- 733 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KOR KIRMIZI KUSMALAR
Gülnur Ateşoğlu
Bazen çıkılmaz olunur işin içinden büyüdükçe büyür çıkmazlar,hapsolur kalıverirsiniz upuzun bir çıkmaz sokağın içinde.Ne hikmetse çocukluğumuzda kalma hep bir iki çınar ağacı vardır o sokakta bizi bekleyen ve her seferinde koşup ona sarılırız hüngür hüngür ağlarken dizlerinin dibinde buluveririz kendimizi. Artık salıncak kurduğumuz o çınar ağacı bugün başımızı okşayan bir büyüğümüz olmuştur.Her telaşta nefes nefese sarıldığımız....Heybetine bakarken biz, o bizim acizliğimize .
Ayakta duracak takatımız olmaz bazen, sağlı sollu tutunurken dallarından, bir alev çıkar ciğerden kor kırmızıdır kusmalar.Ya geçmişe söversin ya gidene ya gelene......ne önemi var?Sonuçta can yanmaların var.
Sıvazlarken çınar yaprakları sırtını, sızılar bir kat daha artar yaralarından .Rüzgar avucunun içine alırken yüzünü üzülme der.İki damla tanesinden serpiştirirken yağmur -hey! kendine gel kendine!
Kim takar rüzgarı yağmuru ?
Ya ben ?
Kasırgalarda kavrulurken ,tufanlarda savrulmuş.Deprem gibiydi sevmeleririn bende.Dönerken başım ve kararırken gözlerim.Duramazdım yerimde.Önce kıyamet koptuğunu zanneder Kelimeyi şahadet getirir sonra iki adımda koşar sarılırdım sana sımsıkı..
Yeniden bulmuş gibi ,yeniden doğmuş gibi.Her seferinde yeniden aşık olurdum..
Sorma şimdilerimi umutsuzum mutsuzum
Meğer umut etmekte bir umutmuş ,umutsuzluklarımda anladım.Geriye kalan ne ki geçmişten gününe.Kalbur
üstünde kumlar arasından sıyrılan birkaç çakıltaşı gibi .Geçerken nehir kıyısından atsan kıyamazsın, tutsan kanatır avuçlarını. Ve bazen bilemezsin çelimsiz zannettiğin yüreğin değildir aslında çelimsizdir ellerin ,an gelir bir deli kasırgada açılr avuçların dökülüverir çakıltaşların