- 4667 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
GÜZELLİK
GÜZELLİK
Güzellik hayatımızın bir parçasıdır. Güzellik üzerine neler yazılmadı, neler söylenmedi ki. Güzellik yüce Rabbimin yaratıklarına vermiş olduğu en güzel nimetlerden biridir.
Güzellik çeşitleri çoktur. Ben, insanın dış güzelliği üzerinde duracağım. Tabii ki insanın bir de iç güzelliği vardır. Aslında önemli olan da odur. İçi güzel olmayanın, dış güzelliği mağazalardaki maketler gibi olur ya da süs bitkileri gibidir.
Yaratılışı bir düşünün. Bebekleri, çocukları bir düşünün… Onların güzellikleri, mucizevî olarak sizi etkilemiyor mu? Yaratılışı, yaratılanları düşünelim. Bütün çocukları düşünmekle başlayalım. Anne ve babaları hangi dinden, ırktan, mezhepten ya da hiçbir dine inanmayan ateist ya da deist olsunlar. Onların çocuklarını bir düşünelim. Güzelliklerini masumiyetlerini ve yaratılışlarındaki mükemmelliği düşünelim…
Bütün çocuklar güzel ve eşit doğarlar. Onlar masum ve günahsızdırlar. Dünyanın ikiyüzlülükleriyle daha tanışmamışlardır. Onlar yaratıkların en güzelidirler.
İslam inancına göre, yani inancımıza göre her çocuk, İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra annesi, babası Mecusi, Hristiyan ya da Yahudi ise çocuğunu kendi inancına göre yetiştirir. Tabiî ki Müslüman ise İslam inancına göre yetiştirir. Anne babaları çocuklarını fıtrat güzelliğinden uzaklaştırarak kendi dünyalarına doğru yolculuk yaptırırlar.
Bütün çocukları bu yüzden çok seviyorum. Güzel yüzlü çocuklar; iyi ki varsınız. Sizinle evlerimiz, neşeleniyor ve rızkımız bolarıyor. Sizlerle, yaşam sevincimiz artıyor. Siz, güzel yüzlü çocuklar! Rabbimin vermiş olduğu en güzel nimetsiniz…
Güzellik, gençlikte de yüzünü gösterir. Gençken herkes güzeldir. Yine hangi dinden, ırktan ve mezhepten olursa olsun; her genç Rabbimin vermiş olduğu beden güzelliğini üzerinde taşır. Ama bu güzellik kavramı da biliyorsunuz görecelidir. Gençlerin çoğu güzeldir bedenen, ama çocuklar kadar masumluklar onlardan uzaklaşmıştır.
Çocukların beden güzelliklerinin yanında ruh güzellikleri de vardır. Ama bazı gençler, bu ruh güzelliğinden mahrumdurlar.
Kızlar için güzel kavramı kullanılırken, erkekler için yakışıklılık kavramı tercih edilir. Kastedilen mana aynıdır. “Şu kız, çok güzel, sanki bir melek.” denir. Aslında meleği bir kıza benzetmek çok günahtır. Bizim toplumda bu hatalar sık sık yapılır.
Kızlar derler ki: “Şu delikanlı, çok ama çok yakışıklıdır.” O gencin iç dünyasını bilmeden derler bunu. Kim bilir, belki bunu söylemekte haklıdırlar da.
Gerçekten de Rabbim mükemmel yaratmıştır insanı. Yakışıklı erkekler ve güzel kızlar sevdikleri gençlerin ruh dünyalarına inmeden severler. Sevdikleriyle de hemen evlenirler. Sonra dertler, acılar ve ıstıraplar birbirini kovalar…
Gençler, güzellik ve yakışıklılık kavramlarına o kadar kendilerini kaptırmışlardır ki, koparamazsınız onları bu duygulardan. Gençler, ileriki senelerde anne ve babaların sözlerini dinlememenin büyük acısını çekerler. Gururlarından yanlış yaptım da diyemezler.
Uğruna canını verdiği yakışıklı delikanlı veya güzel kız artık onu önemsemez. Onun güzelliğini ve yakışıklılığını görmez. Belirli süre sonra eşlerine bile bakmazlar. Çile yumağında yuvarlandıkça büyürler. Büyüdükçe de tümden kendilerini kaybederler…
İşte kız olsun, erkek olsun güzellik ve yakışıklılık olgusu her ikisinde de vardır. Fakat gençler, öncelikli olarak ruh güzelliği yerine, beden güzelliğini tercih ederler. Duyguları akıllı hareket etmelerine engeldir. Yine duyguları büyüklerini dinlemelerine de engeldir.
Güzellik kavramı, ihtiyarlık döneminde de ortaya çıkar. Dananın kuyruğunun koptuğu yer burasıdır. Gençlik yavaş yavaş kaybolup ihtiyarlık evresine geçilirken, güzellik ve çirkinlik kavramı büsbütün karşımıza çıkar.
Huyu güzel, dindar olan, ibadetlerini güzelce yerine getiren insanların gençlikteki ruh güzelliği yüzlerine yansır. İşte bu kişiler, ruh ve beden güzelliğini aynı anda üzerlerinde barındırırlar.
Gençken ayıramadığımız olguları, yaşlılıkta rahatça ayırabiliriz. Gençlik döneminde ruh güzelliği olmayanların, ihtiyarlık döneminde beden ve ruhen çirkinlikleri karşınıza çıkar. Artık ben buyum der. Ruh güzelliği olan yaşlı insanların güzellikleri ise nur yüzlü olarak karşınıza çıkar. Bedeni güzellik geçicidir, ruh güzellik ise kalıcıdır.
Acaba çevremizdeki insanlara bir de bu gözle bakmayı hiç düşündünüz mü? İnsan, bedenini güzelleştiremeyebilir ama ruhunu güzelleştirebilmek kendi elindedir. Önemli olan da bu değil mi? Beden güzelliğinin esaretine teslim olmadan ruh güzelliği görebilmek ve onu yaşayabilmek…
17.07.2012
Çekerek
YORUMLAR
evet güzelliğine güvenme bir sivilce yeter------------------ güzellik olayını eğer dışta ararsa insan oğlu vay ki vay haline--- tabi ki çirkin olmasını kimse istemez- amma velakin huyundaki munislik güzelliğini bile örten oldumu-- kim baksın o yüze-- der yar yar yar-- tatlı dil güzel ahlak en güzeli--- hep evlatlarıma dediğim bir şey var ki--- güzelliğini huyunda--- zenginliğini ruhunda arayın -----işte o zaman sırtınız yere gelmez--- huyu güzel ruhu güzel-- zenginde eder-- vezirde---
Rabbim bu zaman da akıl versin tüm gençliğe,,
sevgimdeniz
İDRİS ÇETİN
güzel tespitte bulunmuşsunuz.
Evet ruh güzelliği bence daha önemli...öyle olması gerekir zaten selamlar...
İDRİS ÇETİN
sağlıcakla kalınız.
varlığa bir kıvılcım ,güzelliğe bir sivilce yeter demişler çok da doğru demişler....
efendim tebrik ederim güzel konuydu....
iç güzelliğine önem veren bir genç olarak size katılıyorum.....
İDRİS ÇETİN
sağlıcakla kalınız.
edebiyat öğrencisi
Güzellik kavramı kişiye göre değişse de, benim inancım, insanın iç güzelliği yüzüne nur gibi yansımasıdır. Yüzü güzel olanın yüreği çirkin olamaz. "Yüz kalbin aynasıdır " söylemi de beni doğrular gibi.
Tebrikler...