- 938 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
YAZ AKŞAMI
Yaz akşamlarında hep içimi ürperten kum tanecikleriyle etrafa savrulan rüzgar,bu akşamda içimde ısıtılamayacak kadar soğuk esintiler bıraktı. Bu döngü her ne kadar beni bulunduğum bu mahsenden bir nebze bile olsun uzaklaştırsada, hala içimdeki inatçı çocuk elleriyle dünyaya tutunuyordu . Kim bilir belkide et parçalarıyla kamufle edilmiş ruhum, ilk kez bu akşam tutsaklığının zincirlerini kırmak istedi.Fakat bu hayatın tutsaklığına tutsak kalmış ruhum bir devrimci gibi yakıp yıkmak istiyordu tüm evreni . Tabi bunada engel olan çok daha baskın ve yoğun hislerim kapının ağzında bekliyorlardı beni.İlk adımlarını sağdan atan o duygular modern yaşamdan tamamen uzak yobazlığın simgesi olan bir tür eski çağdan kalma gelenekleri hala yüz üstünde tutup,yüzeyselliğe vuruyorlardı. Bu yaz akşamında beni içine sürükleyen ve düşüren bir olay daha vardı elbette.Oda gökyüzüne baktığımda en parlak yıldızın tüm yıldızlardan çok uzak bir yerde parlamasıydı.Sanırım kendini farklı görüyor, yerini beğenmiyordu ki öyleydi de gözümü kamaştıran ve heyecanlandıran bir ışığı vardı. Bir köşeden onları izleyen ay bile o parlaklığın büyüsüne kapılıp yavaş yavaş bulutların arasında kaybolup gidiyordu . Artık tüm yıldızlar biz insanoğlu gibi en parlağı en yüksekteki yıldızı çekemiyor teker teker gökyüzünü kıskançlık nöbeti geçiren bir sevgili gibi fırtınayla terkediyolardı ve tabi ardından geriye kalan tek şey gürültüyle evrene akıtılmış bir bardak dolusu tuzlu su.. ve bu fırtınalı gözyaşlarından arta kalan damlacıklar tamda bu yaz akşamında anlamsızca açılmış ve kapatılmayan çukurları itinayla dolduruyolardıı. Ah işte o nefis toprak kokusuu,ruha asıl huzuru asıl berraklığı veren o müthiş tat o mükemmel koku.. tüm benliğimi benden alıp geriye sadece bedeni göklere yükselten koku... artık etraf sessizliğe soyunmuş ayaklarını uzatmış yavaş yavaş kapatıyordu göz kapaklarını .etrafta sinsice uçan yarasalar artık kuytu köşelere çekilmiş,ahenge ayak uyduruyolardı. Doğanın evrenin bu uyumu, ağaç yapraklarının usulca esmesiyle son buldu. Artık tüm evren deliksiz bir uykuya tutulmuş gibi kıpırtısız sakin ve sereserpeydi.. Ve bu enterasan döngüye sahip olan yaz akşamında anlamıştım
ki,’MUTLULUK KARANLIĞIN SIRTINDA BAŞLIYORDUI’
Seda ÇAKMAK.