- 1703 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ZİHNİN ARINMASI ; UNUTMAK
ZİHNİN ARINMASI ; UNUTMAK
Eğitimci-Yazar Aydın UZKAN
Bir olayın, bir kişinin yada bir cismin zamanla hafızadaki netliğini yitirmesi durumudur unutmak. Öyle bir durumdur ki bu, bazen unutmak için çabalasanız da başaramazsınız. Bazen ise kendi kendini gerçekleştirir , sizden bir yardım almadan. Ama insan aslında tamamen unutmaz. Etkisi azalır sadece kişilerin, olayların ve cisimlerin. Alzheimer olmadığınız sürece de durum böyledir.
Unutmak, Allahın insanoğluna verdiği büyük bir hediyedir. Acılar unutulmasa, hafiflemese üst üste gelen diğer sıkıntı ve hüzünler ile insan yıkılıp giderdi. Düşünsenize acıları sürekli olarak ilk günkü gibi yaşadığınızı ? Bu yönü ile unutmak, insan huzurlu bir zihne sahip olma yolunda geliştirdiği savunma mekanizmalarının ilk basamaklarından birisidir. Themistocles ‘’ Bana hatırlama sanatını değil unutma sanatını öğretin. Çünkü ben hatırlamak istediklerimi hatırlıyorum ama unutmak istediklerimi unutamıyorum’’ demiştir.
Unutmak zamanın bir getirisi geçen zaman orantılı olarak artar. Bazen bağışlamak, bazen de cezalandırmaktır unutmak. Söylemesi bir hece olsa da gerçekleştirmesi aylar hatta yıllar alabilir. Unuttum demek bile hatırlamaktır. Bu yüzden unutmak, bazen kendini kandırmak ile eş anlamlıdır. Çünkü ne kadar aşınsa da gerçekler, detaylar hep saklı kalır ve unutulmaz. Unutmak yok saymak olmadığı içindir ki ona vefasızlık etiketi yapıştırılamaz. Hatta unutmanın Öyle bir tadı vardır ki , kendinizi kış uykusundan yeni uyanmış bir ayıcık gibi hissedersiniz. Andre Mauroıs ‘’ unutma olmayınca saadette olmaz ‘’ der. Bu duygu bir yara bandıdır. Ama o bandı kaldırıp yaranın altına yara iyileşmiş diye ikide bir bakarsanız bir anlamı kalmaz. Gerçekten unutmak isteyen parmağına bağladığı ipi çözendir. Unutmayınca zaman bile yavaşlar, geçmez bilmez. Bu yüzden unutmak , canınızın yandığına inat yavaşlayan zamanı, kollarından tutup ileriye itmektir.
Unutmak, yerinde kullanıldığında büyük bir nimete dönüştüğü gibi , yerinde kullanılmadığı zamanlarda da vahamete sebep olur. Dünyanın en büyük deniz facialarından biri olarak tarihe geçen ve binden fazla kişiye mezar olan Titanik’in batışının ardındaki sırda unutmayla ilgili. Geminin gözcüsüne kaptan tarafından yolculuktan sadece birkaç saat önce bir başka gemiye nakledildiği haber verilir. Gözcü, sinirle gemiyi terk ettiğinde içinde dürbünün bulunduğu gözcü dolabının anahtarını yerine gelen yeni gözcüye teslim etmeyi unutur. Yeni gözcü gözcülüğü dürbün yerine gözlerine güvenerek yapmak zorunda kalır. Ve Titanik’i batıran buzdağını çok geç fark eder. Gözcünün facidan kurtulduğunda polise verdiği ifadede, “Önceki gözcü dürbünlerin olduğu odanın anahtarlarını bana vermeyi unutmasaydı ve dürbünümüz olsaydı bu faciayı önleyebilirdik” dediği ortaya çıkar...
İnsan kelimesi de zaten unutmak anlamına gelen nisyan ile aynı kökten gelmektedir. Öyleyse insan olduğunuzu hatırlayın ve unutun. İyilik yapıp denize atmaya ve unutmaya devam edin. Balık bilmezse Hâlık bilecektir. Çünkü unutmak iyi insanların intikamdır. Neleri mi unutacaksınız ? Boş verin, unutun gitsin …
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.