- 929 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
HANGİ YÜZLE?!.
AKPARTİ mensupları 22 Temmuz 2012 tarihinde Çanakkale Şehitliklerine giderek toplu iftar yapmış. Hem de “Dün Çanakkale’de İstiklal İçin Çarpıştık, Bugün İstikbal İçin Birlikte Çalışıyoruz” sloganı ile!
Çelişkilerin hangisini dile getireyim, ne diyeyim, bildiklerimin hangi birini yazayım?
Çanakkale’de askerlerimiz İstiklal için çarpışıp can verdiler bu doğru. Ama bu iktidar, istiklali Avrupa Birliği’ne, yani Mehmetçiğin kendileriyle çarpışarak istiklalini kazandığı Haçlılara vermek için çırpınmıyor mı?
Hangi yüzle gittiler şehitliklere!
Mehmetçik son Haçlı saldırılarına karşı iman dolu göğsünü siper etti, 250 bin şehit verdi. Bu iktidarın Başbakanı değil midir, Haçlı saldırılarının en büyüklerini ve ilklerini Müslümanlara karşı değil, medeniyet alış verişi gibi takdim etme yanlışlığını yapan, o Haçlı saldırılarının sonuncusu ve en büyüklerini durdurmak uğruna şehit düşmüş olanlara gidip yukarıdaki sloganı haykırmak ne kadar uyuşuyor?
Hangi yüzle gittiler şehitliklere!
Çanakkale şehitleri İslam Birliğinin başkenti İstanbul’u ve İslam Birliği’nin sembolü Hilafeti korumak için canlarını verdiler. Bu iktidarın mensupları İslam Birliğinin çekirdeği olan D-8 i yıkmak için Cidde’ye koşup İslam ülkelerinin temsilcilerine Haçlılardan talimat almışçasına “Dini esas alan birliktelikler kurmayın.” diye nutuk çekerek nasihatte bulunmadılar mıydı?
Hangi yüzle gittiler şehitliklere!
Bu iktidarın temsilcileri Çanakkale şehitlerinin uğrunda can feda ettikleri istiklalimizi Haçlı birliğinin önderi ve sembolü olan papaz heykelinin kucağında imzaladıkları belgelerle Haçlıya devrederek, yurda dönünce de bunu kutlamak için gündüz havai fişeklerle bayram yapanlar değiller miydi?
Hangi yüzle gittiler şehitliklere!
Bu iktidar Büyük Ortadoğu Projesi adı altında İslam ülkelerinin sınırlarını cebren değiştirecek projeye eşbaşkanlık etmiyor mu? Şu ana kadar kaç İslam ülkesinin sınırlarını değiştirdiler? Hem de eşbaşkanın desteği ile.
Hangi yüzle gittiler şehitliklere!
Şehitlik dini bir mefhum. Dinimizde şehitlik ile heykel kültürü asla bağdaşmaz. Böyle olmasına rağmen Guines rekorlar kitabına girecek kadar devasa heykellerle şehitlikleri heykel tarlasına dönüştüren bu iktidar değil mi?
Hangi yüzle gittiler şehitliklere!
Gül Muhammed ve Molla Abdullah! Ta Avustralya’da Halifei Müslimin’in cihad fetvasını duyup ANZAK askeri yüklü trenlerin önünü keserek ve cihad ederek şehit düşmüş 2 Afganlı Mücahid! Çanakkale’nin gurbetteki ilk şehitleri! Bu iktidar onların memleketlerini yakıp yıkan Haçlılara şu anda yardım etmiyor mu? O haçlılar ki, Afganlı Müslümanları kitle halinde, yani Çanakkale’nin gurbetteki aziz şehitlerinin torunlarını katledip cesetlerinin üzerlerine bevl etmiyorlar mı? Cesetleri benzin döküp yakmıyorlar mı? Bu iktidar değil mi ki onlar bu alçak fiilleri daha rahat işlesinler diye güvenliklerini sağlayıp suça ortaklık ediyor! Kuranı Kerimleri yırtıp ayaklar altına seren bu Haçlı ahlaksız zorbalarının ortağı bu iktidar değil mi?
Hangi yüzle gittiler şehitliklere!
Bağdat Basra, Musul Kerkük, Süleymaniye, Bingazi ve Trablusgarp’tan gelerek Çanakkale’de mukaddes değerler uğruna şehit düşmüş askerlerin memleketlerini Haçlılar çiğnerken, Haçlı zorbalarının ikmallerini ve güvenliklerini sağlayan, havaalanlarımızı, limanlarımızı ve hava koridorlarımızı onlara açan, üstelik sağ salim geri dönmeleri için de dualar eden bu iktidarın temsilcileri değiller miydi?
Hangi yüzle gittiler şehitliklere!
Onbinlerce Bosnalı Boşnak Müslümanları Sırplarla işbirliği yaparak katline sebep olan Birleşmiş Milletleri, Halep’li, Şam’lı Humus’lu Çanakkale şehitlerinin yurduna davet eden bu iktidar değil midir? Üstelik Birleşmiş Milletlerin Müslüman katliamlarına karşı bırakın duyarsız olmayı destek olduklarını en iyi bilmelerine rağmen!
Hangi yüzle gittiler şehitliklere!
Edirne, Hakkari, Muğla, Artvin, ya da Ankara’lı, olmak üzere yurdun dört bir tarafından Çanakkale cephesine gelmiş, üç dakika içinde şehit olacağını bildiği halde, Kuran okuyarak, tekbir ve salavat getirerek canını feda etmiş bulunan şehitlerinin, uğruna can verdikleri toprakları geçmişten ders ve ibret almamış gibi her yıl daha büyük parçalar halinde Haçlı ve Siyonistlere satan bu iktidar değil midir?
Hangi yüzle gittiler şehitliklere!
Çanakkale’yi Bedir olarak niteleyip askerlerine nasıl cihad edeceklerini öğreten Yüzbaşı Mehmet Hilmiler’in korumak için uğruna şehit düşülmesi gerektiğini tavsiye ve teşvik ettiği Kuran’ımızı, diyalog, medeniyetler ittifakı, ılımlı İslam gibi projelere feda etmeye teşne olan bu iktidar değil midir?
Hangi yüzle gittiler şehitliklere!
Başka sayacağım çok şey var ama sözü uzatmayacağım.
Şehitler makberlerinden kalksalar bunları vicdanlarından asaralar!..
Çanakkale’de Mehmetçiğin yemek menüsü ile iftar…
Güzel de.
Hangi yüzle!
Ekrem Şama
ekremsama@
YORUMLAR
"Hangi yüzle!".... SÖYLEYEYİM: YÜZDE KAÇ OY ALMIŞLARDI?... O YÜZDE İLE.
O'nlar haklı Ustam... haksız Sizsiniz!... tâ ki, iktidardan düşene kadar; düşmez ya...
Geçmişte bir dev parti vardı vardı, ne idi adı!?... son genel başkanının soyadı Uzun. Şimdi kim hatırlar... Ey gidi günler.
Bizim Trabzon'da bir mezarlık vardır; çoğunun gözünden ıraktır amma, şehirin tam içindedir;
Nemlizâde Tavanlı Camisi Mezarlığı. Gazipaşa Mh.
Mezar başlıklarından müze yapılır... kimler geldi- geçti bu memleketten... Türk Devleti nicelerini ağırladı... ağırlayacak.
Geçen gün şu parağrafı kesip- kopyaladım ve saklıyorum:
“… Oruç, Hz. Ademden beri var olan bir ibadettir...Meryem suresinde bile insanların konuşmayarak "susarak" oruç tuttukları bildirilir... Yani demek istediğim şu ki; oruç, sadece aç kalmak değildir... Oruç, bedenin zekatıdır, akıl ve nefs o bedende olduğuna göre. Nefsimiz Hakkın emrine boyun eğmeli yani "RAM".. Aklımızı ve kalbimizi kötü "ZAN" lar dan arındırmak gerek...
RAM-A-ZAN.... ..."
Saygımla Selâm ederim.
kadiryeter Kadir Yeter.
24.7.2012- TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=101789
ekremsama
Sayın Şama,
Bu siyaset arenasında siz de çok iyi bilirsiniz ki , fiyatı biçilemeyen olmaz. Fiyatsız mal bulunmaz.
Bu söylediklerinize ilerde nadim olduğunuzda aynı kararlılık ve cesaretle "evet ben hata yaptım" demek olgunluğunu umarım gösterebilirsiniz.
Bu memlekette acı çekenler hep anadolu evlatları oldu. Sizin Gernel başkanınızın kızları başörtüsü zulümleri en şiddetli haliyle devam ederken Rektörlerin elinden aldı diplomasını ya da yurt dışına gidip okudular.
Eziyet gören fukara çocukları oldu.
Bir okulda öğretmen olan bayan ı sizin görüşünüzdeki okul müdürü ihbar edip öğretmenlikten attırdı.
Buna da ben şahidim.
Bu mezarda her ölü yatar sayın Şama.
Ytereki ölsün.
Merak etmeyin sizin genel başkanınız benim hocamdı Atatürk Üniversitesinde .
Nasıl mücahit olduğunu çoook iyi bilirim.
Ben okul önlerinde eşini ve kızkardeşini aylarca bekleyen bir kardeşiniz olarak çekilen acıları kuvvetli omuzlarında taşıyan hanımefendi kardeşlerime sonsuz saygı ve şükranlarımı arz ediyorum.
Onlar okul kapılarında cefa çekerken "en güzellerinden " almaya gelen mücahitlere şahit olmuş bir kardeşiniz olarak ,lütfen AKP aleyhinde yazmayın ve söylemeyin.
Zira yarın nedamet boğazınıza yapışınca gelecek nesillere bakacak yüzünüz, ve bu memleket davasında çorbada az da olsa tuzunuz olsun.
Ülkemizi büyük badirelerden yara almadan çıkarabilen Başbakan'a ve partisine lütfen saygı gösterin.
Muhakkak bazı art niyetliler ve fırsatçılar olacaktır.
Yine de Allah'a hamd olsun ki memleketimizin en vahim zamanlarında Cenab-ı Allah bize böyle akıllı , onurlu ve kararlı bir başbakan nasip etti.
Ya diğerlerinden biri olsaydı?
O zaman hakikatten "teğet geçen" ekonomik krizler bizi ortadan iliye ayıracaktı.
Selamlarımla.
ekremsama
erolabi
Anlamadım bu memleketin insanını...
Selamlar.
Şahsen, yüzlerindeki huşûyu çok beğendim!
En azından Saadet Partisi veliahdı; hamamoğlanı Fatih, cadı kazanı kalaycısı Oğuzhan'dan daha nurluydular...
Son derece haksız, mesnedsiz ve belden aşağı eleştiriler yüzünden her gün biraz daha bu siyasi iktidara yaklaşıyorum. Oysa eleştireceğim birçok husus varken.
Aslında, her siyasi oluşumun eleştirecek haklı yanlarını anlayabiliyorum da Milli Görüş geleneğinin bu kısır ve anlamsız ve bir o kadar da iftiracı eleştirilerinin sadece " ben " lik meselsinden kaynaklandığını, yaşı altmışlarda olanları hâlâ büyümemiş, çoluk çocuk olarak görmelerinin gurur, kibir, hırstan başka birşey olmadığını gördükçe doğrusu aralarında geçirdiğim kırk yıllık süreye biraz buruk bakıyorum.
Bu kadar mı insan "ben" ci olur?
Bir Müslüman bir Müslümana bu kadar mı kin duyar?
Bir Müslüman bir Müslümana bu kadar mı hakaret ve küfredebilir?
Söylenecek çok şey var elbette ama burası çok müsait değil.
Sadece bu mübarek Ramazanda şu duayı yapmadan geçmek istemiyorum:
Allah, (cc) bu ülkede Saadet Partisi'ne bu kafayı değiştirmediği sürece iktidar yüzü göstermesin!
Eyvallah Ekrem Bey
ekremsama
Hamamoğlanı ya da kalaycı gibi sıfatları sana iade etmek isterim ama seni seviyorum ve buna dilim varmaz. Yazdığım tüm yazılarımda yaptığım eleştririleri yer, zaman, olay ve detay göstererek yazıyorum. Gönül ister ki ağır kelimeler kullanarak verdiğin cevaplar yuvarlak olmak yerine eleştirye açıklayarak cevap olsun. Ama bakıyorum sen neredeyse bu kardeşinin imanından şüphe eder yuvarlak şeyler yazıyorsun. Söz gelimi buradaki eleştirilerimden herhangibirini veya bir kaçını öne çıkararak: Ekrem Şama Allahtan kork böyle bir şey yok. Olayın gerçeği şu şu ve şu şekilde. Burada düzelt diye bilgi ve belge koy amenna! Elini öperim. Ama o üslup sana da yakışmaz ben de öyle değilim kardeşim. Ramazanın mubarek olsun.
Oflu
Biliyorum ki siz Ne Fatih'in ne Oğuzhan'ın akrabası değilsiniz..
Yıllardır sizin ve yandaşlarınızın yaptığı hakaretlere küçük bir tepki vermek neden bu kadar sizi acıttı, anlamadım. Ya başkalarının acıyan canları?
Kimsenin imanını sorgulamanın kimseye düşmediğini bildiğimi bilirsiniz.
De, Tayyib'in imanını sorgulayanlara ne diyeceksiniz?
Estağfirullah! Ne el öpmeyi ne öptürmeyi çok şık ve İslâmi bulmam.
Sizin tezlerinizin hiçbiri delilli ve mesnedli tez değil ki onları çürütmek için ortaya belge koyma gereği duyayım. Kılıçdaroğlu'nun elindekilerden bir farkı yok iddialarınızın.
Sadece karalama!
İnşallah bir yerde oturur konuşuruz.
Hayırlı Ramazanlar Ekrem bey.
ekremsama
Yalan mı Afganda yapılanlar. Yalan mı Irakta Libyada yapılanlar. Yalan mı Papaz heykelinin kucağı. Yalan mı kardeşim. Bir müslüman olarak nasıl bunları görmezden gelirsin. Lütfen belgeli konuşalım. Birbirimizi üzmekten vazgeçelim. El öpmek olayını da saptırma lütfen.
Oflu
Allah'tan başkasına kul, anne babasından başkasına evlat olmayı beceremeyenler siyasette, özellikle biat kültürüyle yürüyen siyasette pek sevilemezler.
Hamdolsun ki sevilmeyenlerden olduk!
Hz. Ömer (r.a) bile " - ey ashabım, benim bir yanlışımı gördüğünüzde ne yaparsınız " sorusuna " seni kılıçlarımızla düzeltiriz ya Ömer! " cevabını aldığında şükredip secdeye kapanırken , asla kendini, hareketlerini, siyasi fikirlerini tartışma konusu bile yapmayacak kadar komplekse girmiş hatta heykelleşmiş kişilerle yollarımızın ayrılması mukadderdi elbette.
Çünkü Hz. Ömer’den (r.a) daha büyük komutan tanımadık.
Ne yuvarlak konuşmayı, ne yuvarlamayı, ne yuvarlak masayı; velhâsıl “ yuvarlak “ la başlayan hiçbir cümleyi sevmedim Ekrem Bey.
Bakın açık açık söylüyorum. Söylediğiniz, iddia ettiğiniz, ortaya koyduğunuzu sandığınız hiçbir şey doğru değil! Oysa sizin yalancı olmadığınızı da biliyorum Demek ki bilgi ve belge kaynaklarınız sahte.
Yıllarca bu ülkede yüzde elli oy almış bir insana olmadık hakaret edenler kendi siyasi liderlerine de hakaret edilmesine dayanacaklar.
Yahudi dönmesi, münafık, şerefsiz, satılmış, ajani ( annesine, hanımına ve kızlarına yapılan küfürleri saymıyorum bile) türündeki onlarca hakaretleri yapmak size serbest ama “ hamamoğlanı “ cadı kazanı kalaycısı “ demek yasak!
‘Adaletinize de hayranım Ekrem Bey.
Ben, Adâlet ve Kalkınma Partili de değilim. Ama hayatım boyunca hiç de kör olmadım.
İnşallah kıyamette veremeyeceğiniz hesapların içinde olmazsınız.
Selâm ile,
ekremsama
Oflu
Son derece açık değil mi Ekrem Bey.
Bediuzzaman'ın " şeytandan sığındığımız gibi ondan da sana sığınırız " dediği siyaset!
Siz ne demek istediğimi çok iyi anladınız.