- 576 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Elalemin Çocukları
Haziran ayları; hiç değişmeyen duyguları ile bir yılı tamamladığımız zamanlardır.
Genç olduğunu hissettiğin anda haziran aylarında sana bir sınav psikolojisi yapıştırırlar aklın şaşar. Ergenliğini Abaza olarak bile yaşayamayan gençlere cinsellik biyoloji derslerinde öğretilir. Bilimsel sevişmeye alt yapı hazırlanır. Hâlbuki adam fizik kurallarına aykırı öpüşmek isteyebilir. Kötü arkadaşlar edinmek için isteğin artar mahalle aralarında ama onun bile tadını kaçırırlar. Yak bir sigara diye uzatılır uzun filtreli sigaralar ama aklına hemen kimyasal yapısı gelir. Büyüdüğünü hissettiğin için babandan aldığın harçlıkların sana koyduğunu hissedersin ama kız arkadaşınla çay içtiğinde anlarsın ki babanın cebine koyduğu hesap öderken ki kadar koymaz. Paket almaya başlarsın arkadaşların senden içmeye başlar insanlardan kaçmak istersin yalnız sigara keyfi yapmak istersin olmaz. Üstün başın sigara kokar ıslak mendil satmayan bakkallardan ıslak mendil almak istersin. Bile bile lades yapmaktır amacın. En sonunda kibrit ve sakız alıp yarısı su olan kolonyadan eline döktürüp çıkarsın. Çıkmaz sokak maçları için okuldan kaçarsın, maça gidene kadar iki tane kıza âşık olduğunu hissedersin. Gerçekleri ancak kendi kalende gol gördüğünde anlarsın. En zoru da şehir takımları tutuyorsan; maç yaparken mahalle arkadaşlarının büyük takımlarının formalarını giydiğinde senin tuttuğun takımın forması olmadığı için beyaz atlet ile koşarken hissedilir üzüntünün dereceleri...
Zaman geçer gider şehrinin takımı alt liglere doğru düştükçe sende haklı bir gurur yükselir. Biz bugünler içinde varız demek için. Dumanlı kentin puslu çocuklarını oynamak içten içe hoşumuza gider. Biliriz ki tuttuğumuz takım hiçbir zaman şampiyonluk görmeyecektir ama yine de vazgeçmeyiz.
Bedava biletler için sıra beklerken ekonomi derslerinin teknik bilgilerini unuturuz. Kimse bize derste öğretmez bileti bedava alırsak dandik köfte ekmekten zevk alacağımızı. Haziran aylarında hissederiz sadece o kaçak kıymanın mideye oturmasını. Lig biter takım düşer...
Haziran gelir annenin hep o söylediği el âlemin çocukları büyüyüp adam olmuştur. Ama biz hala mahalle köşelerinde sigaraya yüzde sekseni vergi olarak para ödeyip güzel memleketin havasını kirletiriz. O kadar güzeldir ki her şey bu ülke hala el âlemin çocukları okuduğu için kalkınmaktadır. En az benim sigaradan verdiğim vergi kadar vergi verip adam olmaktadırlar.
Haziran gelir sevdiğin kızın ailesi tatile gider. Zaten perdesi açık olduğu zamanlar sevgini ifade edebildiğimizi zannederdik. Dandik arabalarla son ses ağıtlar yakarken, onlar çoktan başka şehrin güneşinde renk değiştiriyor oluyorlardı.
Haziran gelince bitmek bilmezdi o sayılı otuz gün. Sanki bile bile yapıyordu devlet bu özel günleri sıcak zamanlara getirmeyi. Babalar günü diye bir şey var sanki bir yılda bir hatırlamak zorunda olduğumuz oda hazirana denk gelmiş. Babası olmayan arkadaşlarımız vardı haziran ayı zor geçerdi onlar için. Karne aldılar haziran. Şampiyon oldular haziran. Ligden düştük haziran. Sınava girdik haziran. Mezun olduk haziran. Sevdiğimiz şiirlerin şairleri öldü yine haziran.
Çok mu küresel ısındık yoksa cehennem bu ayda mı yaratıldı?
Haziran ayları her şeyi öğretirken el âlemin çocukları hep deniz kenarında kumsalda kumdan kaleler yaparak inşaat mühendisleri oluyordu. Biz sanki teşbihte hata olmadan ağustos da saz çalmayı bekliyorduk. Ya da cidden sazı sözü bize yakıştırıyorlardı.
Haziran oldu ya şimdi deniz olmayan memleketlerde sokaklar denize çıkmasa da sana aşığız oldu. Hâlbuki söyleyemediğimiz bir acımız vardı.
Ayrılık bizi hep haziranda yakaladı.
Bir bakarsın bizde başka annelerin gözünden el âlemin çocuklarıyızdır...
Sencer Gültuna
YORUMLAR
sencergultuna
Teşekkür ederim.
Saygılarımla.