Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
ayvalıklı
ayvalıklı
@ayvalikli

KIZILBAŞLIK-MUM SÖNDÜ- ALEVİLİK KÜLTÜRÜ (ŞAH VE SULTAN)

21 Temmuz 2012 Cumartesi
Yorum

KIZILBAŞLIK-MUM SÖNDÜ- ALEVİLİK KÜLTÜRÜ (ŞAH VE SULTAN)

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2820

Okunma

KIZILBAŞLIK-MUM SÖNDÜ-  ALEVİLİK KÜLTÜRÜ (ŞAH VE SULTAN)

KIZILBAŞLIK-MUM SÖNDÜ- ALEVİLİK KÜLTÜRÜ (ŞAH VE SULTAN)


Toplumumuzda çok ta yanlış bilinen bir konu üzerine olacak bu yazım.Sultan II. Beyazıt Han İle şıh (ŞAH) İsmail arasında bitip tükenmek bilmeyen bir savaşın hikayesi ile ortaya çıkar.Bu iki liderin orduları bazen 100 bin(yüzbinlere) ulaşır.Okadar çok taraftarı olan bu iki güç dengesi arasında bazen Taraftarlarını tanımakta güçlük çekmektedir.Bu nedenle şah kendi neferlerine başlarına kırmızı birer İşaret takmalarını istemesiyle ortaya çıkar.Aksi halde birbirlerini tanıyamayacaklarını öldüreceklerini söyler.Bu iki lider aslında farklı milletlerle ile hiç savaşmamış hep aralarında savaş yapmışlardır.
Burada öne çıkan ise dinsel fenomen olarak Alevilik ,Sunilik mezhep çatışmasıdır.Bir eğitimci olarak toplumumuzda ön yargılarla yaklaşmak yada yaftaları yapıştırmak neden bu kadar kolay ve çok baş vurulan şeylerdir anlamak zor aslında.Bütün din kitaplarında insan gerçeğinin toplumsal yapıda daha rahat özgür özgüvenli saygılı,elit yaşam tarzı üzerine kurulmuş dogmalar doktrinler yokmu dur?Ben bir Sünni olarak bu işin detaylarını araştırırken çok önüm kesilmek istendi.
Ve bu olaylarla uğraşmamam ve bu işten vazgeçmem adına çok üstü kapalı tehtitler aldım.Bütün Semavi Dinlerin ORTAK PAYDASI İNSANDIR.Ve bütün dinler felsefesinin temelinde de toplumsal varlık olan insanın yaşam biçimi bellibir takım prensipler üzerine oturtulmuştur.Hak dinlerin özünde insan sevgisiyle başlayan ve buradan ilahi sevgiye giden bir yol vardır.Tevrat,İncil,Zebur,kitabı Mukaddes…Kur’an Adem Peygamber ile Bizim Peygamberimiz Hz.Muhammet Mustafa (S.V) bu iki peygamber arasında gelmiş geçmiş bütün kitaplar ve dinler haktır ve gerçektir.Ametü duasında bunu belirtmiyormuyuz?Teyit etmiyormu yuz?
İskender Palanın kitabında bunlar akıcı bir dil ve üslup ile dile getiriliyor.Mum söndü olayına gelince bu bir ibadet şeklidir.Alevilik kültüründe saz çalmak ve semah ayini kutsal ve özel kabul edilmektedir.Bu noktada mum yanan anlamında ve süre zaman gösteren bir mizansen vede ölçüdür.Yani bugün yanlış olarak bilinen ve Alevi Kültürünü küçük düşüren anlamda bir olay cereyanı yada yaşanan bir fenomen değildir.(Mum-Söndü-AYİN BİTTİ) anlamındadır.Alevilik bir din değil mezheptir. Sünnilik,Şiilik ve haricilik olmak üzere İslamiyette üç ana mezhep vardır.Sünniler hanifi,maliki,şafi ve Hanbeli fırkasına bağlıdır.Şiilerin bağlı olduğu fırka caferiyedir.Haricilerin bağlı olduğu fırka ise ibadiyedir.
Şu asla unutulmamalıdır ki bizler mutlaka beşer olarak hata yapacak konumda yaratılmış ancak doğanın en kapsamlı varlığı’yız.Bunun nedeni de akıl ve irade varlığı olarak diğer varlıklardan farklı olarak yaratılmış olmamızdadır.Topluma mal olmuş; bu şair ozan; veli; nebi ;evliya,eren,peygamber fertler hep toplumsal düzen ve uzlaşı için çaba göstermiş.Ve Allahın Merhametinden hiçbir zaman ümit kesilmemesi gerektiğinin altını çizmişlerdir.Ve kendilerine emrolunduğu üzere hak olanı ve gerçeği bildirmekle mükellef olmuşlardır.
Her şeyin başı sevgidir.Kardeşliktir.Dostluktur.Saygıdır.Hoş görüdür.Birlik ve beraberliktir.Saygıdan doğan sevgi asıl olandır erdemdir.Hakikat doğru olandır.İnsan oğlunun en zayıf olduğu alan iman ve inanç alanıdır.Bilim felsefe sonunda bir dayanak bulmak temayı bilimsel veriyi onun üzerine oturtmak zorundadır.Sonuç eğer temeli aşıyorsa işte o anda sonuç inanç paralelinde bir anlam ile taçlandırılır.”O” da Allah’tır,ilahtır yada yaradandır. Ama mutlak bir gerçek bulunmak zorunluluğu vardır.
Ramazan ayının daha başında olmamız hasebiyle çokta detaylı olarak yaptığım bir çalışmamı yazıya aktarmayı uygun gördüm.İnsan hem bedensel hem de ruhsal varlık olarak vardır.Düşünendir.Diğer varlıklardan farkı buradadır.İnançlarda yasaklanan her eylemin önce insanın kendine bir zararı sonrada toplumsal yaşama vereceği zarar düşüncesi hakimdir.Ahenk ancak kurallar bütünlüğü ile gerçekleşecektir.Etik ve Estetik kurallar ile Dinin Normları ve kuralları toplumsal düzenin hakemi konumundadır.İnsan inanç gerçeği olmadan sadece bedensel varlığı ile bir bütünlük oluşturamaz.Ancak ruhsal varlığı ile bu bütünlüğü tamamlayacaktır.Birinin diğerine üstünlüğü olanaz.Ve ancak iki varlık bütünlüğü biri oluşturacaktır.Bizim görevimiz Allahın emirlerine uymaktır.Bölünüp parçalanmadan bütünlük içinde yaşamak insan olarak varlık sebebimizdir.
Dünya siyasi tarihi boyunca güç olmak,güçlü olmak ve çağdaş uygarlık seviyesini yakalamak önce birlik olmak ile sonra da çok çalışmak ile mümkündür.(Birlikten Kuvvet Doğar).Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan ayının tüm ulusumuz ve bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını dilerim.Bu ayın getirdiği iyi ve güzel edinimlerle Bayrama ve daha nice güzel günlere ulaşmak nasip olsun dileklerimle yazımı noktalıyorum.Saygı ve Selamlarımla……
-“Her insan bir dünyadır.”
-“Kişi görünüşüyle ağırlanır düşüncesiyle uğurlanır.”
MEHMET DURMAZ AYVALIKLI 21/07/2012
Yanlışlıklara ışık olması Temennisiyle..



Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kızılbaşlık-mum söndü- alevilik kültürü (şah ve sultan) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kızılbaşlık-mum söndü- alevilik kültürü (şah ve sultan) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KIZILBAŞLIK-MUM SÖNDÜ- ALEVİLİK KÜLTÜRÜ (ŞAH VE SULTAN) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
suzan çelik
suzan çelik, @suzancelik
8.8.2012 23:16:44
zaten aklı başında olan bir insan bunlara inanmaz.ben alevi toplumunun aşırı olduğu bir yerde ikamet ediyorum.gayet iyi insanlar.çok sevecen ve saygılılar.buradakiler nusayri arap alevisi.hiç bi taşkınlıklarıda yok.bunlar hep uydurma hikayeler selamlarımla.
Kemnur
Kemnur, @kemnur
23.7.2012 05:40:03
MAKALE niz, ihtiva ettiği bazı noksanlıklara karşın, bir emeği kapsadığından taktire şayandır... değerli hemşerim, keşke MAKALE nizi kaynakçalarla güçlendirebilseydiniz... İskender Pala'nın kitabı unutmamak gerekir ki, bir romandır ve bazı tarihsel sapmaları ihtiva ettiğinden çok güvenli değildir, dolayısıyla kaynakça olarak kabul edilemez... selamlar, saygılar
denizin dünyası
denizin dünyası, @denizindunyasi
21.7.2012 17:28:21
aydınlatan güzel bir yazı dizisi idi, bu iyi geldi dostum, bilgilenme adına, hayırlı ramazanlarınız olsun sizlerinde
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
21.7.2012 14:27:48
Değerli arkadaşım.

Bir eğitimci olduğunuzu belirtmişsiniz o bakımdan bir Tarih öğretmeni olarak bu yazıdaki bazı hatalar konusunda dikkatinizi çekmek isterim.

1-Toplumumuzda çok ta yanlış bilinen bir konu üzerine olacak bu yazım.Sultan Yıldırım Beyazıt Han İle şıh (ŞAH) İsmail arasında bitip tükenmek bilmeyen bir savaşın hikayesi ile ortaya çıkar......Yıldırım Bayezıt ile Şah İsmail Hiç bir zaman karşı karşıya gelmemişlerdir. Çünkü Yıldırım Bayezıt 1402 Ankara savaşından sonra çok da yaşamamıştır. Şah İsmail İse 1514 deki Çaldıran Savaşından sonra çok yaşamamıştır...Yani Yıldırım bayezıtla Şah İsmail arasında neredeyse 100 yıllık bir zaman vardır...Bahsettiğiniz Bayezıt ise Yıldırım değil II. Bayezıttır.


2-Sünnilik,Şiilik ve haricilik olmak üzere İslamiyette üç ana mezhep vardır. ....Tamamen yanlış....İslamiyette İki ekol vardır: Sünni ve Şii ekolü....Sünni ekolünün hak kabul ettiği dört mezhep vardır. Şii ekolünün ise on iki imamı vardır. Caferiler şiilerin tamamını ifade etmezler. Şiiler içinde bir mezheptirler o kadar...Haricilere gelince: Bunu nasıl islamın mezheplerinden birisi olarak ifade edebilirsiniz anlamak mümkün değil...Yani: ismaililer, dürziler, yezidiler bunlar islam mı?.. Harici derken islamın dışında anlamındadır bu kelime...İslamla ve onun mezhepleriyle hiç bir ilgisi yok.

3-Tevrat,İncil,Zebur,kitabı Mukaddes…Kur’an Adem Peygamber ile Bizim Peygamberimiz Hz.Muhammet Mustafa (S.V) bu iki peygamber arasında gelmiş geçmiş bütün kitaplar ....Değerli arkadaşım...Kitab-ı Mukaddes diye ayrı bir kitap yoktur....Hristiyanların ''eski ahit '' dedikleri Tevrat- Zebur karışımına verilen addır kitab-ı mukaddes. Aynı şekilde Yahudiler de tevrat ve zebur'a kitab-ı mukaddes derler...Ayrıca Adem Peygambere gelen kitap değildir, sahifelerdir..Kitap deyince sadece dört kitap vardır : Kur'an, İncil, Zebur, Tevrat....Bunun dışındakilere kitap denmez..

4- Mum söndü olayı alevilere atılan çok büyük bir iftiradır. O konuda müttefikiz.

Mübarek Ramazan ayınızı kutlar size ve tüm islam alemine hayırlara vesile olmasını dilerim.
GÜL BEŞİNCİMEVSİM
GÜL BEŞİNCİMEVSİM, @gulbesincimevsim
21.7.2012 13:32:35
-“Kişi görünüşüyle ağırlanır düşüncesiyle uğurlanır.”

Tam alkışlık söz etmişsiniz

Tebrikler
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.