sevgili sensizken yarım kaldığım
sevgili sensizken yarım kaldığım,
uzun zamandır uzak düştüm cümlelere. hiçbir şey dökülmedi kalemimden senin adına farkındayım, özür dilerim. fakat sorun tamamen sözcüklerle ilgili. tüm sözcükler sende suskun, tüm cümleler sende ölgün, tüm paragraflar kaçıyor kağıt üzerinden seni anlatamamaktan dolayı duydukları utançtan. her şey sende kilitli.
bu aralar zaman uzak düşürdü.bir şeylerin sömürgesi olan zaman, hatasını anladı sonunda. bana bir itiraf mektubu gönderdi rüzgarla sabah saat beşte. zaman o kadar içten bir itirafta bulundu ki ilk defa onu sevmeye başladım.
’Ey, kalbinde görülmemiş bir güzel yüreği yaşatan kişi,
bugün hata mı telafi için gönderdim bu mektubu. umarım beni affedersin. sen ve diğer yarını birbirinden ayrı koydum. ilkin anlamadım siz ayrı düştükçe kendimdeki tuhaflığı. bana bir şeyler olmaya başladı. her vakit bir baş dönmesi ve sabah akşam olma noktasında sıkıntılar yaşadım. hele gece yarıları var ya. cehennemin tüm közü üzerime döküldü. bu bendeki müphem hali düşündüm; ama bir şey bulamadım sebep olma adına. sonra dün gece uykuya daldım, ak sakallı dede rüyama geldi. dedi ki:’ ey zaman, sen nasıl böyle bir aptallık ettin? sen nasıl olurda iki yarımı birbirinden uzak düşürdün. senin varlığının anlamı onların bir arada olmasına bağlı. onlar bir arada olmadıktan sonra senin bir anlamın yok ki. ha var olmuşsun ha olmamışsın.’
bu sözlerle beni kendime getirdi. sana söz veriyorum bundan sonra hep sen ve diğer yarını bir araya getirmek için akacağım.’
işte, zamanın itirafı bu oldu. tabii zaman o kadar tuhaf davranmıştı ki ve kelimelerin cesareti o kadar kırılmıştı ki gözlerinin güzelliğini anlatma noktasında; ben de mecburen suskun olan her şeyle beraber ssukunluğu yaşıyordum. ama bugün tüm dğümler çözüldü. sevgi denilen maymuncuk tüm kilitli kapıları açıverdi. dili çözülünce kelimelerin görüyorsun ki yine seni anlatma nöbetindeyim. kırdıysak aşkın kalbini affoluna.
sol tarafımdaki yarımın diğer yarısı,
az önce kuşlar semada uçuşurken duydum konuştuklarını. bugün hayatın en büyük mucizelerinden birini dünyaya getirenin doğum günüymüş. bu sözler belki senin doğum günün için söylenmeliydi. ama her şeyin bir ilki olsun dedim. varlığıyla hayatıma anlam katanı doğuranın doğum gününü kutluyorum. iyi ki varsın, sen var olmasaydın ben hep yarım kalacaktım. beni tamamlayanı sen getrdin dünyaya. teşekkür ederim. bir hediye yolluyorum zamanın elleriyle sana umarım ulaşır. janjanlı bir pakete iki kilo ’huzur temennisi’ doldurup gönderdim az önce. umarım beğenirsin. nice yıllara.
işte bu şekilde çam sakızı çoban armağanı benden seni emzirene.
daha önce böyle bir mektubu okumamıştır kimse. herkes saçmalık diye düşünebilir; ama bir de kalpte ihtizaz eden sevda terennümlerini gördüklerinde hayatta anlamlı tek söz öbeklerinin bunlar olduğunu görecekler.
sen bunları okurken ben çok uzaklarda olacağım herkese; ama senin şah damarında yer alacağım. eğer orada olacağıma ınanmazsan şah damarına dokun orda benim kalp atışımı hissedeceksin.
hasretle hasretlerin biteceği zamanın gelmesini bekliyorum. en kısa zamanda tamamlanmak dileğiyle.
eksik kalan son sözü ekliyorum.
seni seviyorum.