- 1193 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Bir Kalbin Eşiğinde - 7 -
Bir Kalbin Eşiğinde - 7 -
Hepimizin bu hayatta en iyi bildiği şey hasrettir. Hasretlik denilince herkeste aynı sızı, aynı burukluk, aynı duygu, anlam değişmese bile söz değişir, anlatım değişir, şivesi değişir de… acısı hep aynı!
Kalırsın… Bir duvar, bir göl, bir kaya, bir çınardan farkın kalmaz. Kalamadığın bir hacmin içinde sabrı öğrenirsin, nefes almayı, susmayı, görmeyi… Dokunmadan, söylenmeden, ağlamadan, yakından bile değil, seversin. Kalbine nefreti öğretmediğin zihnin bile seni anlamaz. Sen anlarsın yapayalnız kaldığını ama… Uzaktan sevmeyi bilenlerin arasında değilken üstelik. Sımsıkı sarıldığın bir umut seni yaşamaya zorlar. Amacın vardır nihayetinde. Aşk insanı böyle bir zindan içine hapseder. . . Sıkılırsın, boğulursun, üzülürsün, ölmek istersin de yine bir ses, bir nefes, bir el seni kaldırır ayağa… Hem saatlerce günlerce değil ömrünün birkaç dakikası yeter bunları hissetmene.
Anne hissetmek kadınların mı, erkeklerin mi işi söylesene… Sevmeyen bir kalp hissetmeyi neylesin!
Aslında hepimiz bir rüyadayız, uyanınca boğulacağımız. Hepimiz bir çıkmazın içinde, hepimiz bir şeylerin peşinde, hepimiz huzursuz, gülmeyen, yüzünü yoldan kaldırmayan, etrafına bakmayan, dokunmayan, görmeyen, geceyi gündüze karıştıranız biz. Dar sokaklardan, bozuk kaldırımlardan, yüksek duvarlardan kaçırmazsın gözlerini. Öksüren sarmaşık, parçalanan söğüt, ağlayan kavak, öldüren güller kadar huzursuz… Bir martının kanadı kadar serin ve gözleri kadar mavi olmayı düşleriz bazen. Bazen içinden hiç çıkamayacağımız bir okyanusun gözyaşları olmak… Tarifi yoktur bazı duygularımızın. Çünkü duygularımızın içinde kaybolmuşuzdur. Anlık değişir, bazen en mutlu olup kahkaha atmayı düşlerken, bazen bir uçurumun dibine sürüklenirken çığlık çığlığa bağırmak… Hangisinde yer almak istersiniz?
Anne elimi tut korkuyorum! Beni n’olur bırakma...
banukalyoncu
Fotoğraf: Bade Kalyoncu