- 985 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÖKYÜZÜNÜN AĞIR YORĞANI
Yalnızlık suskun yıldızların hüzünlü bakışı gibidir. Ne kadar kendini çoğulcu görürsen gör hep yalnız ve tekbaşınasın. Öyle zaman oluyor ki kişi kendisini bir rüya aleminde suskun dudaklar da kendiliğinden sözcükler dökülüyor. Evet biliyorum hoşuna gitmese de sevgi ağır basıyor yalnızlığım. Hep uzak ve yalnız olmak, aslında susmayı becerebilmektir. Bazen yüreğin düşlerini tılsımla doldurursun. Konuşmak istesen de suskun kalan dudakların kenetlenir ve yüreğindeki gizli tılsımın sesini duyarsın. Yürek depremlerin sarsılır yıkılırsın yerlere. Bedenin ağır basar sen kalkmaya yeltendikce yürek acısı gözyaşına boğulur. Bir türlü sevmeyi beceremiyorsun der. Yürek dağın öyle yüksek ki farkında olmayan sen düşmüşsun yalnızlık girdabına..
Mevsimsiz zamanlarda açan kır çiçeği misali, usulca büyüyorum düşlerinde. Kendi ekseninde yada rüya aleminde. Başını yaslıyorsun koca yüreğe ninniler ve şarkılar söylüyorsun yürek dağına.. Suskun ve çaresiz kalan zamansızlıklar acıtır dünde kalan yarınlarına. Düşünsel felsefenin anahtarı kişinin tekbaşına ve yalnızlıklarıdır. Uzat ellerini dokunuşları usulca seni kendine getirir, Uyanırsın rüya aleminden bozulur büyün sılkınır dokunursun ruh alemine ben miyim diye.. Zamansızlık kavramı ateş cemberi içinde kendiliğinden yok olur. Kül olup gökyüzüne savrulur. Hüzün çöreklenir yine derinliklerine. İrkilirsin savrulan kül damlacıklarının içinde. Gökyüzü grimsi ve ağır yorğanını savuruyor. Savurdukca sen dökülüyorsun. Gök kızgın hiddetli ve saldırğan, sen yalnızlık ve kül damlacıklarının içinde kalan gizsin. Uçuşan küller dağılıyor etrafa gökyüzü ağlamaya başlıyor ve yalnızlığınla yok oluyorsun. Seller külleri yutuyor. Damla damla yağmur oluyorsun. Düşen yağmur damlacığı yürekleri okşuyor. Suskun ve hüzünlü gökyüzü ağır yorğanının içinde saklı.. Haykırıyor yine haykırıyor ama sesini duyuramıyor. Gökyüzü, yıldız, kül, ve ateş... Sevmenin bedeli yalnızlaştırılmak mı?