-çay bitti derdi.
İpana diş macunun reklamına katılabilmek için dişlerimi çok iyi fırçalamam gerekiyor diyorlardı.
Meğer aldatılmışım.
Şimdi o aldanışıma dişlerimi göstere göstere gülümsüyorum.
Okul radyosuna çıkan bir çocuğun sesini duyabilmek için bile bir kaç kez bile kapıdan eve geri dönerdim.
-kalemim evde kalmış
-şimdi de kalemtraşım
-silgim
-of bugün de her şeyi unutuyorum. Beslenme çantam anneciğim, beslenme çantam.
Radyo başında olmak, o zamanlar aile olmak demekti.
((tatil sepeti))
YORUMLAR
Radyo tiyatrosu pazartesi günler olurdu ve biz dört gözle beklerdik, komşu kızı ablamla. Ve biliyorum ki o radyo tiyatroları bizim hayata bakışımı, sorumluluklarımızı, insanı sevmenin temelini oluşturdu. Bugün okuyor ve yazıyorsak bizim kuşakta radyoların önemli bir yeri vardır.
((tatil sepeti))
Önce hoşgeldiniz, iyi ki geldiniz diyeyim.
Sanki benim radyo maceralarımı anlatmışsınız, çocuk saati, Orhan Boran ve yuki, biraz büyüdüğümüzde perşembe akşamları yayınlanan Radyo tiyatrosu, hepimizin vazgeçemediğimiz eğlencemizdi.
Uğurlugilleri hiç kaçırmazdık.Tv de yayınlandığı yıllarda bile Uğurlugiller vazgeçilmezimdi.
Teşekkürler bizlere geçmişe hoş bir anı yolculuğu yaptırdığınız için, selamlar.