- 1626 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
Tutkal
Emma genzini yakan keskin yapıştırıcının etkisiyle gözlerini araladı ve duvardaki saate baktı. 06:30. Pazardı, dün gece geç yatmıştı ve uyumak istiyordu. Chao’yla birlikte Buz Devri 3’ü Chao’nun zoruyla yedinci kez izlemişti. Gözlerini önce tavana dikti. Yatağın üstündeki kalın karton kutulara ayağı takıldı. Onları halının üzerine yuvarladı. Ellerini başının arkasına koyarak mırıldanmaya başladı.
"Chao, insanın gözbebekleri neden aniden büyür ve beyaza dönüşür ."
Chao ,başını kaldırıp Emma’ya baktı.
"Bilmiyorum, herhalde bir göz doktoruna sorman gerekir." dedi kayıtsızca.
"Kaçta uyandın Chao?"
"Henüz uyumadım."
"Maket yapmaya ne zaman başladın."
"Çok küçükken."
Emma başını yataktan sarkıtıp kocasının yaptığı makete baktı.
"Birden hayalimde gözbebekleri beyaza dönüşen birisi belirdi kocacığım." dedi sükunetini korumaya çalışarak.
"Sözlerinin çevresinde dolaşıyor olmam anlamadığım anlamına mı geliyor sence?"
"Kayıtsız olduğun anlamına geliyor."
"Biraz sonra gözünün döneceğini, şu an çok sinirli olduğunu ve sadece sakin olmaya çalıştığını görüyorum. Çenenin yanındaki kasın istemsiz seğirmesi ve şakağındaki damarın masmavi isyanı... beni korkutmaya çalışmıyorsun değil mi?"
Chao, tutkalı maketin üst kısmına sürdü, daha önce hazırladığı çatıyı düzgün biçimde yerleştirdi. Fazla tutkal maketin kenarlarından damla olarak süzülüp halının üstüne düştü.
Emma yataktan hışımla kalktı.
"Lanet olası tutkalı sürecek başka bir yer bulamadın mı? Sabahın köründe odanın ortasında maket yapıyorsun. Üstelik iğrenç koku her tarafa yayıldı."
Chao gülmeye başladı.
"Sanırım benim de gözümün önüne gözbebekleri beyaza dönüşen bir kadın geldi." diye mırıldandıktan sonra "İstesem mutlaka bulurdum. Ayrıca seni izlemek istedim karıcığım.’’
"Halıya bir şeyler damlatmandan nefret ediyorum." diye bağırdı Emma.
"Halıdan başka bir şey düşünmüyorsun farkında mısın? Bizim herhangi bir tercihimize bağlı olarak orada duran bir eşyanın üzerine bir şey damladığında kıyameti kopartıyorsun ama kırdığım çay bardakları için hep "canın sağolsun" diyorsun."
"Ne saçmalıyorsun Chao?"
"Kendinle çelişiyorsun diyorum. Halının üzerindeki bir damla yapıştırıcı için kıyameti kopartıyorsun ama söz konusu olan çay bardağı olunca umursamıyorsun. Oysa her ikisi de bizim tercihlerimizle hayatımıza girmiş eşyalar değil mi?"
"Maketlerinden nefret ediyorum, uyuz köpeğinden nefret ediyorum, senden nefret ediyorum."
"Nefret çok büyük bir duygu. Eğer bunu gerçekten hissediyorsan ayrılmalıyız."
"Sizi o dağın başından neden aldığımı bilmiyorum. Siz yokken ne kadar rahattım."
Emma yataktan çıktı. Çekmeceden sigarasını çakmağını ve cam kül tablasını çıkardı. Titreyen parmakları arasındaki sigarayı güçlükle dudaklarının arasına götürdü.
Chao maketin başından kalktı. Koca ev maketini de alarak odanın kanatlı beyaz kapısına doğru döndü. Pijamasının paçaları yere sürtüyor, en az iki beden büyük atleti üzerinden düşecek gibi duruyordu.
"Uyanır uyanmaz sigara içmemelisin. Kahvaltıyı hazırlamıştım." dedi ve dirseğiyle kapıyı iterek odadan çıktı.
Emma yatak odasında sigarasının ucunu derin bir nefes daha çekerek kızarttı. Kendi kendine söyleniyor, içerdeki tıkırtılara kulak kabartıyordu.
"Senden ve seninle ilgili her şeyden nefret ediyorum. Dağ başında köpeğinle seni kurtlara bırakmalıydım ama o zaman da ünlü olurdun. Herkes yazar Chao’yu sorardı yine kurtulamazdım senden. Nasıl bir belasın sen yahu? Üzerime damlamış japon yapıştırıcısı gibisin." dedikten sonra elinin tersiyle burnunu ve gözlerini sildi. "Bu kadar zor bir adamken neden daha da zorlaştırıyorsun anlamıyorum. Her dediğini yapıyorum. Bir sabah uyandığımda da yanımda göreyim seni." diye söylenmeye devam etti.
Chao içerde bir şeyler karıştırıyor, Emma kendi kendine söyleniyorken Marsel, yoldan geçtiğini duyduğu insanlara korkutur gibi değil, rica eder gibi havlıyordu.
Emma dış kapının açıldığını ve Chao’nun kapının önünde duran sokak terliklerini giydiğini duydu. Terlik giydiğine göre evi terkediyor olamazdı. Muhtemelen Marsel’le oynayacaktı. Merakla yatağından kalktı. Kapıyı hafifçe iterek koridora baktı. Evdeki onlarca maket koridordaydı ve Chao hepsini bahçeye taşıyordu. Bahçede onlarla ne yapacağını anlamak için perdenin arkasından baktı.
Marsel’in kulübesinin çevresi maketlerle dolmuştu. Kulübesinde bağlı bekleyen Marsel de durumu anlamakta zorlanmış gibiydi. Emma gidip yatağına oturdu. Kısa süre sonra bahçede yükselen alevlerle birlikte Marsel’in acı çığlığı geldi. Pencereye koşan Emma, maketlerin üzerine zippo benzini sıkan Chao’yu gözlerini aleve dikmiş pijamasıyla bekler halde izlerken Marsel, alevlerin arasında kalmış kulübesinde görünmüyordu.
"Her şeyi yaktı..." diyen Emma, girdiği şokun etkisiyle yatağına çöktü.
lacivertiğnedenlik / chaotica
...
YORUMLAR
lacivertiğnedenlik
Yahu psikopat mısınız ya. Hayır yani köpeğin ne suçu var. Emma chao'yu öldürseydi bari.
Şaka bir yana harika bir öykü olmuş. Uyumunuz muhteşem. Ve ben bu sonu Aysu'nun hazırladığını düşünüyorum. Çùnkü hem hızlı hem de çılgıncaydı. :)
Ayrıca çay bardağı ve halı kıyası çok yerindeydi. Ama kül tablasının cam olduğunun belirtilmesi beni bir beklentiye soktu açıkcası.
Sakin kafayla okumak iyi bir kararmış.
Kutluyorum her ikinizi de.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik
O qué
Ben de seni özledim güzel arkadaşım :)
hep sevgimle
Uçakta Avrupa'ya giderken yazılan yazı güzeldi...
Siz yazdınız diye söylemiyorum :)
Uçağın pozitif atmosferine dayanamayan yanınıza yeniden tebriklerimle...
lacivertiğnedenlik
Teşekkür ederiz Mehtap
lacivertiğnedenlik
"genzini dolduran yapıştırıcının etkisiyle"
İnsanın genzi yapıştırıcıyla dolarsa uyanabilir; Chao'yu ve maketlerini, yere damlayan tutkalı, Marsel'in kulübesinde alevler içinde kalışını görebilir mi acaba?
Bir de kadınlar gerçekten erkek neslinin sonu olacak diye düşündüm.
Kutluyorum, çok beğendim. Aslında beğendim diyebilmek için erken belki de. Bu bölüm daha çok bir romandan küçük bir kesit gibi. Neyi beğendin diye sorarlar insana. İki tartışma, bir tepkiden başka ne vardı? Hiç zorlanmadan gösterdiğiniz sahneler, duygular, ve klişelikten uzaklık vardı. Roman olmalı.
Sevgiler toprağım, saygılar Chaotica. Sizi izlemeye devam:)
lacivertiğnedenlik
(( Seçil Nimet ))
evet ya fotoğrafı bende beğenmedim...
HAde romanı okuyun ikiniz de sözlü yapıcam...
:)
Aysu kızım söyle bakıym Coco neden Lesliyi terketti ?
Otuuur kocamman bir sıfır sana... :)
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik
DİLEK YILDIZI
iki kuvetli kalemin bileşkesi çılgın olmuş...
Marsel hala yaşıyorsa ve de canlıysa...
lacivertiğnedenlik
DİLEK YILDIZI
kırılan bardağı kadar maketlerin tutkalına karışmamalıydı...:-) oysa...
DİLEK YILDIZI
lacivertiğnedenlik
Aynur Engindeniz
lacivertiğnedenlik
Tutkalla yapıştırsınlar seni benim yüreğime e miiiiiiiiiiiiiiiii?
Al bedduamı da ettim ki mübarek Ramazanda kesin tutarrrrr.... :)
(( Seçil Nimet ))
Şey ide beni senin yüreğine yapıştırsınlar ağaç tutkalıyla... :Pp
lacivertiğnedenlik
Caniler... O_o
Ateşte tutkal daha bi hoş kokmuştur hani. Severim tutkal kokusunu.
Şahane idi, son canice bitse de.
Hata yakaladım heyooo. ^_^
"...Chao’yu gözlerini aleve dikmiş halde pijamasıyla bekler halde izlerken..." bu cümlede "halde" sözcüğü iki kez kullanılarak anlatımı bozmuş. (ihi)
ÇOK İYİYDİNİZ, keyifle okudum efendim. Tebriklerrr.
NebihaMuradî tarafından 7/23/2012 1:24:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
lacivertiğnedenlik
chaotica
Bakiim... Evet ben yapmışım.
Teşekkürler...
Kalimera.
Rica ederim, tekrar tebrikler. Yazı bölümüne pek bakamıyorum, epeydir böyle başarılı bir öykü okumamıştım... Sevgilerr...
glenay
selâmlar..
lacivertiğnedenlik
Teşekkür ederiz.
Davidoff
Chao biraz daha insaflı olamaz mıydın ya :(
Ramazan ayında gül suyu falan yani puh puh. Alacağın olsun senin, elbet elime düşersin.
Bekle de gör bakalım.
:)
lacivertiğnedenlik
Davidoff
Rukiye'ye güllaç yaptırıyorduk tam da içine gül suyu koyduracaktık
:(
lacivertiğnedenlik
chaotica
Elime düştünüz hanımefendiciğim... :)))
Davidoff
lacivertiğnedenlik
Davidoff
Yetti artık :(
lacivertiğnedenlik
Marsel de yanmadı değil mi(?)
Kuracağımız cümlenin gittiği yeri bilerek -diğer adı bilinçli- hattâ şöyle insan yanımızla çivileyerek başlayalım diyorum yoruma ne dersin Lacivertiğnedenlik..
Öncelikle iki kalemin kelâmı, birlikteliğin mahsûlü deyi hakikaten heyecan ile gezdirdim gözlerimi satırlarda. Senin kaleminin duruşunu zâti biliyorum ama Chao'yu öyküde ilk okuyuşum ve başarılı buldum çalışmanızı..
Şu paragraf:
"Emma yataktan çıktı. Çekmeceden sigarasını çakmağını ve cam kül tablasını çıkardı. Titreyen parmakları arasındaki sigarayı güçlükle dudaklarının arasına götürdü."
İki kere okudum, serin ve sessiz anlatımı seviyorum ve burada da öyle "ses yok".. Sessizliği ses ile vurgulamış olmanız gözlerimi güldürdü.
Avrupa gezisi ilham olmuşsa ne mutlu kadromuza :)
Elbet es geçmemek gerek, anlatımınızdaki duruluk ve üslûp.. Üslûp.. Bir an hiç ilgisi olmasa da bir Gorki'yi hatırladım. Durduk yere hatırlamam, nedense o geldi aklıma..
Elbet gözleri tırmalamayacak derecede özen gösterdiğiniz imlâ ve noktalamayı gözardı etmemek gerek. Böyle sayfalardan huzurla ayrılıyorum.
Dâima güzele..
Sevgiyle kalın ikiniz de.
**Havin_** tarafından 7/23/2012 12:31:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
lacivertiğnedenlik
Ne kadar güzelmiş,
Roman tadında...
Sonrasını merak ettim, devamı gelecek sanırım...
Tebriklerimle,
Selamlar,
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik
Teşekkür ederiz ,he valla :)