- 1699 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Benim Adım Kitap
Yemyeşil bir ormanda arkadaşlarıyla mutlu mutlu yaşayan bir çam ağacıydım.Dallarıma yuva yapan kuşlar en büyük eğlencemdi.Sabahları onların şarkılarıyla uyanmak bana inanılmaz mutluluk verirdi.Hele dallarımın arasında oynayan sincaplar beni çok güldürürdü.Bazen yorgun bir yolcu geçerdi ormandan ,gölgeme oturur, şırıl şırıl akan dereden su içerdi. Ormanın derinliklerinden su içmeye gelen diğer hayvanlarda dinlenirlerdi gölgemde. Gölgeme oturan birini gördüğümde hafifce dallarımı sallar serinletirdim onu.
Bir gün motor sesleriyle uyandık. Ne olduğunu anlamadan kendimi yerde buldum. Arkadaşlarımla, kuşlarla , sincaplarla vedalaşamadan her bir dalımı ayırdılar. Sonra kabuğumu soyup bir fabrikaya gönderdiler. Öyle çok acı çektim ki anlatamam. Ben neyse bir hayli yaşlanmıştım,ama kuşların yuvaları,s incapların kışlık yiyecekleri benimle birlikte parçalandı,yok oldu. En çok da onlara üzülüyordum.
Fabrikada beni ince ince kıyıp bir hamur yaptılar. Yufka ekmeği gibi açıp beyaza boyadılar. Bu kez kendimi bir matbaada buldum, merak içindeydim. "bana ne yapacaklar?"endişesi sarmıştı içimi. Matbaada beni kestiler ve bir şekle soktular. Aklım hâlâ kuşlar ve sincaplardaydı. Derken her bir parçama birşeyler yazdılar. Resimler çizip renk renk boyadılar. Acılarım dinmiş , hatta mutlu olmaya başlamıştım. En az ağaç olmak kadar önemli bir görev vermişlerdi bana.
Yazıları ve resimleri üst üste koyup bir de kapak yaptılar. Kapakta çok güzel bir çam ağacı resmi vardı. Benim ormandaki halime benziyordu. Artık ben bir kitaptım. Belki kuşlara yuva olamayacaktım. Belki sincaplarda dallarımda oynamayacaktı ama yeni görevimde çok önemli ve güzeldi: Mini mini çocuklara birşeyler anlatmak.İçimde hikayeler,şiirler, bilmeceler, neler neler vardı.
Beni ve diğer kitap dostlarımı bir kitapcıya götürdüler. Kitapcı bizi çok sevdi. Özenle vitrinine dizdi. Hepimiz gururla bakıyorduk yoldan geçenlere. Bazıları özlemle bakıyordu bize. O zaman çok mutlu oluyorduk. Ama bazıları kafalarını bile çevirmiyordu.Ya da boş boş bakıyordu. Bu durum bizi çok üzüyordu.
Bir gün vitrinde canı sıkılmış bir halde dururken bir çocuk yaklaştı vitrine. Burnunu iyice cama dayadı. Bizi görünce çok mutlu oldu. Gözleri ışıl ışıldı. Eve koşarak giden çocuk babasına beni anlatmış olmalı ki ertesi gün bir bey geldi, kitapçıya. Eliyle beni gösterdi ve güzel bir paket yapmalarını istedi. Çok sevindim. Süslü paketin içinde kibar beyin çantasına yerleştirildim. Benim için yeni bir serüven başlıyordu. Bir eve girdiğimizi kapının zilinin çalmasından anladım. Çocuk sesi duydum. Sonra çanta açıldı. Bey beni alıp küçük kıza verdi. Küçük kız çok mutlu olmuş, sevinçten havalara uçmuştu. Paketi açıp beni bağrına bastı. O mutluydu ben daha mutluydum.
Küçük kız babasına defalarca teşekkür edip odasına çekildi. Beni okşaya okşaya içimde anlatılanlara daldı. Sayfalarımda yazılı olanları okurken yemek bile yemek istemedi. Sonunda yorgun düştü. Beni yastığını altına koyup uyudu. Ben bir süre onun nefes alışını dinledim. Sonra orman geldi aklıma. Ormanda mutlu bir çam ağacı olmak çok güzeldi. Ama yaşlandıktan sonra kitap olup çocuklara bir şeyler anlatmak daha da güzeldi.
Küçük kız uyuyunca annesi beni yastığın altından aldı ve okuma bilmeyen minik oğluna okumaya başladı. Sayfalarımda bir çam ağacının öyküsü vardı. Öykünün sonunda çocuklara öğütler veriliyordu. Şöyle diyordu içimdeki öykünün sonu: "çocuklar okumak çok önemli biligi edinme yöntemidir. Eğlenerek neler neler öğrenebilirsiniz. Ama kitaplarınızı okurken dikkat edin. Sayfalarını yırtmayın,yıpratmayın ki daha çok çocuk okuyabilsin. Unutmamanız gereken bir şeyde kitapların yapılması için ağaçların kesildiğidir. Kitapları yıpratır yırtarsanız yenileri için daha çok ağaç kesilmesi gerekir. Böylece ormanlarımız azalır ülkemiz çölleşir."
Ben ormanda mutlu bir çam ağacıydım. Ama şimdi adım KİTAP.