- 584 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÜÇÜK ADAMLAR
Bu ne karanlık bir güneştir doğdukça ölümler kusuyor gök kubbeye açılmış minicik avuçlara. Ne hicran ne kederdir 10 yaşında bir kız annelik yapıyor doğmadan ölümünü yaşayan kundaktaki kardeşine. Ağlıyor kurşunlar, asılı kalmak istiyorlar havada lakin eline silahı alan yaşı büyük kendi küçük adamlar kan istiyor adeta susuzluktan boğazları kurumuş çakallar misali. Minareler ki gök kubbeyi ayakta tutan o eşsiz direkler sessiz kalmış nicedir yaralı güvercinlerle başbaşa.
Eli kalem tutacaktı onların. Dünyaya hep batıdan bakanların aksine bir de kendi pencerelerinden bakacaklardı. Olmadı bırakmadı insanlığın düşmanları. Hırslarını ateş yaptı masumlukları o ateşe attılar.Olmadı o camiler ki bir zamanlar dünyaya hükmeden ecdadın eserleriydi şimdi ne amaçlarla kullanıldığını görse ecdad üzerimize yürür böyle mi koruyorsunuz size bıraktığımız mirasımızı diye.
Küçücüklerdi daha kalem yerine silah verildi ellerine ve defter yerine kan kokan topraklar serildi gözlerine. O gözler ki saftı tıpkı sabah güneşi kadar aydınlıklar vaadediyorlardı yarınlara. Şimdi ne amaçla olduğunu bilmeden doğmadan ölmeyi öğreniyorlar. Bombalar ninnileri olmuş ve oyuncak değil gerçek silahla polisçilik oynuyorlar harab şehrin ölü binalarının aralarında.
Evet onlar küçük adamlar. Her şeye rağmen yaşayabilenler. 10yaşında 10 asırlık topraklarında tarihin tozlu raflarına kaldırılıyorlar birer birer. Yaşı büyük ruhu küçük adamlara inat küçük yaşta büyük ruhlarıyla ölümü kovalıyorlar her şafak vakti. Öldürmüyorlar çünkü ölüm ne bilmiyorlar. Tacizcilere oyuncak olmuş bedenleri ve çıkmayan sesleriyle dünyaya haykırıyorlar neredesiniz küçük adamlar yolunuzu, yardımınızı bekliyor diye haykırıyorlar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.