Akıl mı Aşk mı?
Kimileri derki akıl üstün, kimileri aşk üstün. Akıl hakkında konuşan da aşk hakkında konuşan da doğru söylemede, çünkü kendilerinde olan gerçekle konuşuyorlar. bir de gerçek akıl ve gerçek aşk var ya... Yaşayan bilir ve asla tartışmaz..
Mevlana der ki; "Akıl vardır cennete götürür, akıl vardır cehenneme götürür. Seni cehenneme götüren akıla sakın akıl deme..." "Eşeğe kanat taksan uçup konacağı yer yine ahırdır" der başka bir beyitinde. Kimi zaman akıl bir kanat, kimi zaman da aşk bir kanat olarak tarife girer.
"Kuzgunun kanadı onu mezarlığa, doğanın kanadı da onu padişahın koluna taşır." Cüzi akıldan yani kendisini sıkıntıdan henüz kurtaramamış olan akıldan dem vurursa ne yapmak lazım? heralde hafif bir tebessüm. Çünkü bu akıl onun kulaklarını tıkamıştır da duymasını engellemiştir.
Akıl faydalanacağı şeyleri arar ve bu yüzden de başı dertten kurtulmaz. O yüzden "filozofik akıl"dan sakınmak gerek der bilenler. Akıl elbetteki yücedir, ilk yaratılandır ama bu bizdeki olan mı?
Biz fayda içindeki zarardan ya da zarar içindeki faydadan haberdar mıyız? Ez-zarr ismiyle tanışan akıl nasıl bir tavır almadadır?
Baykuşun aklı onu viranelerde tutarken baykuş kendisini alemin filazofu görür, bulunduğu yeri cennet tarif eder ama sızlanıştan da hiç taviz vermez.
Aşkı tanımayan nerden bilsin ki aşk nedir. O faydalanacağı şeylerin adını aşk koymuştur da akıllı geçinir. Aklı ve aşkı anlayabilmek için, padişahla hemdem olmak için mesnevinin son hikayesi olan padişahın üç oğlunu yaşamak lazım galiba...
Saygılarımla
Almuti
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.