- 727 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Edebiyat Kerhanesi
Bundan bir saat önce yazdıklarımı salakça kaybettim diyerek işe girişiyorum. "İnternet Allah belanı versin!"
Hemen hemen şunları yazmıştım.
Günümüzde edebiyatçıların duygusallığı sakız etkisi yaratmaya başladı. Uzadıkça uzuyor. Zamanında bir barda oturup yalnız başıma içkimi yudumlarken, yanıma gelen bir adama ne iş yaptığını sordum. Adam cebinden kitabını çıkarttı. "Şairim" dedi. İsmini sordum "tanırsın" dedi "x" yoo dedim. "Tanımıyorum" Beni azarlamak için sanırım "Bu benim on yedinci kitabım" dedi. "Geçmiş olsun" dedim.
Kitabını garsona uzatıp iki bira istediği andaysa altın vuruşu yapmıştı.
Şimdi bu anlattığım olayı Beyoğlu’nun ücra barlarından birinde yaşayan ben, şunlarla da karşılaşmadım mı?
Masada (rakı masası elbette!) oturup içki içerken karşımda oturan adamın yareni(!) yanındayken herif gözleriyle beni soydu, giydirdi, tekrar soydu, tekrar... Ben hayretler içinde tabii ki içimden küfürler ederek adama bakıyorum, kadın bana bakıyor, ben dönüp kadına bakıyor. Garson geliyor "sıcak ne alırsınız? diye soruyor "sıcak almayacağız*" diyorum.
Velhasıl-kelam yada ezcümle; Edebiyat çarklarının işlediği yer daha çok kelime araları olması gerekirken kemer altı, südyen klipsi civarında dolanıyor?
-Ha o edebiyat oluyor mu?
-Bilmem önce bir yatalım bakarız.
Zaten vasatın altından sürünerek geçen edebiyatımız köşede zırıl zırıl ağlarken. Sus evladım deyip, klasikleri yardıma çağırıyoruz.
Yeter artık ya.
YORUMLAR
Edeb'(iyat)ın nefes aldığı, vâr olduğu yâhut resmedilmeye çalışılmış olduğu mekânlar muhakkak bilinir gerçek edebiyat severlerce. Farz-ı mahâl şâir ya da yazar insan/lar görmek istedi, mekânları tanımak istedi.. Hergün "oldu-bitti" ile yazın olmayacaktır muhakkak. Elbet bar da görecektir deniz deryâ da ve güller çiçekler ile donanmış bağ bahçe bostan da.. Ve görecekleri arasında Mevlâna gibisi de olacaktır "yukarıda değindiğiniz gibisi de"...
Lâkin!!!
Edebiyat'ı bilen, evet evet doğru anladınız "mânâsını bilen" zannetmiyorum ki "kerhâne" ifadesini "edebiyatla" aynı cümlede kullansın..
Kullanmaz!
İlk yapıttan son yapıta tüm edebiyat tarihini biliyor olmamız dahi ve hattâ ömrümüzü bu uğurda çabalayarak geçirmiş olmamız neticede emek olarak ömrümüzü bütün saymamız bile rahatsız olunan durumu beyan ederken örneklemede halk dilinde çağrışımının hakikaten bu denli hoş olmadığını bildiğimiz ifadeleri kullanmak haklı olduğumuzu düşündürmez.
"kâr elde edilen hâne"
Yazdı, sattı, kazandı gibilerle örneklemiş olsanız anlarım. Kelimede hiçbir sakınca yok görüyoruz ama uyandıracağı anlam eminim simit saraylarında elde edilen kârı andramayacaktır ve özellikle de işaret edilen husus da maalesef çağrışımı artıracak şiddette.
"Soydu,giydirdi,tekrar soydu..."
Bu durumda, üzgünüm. Farklı bir yazı okumuş olmayı dilerdim.
Velâkin!
Özgürüz, herkes hürdür dilediğini söylemekte. Saygı duyarız. Aynı şekilde herkes yine hürdür, dilediğini görmekte.
Esen kalınız.
Duygu Tunçbilek
Eski Türkçeye dikkat etmeniz dileğiyle. Çünkü sahip çıkanlar yaşça bizden çok ilerideler...