Çankırı'da toplumsal mutluluk
Toplumsal mutluluğun yaşanacağı insanlar arasında yerimi almıştım.
Bir zamanlar halk sineması olan bu salon tarihe tanıklık etmişti.Aynur Aydan ok fırladı yaydan dayan ağabiciğim dayan gibi reklamlarla yakında bu sinemada diyen akustik sesler şimdi zamanın gerisinde kaldı.Artık burası bir toplantı salonuydu.Bende bu toplanan insan topluluğu kadar heyecanlı ve mutluydum.370 küsur kişinin başvuru yaptığı ve 66 sının mutluluğuna tanıklık eden bu salon artık yeni bir tarihin başlangıcına tanık olacaktı birazdan.
Neden 65 değil 67 değil 66 taneydi mutluluğumuzun sembolü.Bir gizemi bir anlamı olmalı derken muhlis tepesindeki ebcedin hamam kadar sıkıcıydı içerisi saat 14.00 başlayacak olan program hala başlamamıştı yarım saat geçmişti aradan.Bulmuştum 66 rakamını ebcet hesabına sonunda vurmuştum.66 konut 66 mekan 66 insan derken ebcet ne derdi bu işe.A-1+L-30+L-30+A-1+H-4=66 Hadi yine iyisiniz işi 66 bağlayıp Allaha topu attınız.Bu toplumun geleceği Allah’a kalmıştı.
Allah bu kadar basit konulara muhatap kılınamazdı.Bu başkaydı toplumsal guruplaşmalar,toplumu denetleme ve düzenlemede diyebiliriz.Aslında bu kentin aslına bakılınca elek ve kasnak hala sembolümüzken toplumu eleme veya kasnaktan geçirmek daha yerinde olur.
Pahalı ve lüks arabaları ile kent sokaklarında boy gösteren memleket beylerinin ,boyalı ve süslü karılarıyla mutlu oldukları bu kentte artık temizlik yapılıyordu.Bir kısmı elenmiş kalanlarda ufak ufak kentten uzaklaştırmaktı amaç.Elemek halkı ayrıştırarak yeni bir toplum yaratmak.Hastanın,yoksulun,fakirin,fukaranın ve engellinin ne işi var bu mutlu tablo içerisinde.Bu düşünceler bir anda sıyrıldım.Geçmişin Valisi bu günün vekilini yüreğimden sonsuz bir alkışla yad ettim.Ne kadar haklıymış BU ŞEHİRDE HERKES PARASI KADAR KONUŞSUN demekle.Şimdi bu toplum ayda 100 liraya apartman sahibi olacaktı.
Resim sergi salonunda gördüğüm memleket hanımefendileri resmettikleri tuvallere bu insanların toplum içerisindeki yerini resmederse kente hainlik etmiş olurlar.Atlar,dans eden kadınlar,zarif elbiseli hatun tabloları arasında kelebek motifleri yer alırken düşsel küçük evler içerisinde ne işi var bu heyecanla bekleyen insanların.Eskimiş yakalı gömlekleriyle,sararmış dişleriyle,yağda bağlamış kasketleriyle,solmuş elbiseleriyle fukaralık kokan bu insanlar kentleşen bu şehrin görüntü kirliliğine neden olur.Üç yüz bilmem kaç aileyi elemişiz atmış altı aileyi de birazdan elersek kalır üç yüz bilmem kaç aile.Sonrasında tertemiz bir toplum.
Şehrin dışında bir merkez köyünün yanı başında altmış altı kişi daha artık lüks bir yaşam sürecek.Kim bilir belki şans banada güler bende mutlu insanlar arasında yerimi alırım.Ayda yüz lirayla iki yüz yetmiş ay sonra dünyada mekan sahibi olmak düş gibi,hemde kaloriferli yakıt parası yok..Saray yavrusu gibi kırk beş metrekare.Her şey düşünülmüş balkonsuz.Hani insanlar rahattan veya mutluluktan balkondan atlayıp intihar etmesinler diye.
İlerleyen günlerde devlet-i aliyye işide bayağı rahatlayacaktı.Hükümet konağıda kentin dışına çıkartılıp tam aksi bir istikamette yerini alınca olacaklar gerçekten insani sorumluluğum utanç verici boyutu.Şimdi bu toplulukta hangi insanın ceplerini boşalttırsanız 10 lira ya çıkar ya çıkmaz.şimdi bu insanlar yarın nasıl bulacak dolmuş parasını veya dolmuşu.Yahudileri gaz odalarına dolduran Nazi faşizmine eşdeğer nitelikte değimli bu uygulama.Yoksa bu AK bir faşizm mi?
Tanrının dürtmesiyle değil ama salondaki hareketlilikle kendime geldim.Memleket vekilleri ve sayın Valimiz salona teşrif etmişlerdi.Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın arkasından vakıf müdürü kısa bir konuşma yaparak sözü sayın vekile bırakmıştı.
Sayın vekilimiz kürsünün verdiği motivasyonla bir anda bu topluluğun burada oluşum nedenini bir kenara bırakarak usta siyasetçilerden aldığı ilhamla hayli dağılmıştı.Sosyal konut kavramı artık çok uzaklarda kalmıştı.Uçuyor yollarda geziyor hastanelerde yaşıyorduk.Aslında aklı hep Esenboğa havalimanındaydı,Çankırı’yı havalimanı yanına götüremeyeceğini anlamış olmalı ki havalimanını Çankırı’ya getirme düşleri kurduğundan hala uçuyordu.Bizler için işlerini bırakarak iki saatlik Ankara Çankırı yolunu bir saatte almıştı.Şimdi bunları anlatırken hız sınırları trafik kuralları nerede kalmıştı?Artık oda anlamıştı dağıldığını toparlayamayacağını hissederek konuşmayı sonlandırdı.Arkasından alkışı alarak kürsüyü diğer vekile bıraktı.Merak ettim bu insanların neden alkışladığını yanımda oturan adama sordum.
‘’Ne anlattı ben anlamadım’’
‘’Hava dedi,yol dedi,uçak dedi bende anlamadım’’
‘’Neden alkışladın o zaman’’
‘’Ayıp olur koskoca vekil’’
Ayıp olur bize ne denilirse yapmalı susmalı alkışlamalıyız.Kürsüdeki vekilimiz sanatından olsa gerek güzel konuşuyordu.Cümleleri düzün kuruyor çelişkiye mahal vermiyordu.Bu konutlar İl Başkanlığı döneminde yapıldığı için şehir merkezinde çok yer aramışlar.Aradıkları yerleri söyledi Ballıca da ve süt fabrikasının oralarda.Şehrin giriş ve çıkışlarındaki merkez köyler civarında.Bu tür ortamlarda cevap vermek eylem sayıldığından onlar anlatacak bizler alkışlayacağız.Bu şehrin merkezinde yer yoktu şelale yapı kooperatifi o malum yeri nasıl buldu?Yer yokta yüzlerce site nasıl dikiliyor bu şehre?Bu halkı bu kadar seviyor ve değer veriyorsan hibe edebilirsin sosyal konutlar için çivi fabrikası arsanı ve muayene istasyonu arsanı demeyi ne kadar çok isterdim.Vekil konuşması bitmiş alkışlar susmuştu.
Kürsü artık Sayın Valimizindi birde müjde verdi.54 dairede temel eşyalar varmış.Bu cümleye yanda bulunan gazeteciler gülüşünce açıkladı.Vanlı depremzedeler için bu konutlar kışın hazırlanıp onlar misafir edildiğinden içindeki temel eşyalar alınmamış hediye edilecekmiş.
Artık noter başlamıştı çekişle.Hasta,dul,yetim,fakir,fukara,engellilerden 66 kişi daha toplum dışına itiliyor kuru bir derede kaderlerine terk ediliyor,kent temizlenip AK bir saltanat kurulup AK kentler oluşuyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.