MEYYİTNAME
Vakit geldi ayrıldım aranızdan içimde binbir çeşit ukdeyle. Son kez olsa bile görmek isteyip de görmediğim o kadar çok şey vardı ki…
Zaman mı acımasızdı bana ve sevdiklerime , hayatı gönlümce yaşamaya müsaade etmediği için yoksa ben mi tükettim o güzelim anları zam anın berrak bir pınar misali akıp gittiğini bildiğim halde kana kana içmediğim için mi ?
Biliyorum dönüşü olmayan bir menzil üzereyim ve firak zamanı kalbine ebedi misafir olduğum nice buruk yürekler sıra sıra dizili ardımda. Tek tesellileri güzel anlarımız , ömre bedel muhabbetlerimiz olsun daima.
Bizi oyalayan dünya ne de çok aldatmış; yerlere , göklere sığdıramadığımız bahanelerle. Meğer kalbini kırdığımız insanların bir anlık üzüntüsü bizce abartılmayacak bir şeymiş gibi gözükse de üzülen için o an ölümden betermiş; kırılan kalbi tamir etmek, üzüntü sonrası bir parça mutlu etmek adına her çaba takdire şayanmış.
Şunu daha iyi anlıyorum ki hırs ve bencillik bizi zarara götüren en tehlikeli tuzaklarmış. Ben yerine biz diyebilmek en makul düşünceymiş. Gelecek adına uyumadığımız her saat nefsimiz için bir işkence ise de yarınlara umutla bakan gözler için çabaların en güzeliymiş.
Bizim için belki büyük bir anlam taşımasa da iyilik yapabilmemiz için bazen de iyilik görmemiz gerekiyormuş. Büyük fedakarlıkların da yolu bu düşünceden geçermiş.
Akl-ı baliğ olduktan sonra benim gibi , ölümü tadana dek insanın asıl gayesi yaşama güzel bir anlam katmak , yeri doldurulamayan olmakmış.
Evet !
Geldim, yaşadım ve dönüyorum…
İyi bilinsin ki en güzel haslet ölmeden evvel ölmekmiş…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.