Camide koşturan çocuk
Hafta sonunun gündüze denk gelen vakit namazlarından biri... Camii çok kalabalık değil. İçlerinden biri dört yaşındaki çocuğunu da getirmiş. Camiyi, cemaati, dahası cemaatle namazı bilmeyen çocuk, ilk başta beraber eğilip kalkmalara dikkat kesiliyor. Birazcık alışınca bunu oyuna çevirmek geliyor aklına. Kalkıp saf aralarında koşturmaya başlıyor; bir uçtan diğer uca. Ama tam babasının yanına varmaya bir-iki kişi kalmışken cemaat topluca eğiliyor. Bir anda duraksıyor, önde kalan az bir boşluğa atıyor kendini ama çok panikliyor. Tedirgin adımlarla ilerleyerek babasına ulaşıyor.
Birkaç saniye dayanabiliyor hareketsiz kalmaya. Tekrar kalkıp koşturmaya başlıyor. Bu sefer eğilmeleri de hesaba katıyor ve cemaat eğilmeye başladığı zaman eğilerek oyununa, koşturmasına devam ediyor. Ama bir terslik oluyor; cemaat üzerine üzerine ilerliyor. “Bu amcaların bana kastı var” diye düşünmüş olacak ki “Baba, baba” diye bağırıyor. Ama yine ön tarafta kalan boşluktan istifade ederek babasına ulaşmayı başarıyor. Derken secdelere de alışıyor ve namaz bitinceye kadar bir o yana, bir bu yana koşturup duruyor.
Namaz kılanlarda huşu falan kalmış mıdır, bilinmez. Ama o çocuğun gözlerindeki ışıltı, bu anı ne kadar sevdiğine dair fazlasıyla ipucu veriyor.
YORUMLAR
Önermesi, ana fikri veya herhangi bir mesajı olmayan bir öykü. Konu anlamında da zayıf kaldığını düşünüyorum. Naçizane...
ikram
Saygılar...