ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI NEREYE SÜRÜKLENİYOR
Atatürk Türk iyesinin çağdaş, Aydın Kadını, kızı, Anası , Bacısı nereye sürükleniyor.
Ne yapılmak isteniyor, Dışarıdan Ülkemize ithal edilen Türban kadınımıza, kızımıza
Anamıza, Bacımıza, sosyolojik yaşamda ne gibi külfetler getiriyor.
Düne kadar Anadolu kadını kızı, Anası Bacısı dinini yaşamıyor mu idi.
Eşarp ı, tülbent i, yazması ile başının örtmüyor mu idi.
Ulusumun Kadını kızı, anası bacısı erkek dünyası ile iç içe KADIN ERKEK AYIRIMI OLMADAN
Cinsellikten öte
İnsanlık bağlamında yan yana omuz omuza yaşayamıyorlar mı idi
Müslümanlık yeni mi icad oldu,
Haşa yeni Peygamber mi geldi.
Türban vahiy yolu ile yenimi keşfedildi,
Şimdiki siyasilerin bundaki payı rolü ve yapmak istedikleri ne, lütfen bir bakınız
Bu samimi dinini, diyanetini yaşayan Onurlu insanlar,tak iyeci zihniyetin eline düşmüşler, kendi hak ve menfaatleri için kullanılıyorlar.
Dini duyguları sömürülüyor.
Siyaset, yalan demek, riya demek, Manevi Ulvi Dünyanın burada işi ne
Bu Güzel Vatanını Diyaneti , Sivil Savunmadan sonra , en büyük bir bütçesi olduğu bilinmiyor mu
Bunlara bağlı Dini Vakıflar yok mu idi şimdiye kadar. Bu siyasi erk mi Müslümanlığı yeni keşfetti yeni mi şekillendiriyor.
Bu Ülkede şimdiye kadar Müslümanlık yok mu idi
Yüz Otuz bin Cami , bir O kadar, Kuran Kursları, Bir O kadar İmam hatip Okulları, Bir O kadar, mescit, buna benzer yurtlar yok mu
İbadetler özgürce yapılmıyor mu idi
Çağımızın aydın çağdaş kadını, Erkeği ile, Babası ile kardeşi ile medeni dünyada bilgi toplumu ile yarışırken neden çağın gerisine itiliyor.
Bırakın Kul Maneviyatını Allah ile kendi arasında, özgürce maneviyatını yaşasın
Çıkın Lütfen Allah ile kul arasından…………
Erkek dünyası ile yarışan ve bu konuda önemli merhaleler keteden aydın ,zeki
Türk kadını,
Mustafa Kemal Atatürk Türk iyesin de Sabi ha Gökçen gibi Yurt Savunmasında pilot olarak görev almışken,
Doktor , Hakim, Savcı, Avukat Öğretmen Millet vekili Bakan , Hatta Başbakan olarak Ulusumuzu ,Dünyaya karşı Çağdaş ve medeni bir şekilde temsil edilirken
Türk Erkeği ile Ülke sorunlarının her alanında yanında , omuz omuza güç birliği yağmışken
Şimdi, yani 85 yıl Laik Cumhuriyetin törpülenmesi ile haremlik , selamlık mı olacağız.
Kadın erkek ayırışımı mı olacak
Ulus insanı , birbirlerine medeni bir şekilde çağdaş düşünce ile biri birilerine İnsan gözü ile bakarken,
Şimdi ellerini gözlerini düne kadar yan yana olan erkek dünyasından İnsan değil Mahrem kadın olarak, ellerini salkıyacak mı, birbirilerine İnsan gözü ile değil
Farklı cinsiyet diye yüz yüze, göz göze ,göz zinası olacak diye samimi bakamayacaklar mı Biri birler ine, dostluklarına, arkadaşlıklarına, İnsanlıklarına nifak tohumu mu ekilecek
Öğrencilerimiz okullarda okurken haremlik selamlık diye mi okuyacaklar, yada Branş ayırımı yerine Kadın erkek sınıfları yada okullarımı olacak.
Elmanın bir yarısı kadın bir yarısı erkek dünyası İnsanlığı oluştururken şimdi bu İnsanlığı ikiye mi bölecekler
Bir iken , İri iken, Diri iken bu İnsanlık niye ikiye bölünüyor.
Yazık, lütfen İnsanlık aleminin içine nifak tohumları ekmeyelim,
Anamızı Bacımızı, kızımızı, Her gün yüz yüze baktığımız komşumuzu , Öğretmenimizi , Doktorumuzu, Avukatımızı , polisimizi Öğretim görevlimizi açık giyimli, kapalı giyimli, Az Müslüman çok Müslüman,
Örtünenler Müslüman örtülmeyenler kafir, ateist, diyerek BİRİ BİRİNDEN Lütfen, lütfen , lütfen AYIRMAYIN
ETLE TIRNAK GİBİYİZ
Bu bizi Irana, Suudi Arabistan’a, Afganistan a, Pakistan a, Malezya ya götürüyor.
Çağdaş Türk kadınını Orta çağ Karanlığına götürüp Kara çarşafa , peçeye sokmayın.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Devrimleri ile tanınan medeni kanundan, kadınına tanınan Medeni ,Çağdaş hukuktan mahrum etmeyin.
İkinci sınıf , köle, cariye konumuna getirmeyin,
Allah tan korkun, Kuldan utanın
Kadın üzerindeki duygu sömürüsüne son verin
Kadının gururu ile ,kişiliği ile iffetti ile uğraşmayın.
O her şeyden önce Alla hu Talanın yer yüzüne indirdiği ,İnsan neslinin devamında önemli rol alan
Saygın eli öpülesi başımızın tacı Bir Anne, Bir Bacı, bir eş, bir yaren , bir sevgili, bir çiçek
O kara ellerinizi bu Saygın yürekler üzerinden politika yapmaktan vaz geçin
Kadını ve kadın haklarını bırakın Onlar korusun,
Bırakın Onlar kendi davalarına sahip çıksınlar.
Erkek Dünyasından daha güçlüler, daha zekiler, daha dürüstler,daha samimiler
Ulusumuzun Atatürk Türk iyesinin çağdaş onurlu yüzleri olan, aydın kadınlarımızı kendi davalarına sahip çıkmalarına davet ediyorum.
Meydanı Boş bırakma ............
Çağdaş, Aydın Türk Kadını
Kendi üzerindeki kirli ellere, kirli emellere dur deme zamanı
Kendileri üzerinde siyasi rant sağlayanlara gerekli duruşu vereceklerine olan İnancım tamdır.
Aydın, Çağdaş Türk kadını kendi davasına, kendisi sahip çıkmalı
Orta Çağ karanlığına değil, Gök kuşağına, Aya yıldızlara, medeniyete, Hata Güneşe koşmalı.
Yüreğimiz ve İnsanlığımızın her zaman cinsiyet ayırımı yapmadan bir İnsan,
Bir Ana , Bir Bacı, bir yaren olan
Onurlu, şerefli dürüst samimi, aydın Türk Kadınının yanında olacak.
Bu Vesile ile Çağdaş Onurunu korumak adına çaba sarf eden tüm Saygın, Anaları, Bacıları, Saygı , Hürmet , Sevgi ve İnsani , medeni Duygularımla selamlıyorum.
İyi ki varsınız diyorum.
SAYGILARIMLA
Şair 67
Ali Cemal AĞIRMAN
YORUMLAR
İslamiyeti çorumda maraşta, gazide yaşlı kadın genç çocuk demeden kurşunlayanları madımakta 37 aydını diri diri yakanlarda gördük, menemende kubilayı şehit edenlerde, almanyada hilafeti ilan edenlerde mezar gömü evleri gonca gurişin öldürülmesinde faili meçhul cinayetlerde emniyet müdürü Gaffar Okanda gördük
Din iman kuran türban la vicdanları ve cüzdanları soyanlarda yimpaşlarda trilyonluk davalarda deniz fenerinde gördük
Saygılarımla
Aman Allahım..bu ne böyle..şaşırdım şaşırdım ve yine şaşırdım..yazarın satırları,dostların ilginç sen ben yorumları..birde imla hatası eklenince..
İlahi ente Maksud dedim ve yine diyiyorum..
İlahi ente Maksud..
yazmanın ve fikir payetmeninde bir edep ve usulü vardır unutmayınız lütfen..
yazar önce okur insanı ve sonrda yazar değilmi..
Haklısınız sayın yazar..
bilen bilmeyen,şehirli köylü,zengin ve fakir ne fark ederki değilmi..
ama neden yalnızca çağdaş Türk kadını..tabirini kullanmışsıznız..
seslenişiniz yalnızca onlaramı..ya bizler..
öyleyse ben başı örtülü bir bayan olarak, haytını okul yoluna zehir içip noktalamış,dışlanmış,hor görülmüş,başörtüsü hakir görülüp kapılardan kovulduğu için bir hafta bağırarak hıçkıra hıçkıra ağalamış bir insan olan ben..
örgün eğitimden ihrac edilip başörtüm yüzünden, açıköğretimde kilitlenen ve hala kayıtlı olduğum okulun yolunu gözleyen ben..
ben bir insanım..
bu hiç bitmedi ve bitecek gibide değil ama ömür öğle değil o hiç acımadan vurup geçiyor yazıkki.
Kuranı kerimde çağdaş kadınlar ve kullar diye tek bir ayet bulursanız kendi ipimi kendim çekerim..
Yüce Kuranda Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar..
ey İslam topluluğu olarak ifade edilir..
böyle düşününce de bizmi sizi dışlamış oluruz..ama hayır Kuranı Kerim kainatta var olan hiç bir canlıyı ve cansız dahi olsa bir zerreyi dahi olsa asla dışlamaz..
Hz Rasül sav şöyle buyururlar..
"Eğer dünya, Allah katında sivrisineğin kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, Allah hiçbir kâfire dünyadan bir yudum su bile içirmezdi."
yani bırakın iman edeni etmeyeni bile merhametiyle kucaklar dinimiz..
Tabi birde islam tarihine imza atmış cennet kadınları varki Cenabı Hak her iki alemin en üstün hanımları olarak ifade etmiştir onları..
Bunlardan ayet ile selam edilip hadisi şerifle şereflenmiş bir hanımefendi olan Hz.Haticetül Kübradır..
diyer mübarek ismi şerifi Tahire yani temiz olarak adlandırılmış olan bir güzide hanımdır bu..
Hz .Rasule ilk iman edip en erken uyanmış ve Mekke şehrinin en zengin hanımefendisi olarak tarihe geçmiştir..
şimdi sorarım ben varmı böyle bir yiğit Hatice yeryüzünde..
kervanları bütün mekkenın mülkünü taşıyacak kadar çok malı olan ve o mal içinde bir nefes kadar sessiz ve edepli çalışıp büyüyen ve İslamı ve kocası canyoldaşı kader ve yol arkadaşı Hz Muhammed Aleyhiselamı da kendisi ve imanıyla büyüten bir yiğit olabilirmi acaba..
öyleki en büyük çağdaşlık dersini vermiş olduğu şu vasfı ile görelim..
hizmetcisi meysereye emrederek,
ben Muhammedi hayat arkaşı olarak seçiyorum kendime,bu kararımı gidip bildir diyecek kadar özgür ve gözü pek bir hanım..o çağda ve o koşullarda yüreğini alıp avuçlarına evlilik teklifi edecek kadar cesur bir yürek..eşsiz ve emsalsiz bir ahzine..
o büyüklüğe rağmen bir teselli kadar sakin ve edepli Hatice..
aslında yazacak o kadar çok şey varki ama buraya değil aleme yazmış olsakta bitiremeyiz asla..
ve diyer tarftan bir Aişe var radiyallahu anhum..
İkinib küsür Hadisi şerif rivayet etmiş zihnini bir kütüphaneye çevirmiş ve çağa ışık saçmıştır..
savaşlarda,varlıkta yoklukta ve gerekli her yerde adını ve sadakatini hıfz ile korumuş ve bizlere bilgi aşılamıştır..
bunlar sadece iki hanımdan bir zerre dahi etmeyecek kadar sözlerdir yüreğimden kopan..
Hz Peygamber ve Rabbimiz CC dinde zorlama yoktur diye buyuruyorlar..İslam böyle emrediyor..
Hangi zihniyet benim örtüme dokunmaya cüret edebilirki Kuran gibi bir öğretim varken..
şurada sayın Siyah beyaz kardeşim imla hatalarına değinmiş ve çokta güzel etmiş ki ben ihlal ederek yazıyorum..
Kuranın harflerini ihlal edip başka kelimeler üretmek bu ne cüret..
açınız ve okuyunuz varmı Yüce Kuranda türban diye bir kelime..bulun ve buraya yazın efendim..
bizler modern veya çağdaşlık olsun diye örtünemeyiz bizler Nur süresi Otuzbirinci ayti kerimeye icabet için örtünürüz.. ve Ahzap suresindeki bildiri emriyle örteriz başlarımızı..Örtümüze ad koymayın çünkü Kuranı Kerim bindört yüz yıl önce koymuş zaten adımızı.. başörtü..
derki Mevlana ne olursan ol gel..efendim bizim bağrımız bu kadar geniş öyleki bizler gönüllerimizde çift dünya yaşatırız..
aslında yazacaklar bitmedi ama bunuda yazmak zorunda hissettiğim için yazdım buraya..
yarın huzuru mahşerde rastlaşırsak sizinle Rabbim bu yazıyı okuyup düşüncemi neden pay etmediğimi sorduğunda cevapsız kalmayayım diye..
ve bu bizim "iman etmedikçe birbirinizi sevemezsiniz birbirinizi sevmedikçe cennete giremezsiniz." emrinin korkusu ve telaşıdır..
selam ve dua dileklerime..
Muhakkak ki kalpler yalnız Allahı anmakla mutmain olurlar...
3. "Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ekin çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Âhirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah'ın mağfireti ve rızâsı vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir."
"Dünya hayatının durumu, ancak gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insan ve hayvanların yediği bitkiler o su sayesinde gürleşip birbirine girmiştir. Yeryüzü zinetini takınıp süslendiği ve halkının da onun üzerinde kendilerini güçlü sandığı bir sırada, geceleyin veya gündüzün emrimiz o yere gelir de, bir gün önce hiçbir güzellik ve süsü yokmuş gibi, onu kökünden biçilmiş duruma getiririz; işte böylece iyi düşünen bir topluluğa âyetleri bir bir açıklıyoruz."
Mehtap S.Hümeyragül DALLI tarafından 7/9/2009 6:33:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sayın Yıldızkayması
Öncelikle yıldızlr kaymasın yazınızı saygın arif buluyorum
Sizleri tüm yüreğimle saygı ile selamlıyorum
Sizler emekçi kadınlar, çileli kadınlar,fedakar analar, bacılarsınız , tesbitleriniz çok güzel anlatımınız oldukça saygın sizi kutluyorum ve sizi çok çok iyi anlıyorum
Sizi ve refakatçi emekçileri saygı ile selamlıyorum
_____**********_____
ALİ CEMAL AĞIRMAN
Cagdas Türk kadini kendini nereye sürüklerse oraya sürüklenir. Cagdas türk kadini icine kapanik ve akil cevherlerini gösteremedikce, böyle sorunlar yasanir.
Cagdas türk kadini yerini almasinda, ilk adimi atacak olan, babasi, abisi ve esidir. Bu sorun düzenlendigi taktirde, digeride ardindan gelir,
Bir izlenimi yazmak istiyorum su anda, belki degisik yönden bakilmis ama fedakardir türk kadini.
Fedekar türk kadini
İki tarihi çınar var sanki karşımda yan yana bir yatakta uzanmışlar.
Türk kadınının ne kadar fedakar olduğunu tekrar anlıyorum bu günlerde. ve türk olmanın da ayrıcı gururunu yasıyorum şu an.
Zor günlerinde beylerinin yanında duran türk kadınları, hastalıkta da onları bakmaktan geri kalmıyorlar. İki büklüm olmuş hasta bey´ine bakıyor onun her istediğini yerine getirmek için, yorgunluk tanımıyor, kendi ağrılarını unutup sürekli eşinin isteklerini yapıyor.
Ona hayatini rahatlatmak için elinden geleni ayaklarını çeke çeke yardımcı oluyor.
Ayni zamanda ise hasta olan o gurur kaynağı kadın olunca ona el, kol, ayak olan; ya kız kardesi, annesi veya teyzesi oluyor, ama ne yazık ki eşi olmuyor.
Roller o kadar güzel belirlenmiş ki ihtimallere yer yok, herkes rolünü cok güzel oynuyor.
Bazan diyorlar ya:
" Şu kızlar yok mu, şu kızlar sadece, parası arabası mal´ı olani istiyorlar"
Ve bende buna, kızıyordum, kız olduğum halde. Her şeyi dört dörtlük istedikleri için.
Fakat bu gün bu gece fark ettim, kadınlar hayatlarında sadece bir kere istiyorlar
ve bir kere olduğu için cok görünüyor.
Bu istekleri eslerinin isine gelmesede, yapmaya çalışıyorlar ve evlenmeden önce her isteklerini veriyorlar ve ondan sonra... ondan sonra ve sürekli beyleri istemeye başlıyor ve istedikleri çınar boyuna geldiginde bile sürmektedir...o yüzden bu bilinc içinde artik hic bir kadının istediklerinde yadırgamam çünkü şunu anladim
İsteklerini aldıklarında artik verme zamanı geliyor kadınlar için, ve aldıklarını fazlasıyla geri veriyorlar zaten yaşadıkları sürece.
Kasım 2006 (Refakatçi kadınlara selamlar)
Sayın "kırmızı_siyah"ın ilk eleştiri yazısı çok güzel ve çok faydalı bir yazıydı. Bence bu yazıya aşırı tepki göstermemeli, hoşgörülü ve ağırbaşlılıkla "yapıcı bir eleştiri" olarak kabullenip, yapılan bu uyarılardan yararlanarak, olumlu yönde sonuçlar çıkararak yazım hatalarınızı düzeltmeye çalışmalıydınız.
Bence; kendinizi tanımlarken her seferinde vurguladığınız gibi "arif" ve "insan-ı kâmil" birinin böyle davranması gerekirdi.
Siz sert cevaplar verince muhatabınız da sertlikle mukabele etmiş ve yazışmalarınız iyice çığırından çıkarak amacından sapmış.
Ben, muhatabınızla yaptığınız diğer yazışmalarınızı ayrıntılı bir şekilde okumadım.
Ama bence, "kırmızı_siyah"ın ilk uzun yazısı gayet güzeldi ve doğruları içeriyordu. Gurur ve nefis meselesi yapmadan yararlanmaya çalışmalıydınız. Gerçekten de yazılarınız; okunamayacak, hatta anlam kaymalarına sebep olacak derecede yazım, imla ve anlam hatalarıyla dolu.
yusuf_demir tarafından 11/2/2008 3:06:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kafalarını dışını takkeyle, türbanla bağlayanlar; şu günlerde içini parlamentoda tartışmaya açmışlar.Sapık düşüncelerine meşruiyet kazandırmak isteyenler ''.Evlenme yaşını 14'e indireceklermiş...'' Ne denir bunu düşünen namussuzlara;sata sata bir şey bırakmadınız da şimdi de kızlarınızı mı satacaksınız ey utanmazlar;belki çıkar zengin bir Arap şeyhi de dolarların içinde yeşil yeşil yüzersiniz ha ;öyle değilse nedir bu niyet;neye niyet kime kısmet;bu kadar basit ve adisiniz,içi başka dışı başka soysuzlar!
Kadının istismarı aslında osmanlı haremleri ile başlamış günümüze kadar genel olarak din görselliği ardına saklanarak gelmiştir.Özde şu vardır=Dinin gerekliliği ondan,bundan değil bire bir
KURAN'ı kerimi kişinin kendisinin okuyarak,mantığı doğrultusundaki yorumlarla yolunu bulmasıdır.Kadının kendine öz güveni ve çağdaş uygar kimlik kazanması da erkeğe bağlıdır.Erkekler karşılarındaki varlığı asla meta gibi görmemeli...küçülmemeli.Kadunda haddini aşmamalı.Hz.Muhammed'in eşleri de çalışma hayatı-toplum hayatı içerisinde bulunmuşlar öyle öcü gibi erkekten kaçmamışlardır.Nitekim kurtuluş savaşı destanının nice kahraman kadını-anası var...Halide Edi-Fatma ana-Nen hatun lar küçümsenebilirmi.Yazıyı okudum...YORUMLARI OKUDUM...BU KADAR POLEMİĞE HİÇ GEREK YOK ARKADAŞLAR
harf-imla-hatalarını heğimiz yapıyoruz önemli olan YAZININ ANLATTIĞI...ve OKUYUCUNUN NE ANLADIĞIDIR.SONUÇ=HER ERKEK BİR KADININ ESERİDİE...Hz.MUHAMMET_Hz.İSA-MUSTAFA KEMAL....vs.Onun için kadın her şeyden önce saygıyı hak ediyor....
Bir düşünün...
'Ben Mustafa Kemal'im...
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,
Hala en hakiki mürşit değilse ilim,
Kurusun damağım dilim,
Unutun tüm dediklerimi,
Yıkın bütün heykellerimi...
Özgürlük hala en yüce değer değilse eğer,
'Prangalı kalsın' diyorsanız köleler,
Unutun tüm dediklerimi,
Yıkın bütün heykellerimi...
Yoksa medeniyetin bir anlamı,
Ortaçağ'a taşımak istiyorsanız zamanı,
Baş tacı edebiliyorsanız sanatın içine tüküren adamı,
Unutun tüm dediklerimi,
Yıkın bütün heykellerimi...
Yetmediyse acısı şiddetin, savaşın,
Anlamı kalmadıysa yurtta barış cihanda barışın,
Eğer varsa ödülü silahlanmayla yarışın,
Unutun tüm dediklerimi,
Özlediyseniz fesi peçeyi,
Aydınlığa yeğliyorsanız kara geceyi,
Hala medet umuyorsanız şıhtan, şeyhten, dervişten
Şifa buluyorsanız muskadan, üfürükçüden
Unutun tüm dediklerimi,
Eşit olmasın diyorsanız kadınla erkek,
Kara çarşafa girsin diyorsanız yobazın gazabından ürkerek,
Diyorsanız ki 'okumasın bizim kadınımız kızımız,
Budur bizim alın yazımız',
Unutun tüm dedikler
Yikin bütün heykellerimi
Fazla geldiyse size hürriyet, Cumhuriyet,
Özlemini çekiyorsanız saltanatın, sultanın,
Hala önemini anlamadıysanız millet olmanın,
kul olun,ümmet kalin
fetvasini bekleyin seyhülislamin..!
unutun tüm dediklerimi
yikin bütün heykellerimi....
RAHAT BIRAKIN BENI!!!
saygilarimla......
Sair..süleyman apaydina aittir ..muhtesem oldugu icin paylasmak istemistim sagolun
deryaden tarafından 3/12/2008 4:26:35 AM zamanında düzenlenmiştir.
Saygıdeğer ADALET Hanım
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Saygın yazınızı içtenlikle, hayranlıkla okudum, İNANIN BÜYÜLENDİM
Böylesine Ulusuna, Ayyıldızlı Şanlı Bayrağımıza, Atatürk ilke ve Devrimlere, Laik Cumhuriyete olan bağlıllığınız nedeni ile * * * * * Sizleri cani gönülden kutluyorum* * * * * * *
İyiki varsınız Ulusumun çağdaş aydınlık yüzü
İyiki varsınız, Laik Cumhuriyetimizin kadını, kızı bacısı, Anası
İyiki varsınız , Atatürk Türkiyesinin gerçek özde sahibi
Bu Ulus sizinle gurur duyuyor
Şair Cemal medeni cesaretinizden ötürü sizi yürekten kutluyor ve hayranlığını ifade ediyor.
Aydın Türk kadınının Anası, bacısı , kadını susmamalı
Sizler gibi konuşmalı, hatta haykırmalı
Atatürk TÜRKİYESİNE SAHİP ÇIKMALI
Bu Vatan kanla göz yaşı ile kuruldu, Sizin gibi saygın yürekler oldukça Bu güzel Vatan İRAN, AFGANİSTAN, PAKİSTAN, MALEZYA OLMAYACAK
Ne Mutlu Türküm Diyene* * *
Yaşasın Laik Cumhuriyet* * *
Türkiye Laiktir Laik kalacak* * *
Bu Vatan Ayyıldızlı Şanlı Bayrağı Laik Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürkü ile ebediyen yaşayacak.
Sizleri Engin Sevgi ve Saygılarımla bir kez daha selamlıyorum
8 Mart Emekçi Kadınlar gününüzüde bu vesile ile kutluyorum
Saygılarımla
Şair 67
Ali Cemal AĞIRMAN
SELAMLAR...
BİLİRSİNİZ CEMAL BEY , BU KONULAR GEÇTİMİ ÇENEM DURMAZ ...BİR LAKIRTI EDEYİM DERİM, YAZDIKÇA SÖZÜM BİTMEZ AFBUYRUNUZ....KUTLUYORUM ŞİMDİDEN SİZİ EFENDİM...BİR ŞİİRLE BAŞLIYORUM...
****************************************
Ya İstiklal...
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın,
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
MEHMET AKİF ERSOY
**********************************************
ahhhhhhhh MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ahhhhhhhhhh
Zulmü alkışlayamam ,,,Zalimi asla sevemem
gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem,
zalimler er geç hak ettiğini bulur. Bu millet kimin ne olduğunu çok iyi biliyor. Milleti içine sindirmeyen, bu milletten olamaz.
Slogan ve pankartlardan birinde şu yazıyordu "şeriat ortaçağ karanlığıdır". Hiç böyle bir şey olabilir mi. Türkiye de, osmanlı ve selçuklu da hiç bir zaman ortaçağ karanlığı yaşanmamıştır. Hatta ortaçağ karanlığını Fatih Sultan Mehmet, islam şeriatini önüne-arkasına alarak kapatmıştır. Bugün hâlâ bir karanlığın yaşandığı varsayılırsa, onun da yaşandığı yer batıdır, avrupa'dır. inşallah onlar da medeniyeti, birlikte yaşamayı öğrenecekler ve islam olmasa bile genel ahlak kaidelerinden nasibini alacaklar.
Yazıklar olsun benim ülkem ne hale gelmiş, yada ne hale getirmişler Türkiye cumhuriyeti halkı müslümandır. Annelerimizin bacılarımızın ve kızlarımızın baş örtüsüyleriyle devleti karıştırmakla uğraşanlar bilsinler ki ...Bu vatan bizimdir. Çanakkalede Gelibolu da, Yemen de bizim dedelerimiz şehit olmuş. Peki neden, hâlâ bu karmaşa, işte olay farklı şairim.
biliyormusun bir şiiri vardı Mehmet Akif Ersoyun...
**************************
Medeniyet söküp atmaksa baştaki ağı,
Sizden daha medeni afrika yamyamları
Eğer medeniyet açmaksa bedeni
Desenize, hayvanlar sizden daha medeni
Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne,
Acırım tükürüğe Billah tükürsem yüzüne.
Mehmet Akif Ersoy.
************************
cevat bey aslında var yaaaaaa kızarak bazen ben bile dediğimi bilmiyorum af buyrun...
Alacaksın yanına bir eşek, bir de bunların alayını, bindirecen bir gemiye, hooooooop Afrikaya.
Sonra indireceksin gemiden yürüteceksin taaaaaaaaa çölün ortasına.
Eşeği de suya göndereceksin...Afbuyrun Efendim....
12 eylül 1980 Öncesini yaşamış biri olarak derim ki.. Eyy gözleri kör dünyalık faniler , sizin bu son çırpınışlarınızın anlamını bizler çok iyi biliyoruz ama siz bizim sabrımıza çok güvenmeyin... Çok geç olmadan Türk milletini yıkamayacaksınız... Ne yaparsanız yapın.. Türk milleti işini bilir ,karşı koyulamaz olduğunu da herkes bilir ...TÜM ÜLKELER !!! YÜCE MEVLAM SİZLERİ TEZ ELDEN İSLAH ETSİN
HİÇ BİŞEY DEMİYORUM.. BUNLAR ZATEN OLACAKLARINI OLMUŞLAR ..BUNLAR İFLAH OLMAZ DEĞERLİ KARDEŞLERİM BIRAKALIMDA ,,,RABBİMİN ONLAR İÇİN VADETİĞİ GÜNDE BAŞLARINA NE GELECEKSE GELSİN CEHENNEME BİRER ODUN OLACAKLAR ŞEYTANIN ÇOCUKLARI...............
Bin yıldan beri bu topraklar üzerinde ezanlar okunuyor. Bu millet diniyle bir bütün görülür bu dünyada. Kutsal saydığımız bu değerler ve başörtüsü konusunda açıklama yapan, acıyarak güldüğüm, bu bilim adamı denen aslında bilimden uzak dar kafalara şunu sormak istiyorum: 1998 e kadar üniversitelerde hocalar da dahil başörtüsü serbest iken laiklik yokmuydu.Laiklik yeni mi geldi acaba bu ülkeye? % 99 u müslüman olan olan bu ülkde bu dini ve gereklerini çekemeyenler, az daha ortalarından çatlayıp ölecekler. Bu dini bu % 99 u müslüman olan olan ülkede çekemeyenler bir zahmet defolup gitsinler ,,yaşayacakları bir yere. Bakalım ...bu cennet ülke gibi başka bir ülke bulabilecekler mi? Sadece üniversitelerimizde böyle dar , bilimden yoksun kafalar olduğu için inan üzülüyorum cemal bey....
Bazen diyorum ki ya biz nerede yaşıyoruz, Allah aşkına söylermisiniz nerde yaşıyoruz biz hangi ülkede yaşıyoruz. Bu rezillik değil mi.? Biz müslüman değilmiyiz.? Bunlar varya , af buyrun, bir tekme ***larına vuracaksın atacaksın gitsin. Bunlardan ne köy olur ne kasaba. Bırakalım da heres özgür yaşasın değilmi.? Allah sabır versin hepimize.( s.a)
Evet; Bir zamanlar demakrasi demokrasi diye medyanın tahtına oturup halkın karşısına çıkanlar, şimdi demokrasi adına atılan bir adım karşısında duramaz hale geliyorlar. Ama bunların amacı farklı. ATATÜRK ilke ve inkılaplarını bilmeyenler ATATÜRK ilke ve inkılapları elden gidiyor diyip ülkemizdeki istikrar havasını bozmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu ülkenin güven ortamını, kardeşliğini, gelişmesini bozamayacaklar. İNŞALLAH diyorum. ve tekrar tekrar (milleti aydınlattığınız için size ve yorumda katkıda bulunan şair arkadaşlarıma da ...........
........TEŞEKKÜR EDİYORUM......
*************SAYGILARIMLA EFENDİM******************
"Sevgili Dostum
Ben yukarıda zikrettiğiniz gibi yazdığım yazıda böyle bir ifadem yok sağır duymaz uydurur misali
nereden çıkartıyorsunuz bu ifadeyi
Kuldan utanmıyorsan Allahtan kork be güzel kardeşim.
Yorumuma yazdığınız yazıya bakın bana gönderdiğiniz mesaja bakın
Siz hangisisiniz Allah aşkına
Kısa özür mesajı yazan mı yoksa söylemediğim bir şeyi ben söylemiş gibi gösterenmi"
Bu size son yazımdır.
Lütfen yazınızı eleştirdiğim (imla hataları) bölümünü okuyunuz.
Sonra söyleyip söylemediğinizi düşününüz.
Genel ortamda rencide olduğunuzu varsayarak yine aynı ortamda sizden özür dileyerek onare etmek istedim.
Ama siz bu jestten bile anlayamacak kadar vasatsınız.
Ben ne diyeyim size.
ve artık bu bahsi kapatalım kuzum.
Başımı ağrıttınız çünkü.
Adı üzerinde "özel mesaj" buraya yazılmasını isteseydim buraya yazardım. Arif bir davranış değil.
Ama benim için mahsuru yok.Siz ekledikten sonra mesele de yok.
Bu arada özrümü geri alıyorum.
Kamil olmayan bu davranışınızdan dolayı hakkettiğinize inanmıyorum çünkü.
ve artık sizin yazılarınıza da yorum yapmayacağım.
Bilginize
siz İHL'sinden bir dönemde kırkbirmilyonaltıyüzbin mezun verdiriyorsunuz, siz okul, yurt, cami, kurs toplam altıyüzbin gibi bir kurumsal olgudan sözediyorsunuz/ buna diyanet personelleri dahil değil/
bu da şehir başına yedibinbeşyüz adet bina demektir (Tunceli hariç tutulmuştur) yani bir Bingölü, Bitlisi, Hakkariyi, Şırnakı, Bayburtu, Kilisi neredeyse ilçe ve köy nufusu ile komple bu kurumlara yerleştirebilirsiniz.
Ve bize dini diyaneti öğretmeye kalkıyorsunuz (yarım hoca misali)
Siz bana kızmak yerine bence yazdıklarınızı gözden geçirin.
"Seni sıygaya çeker
Bir Molla Kasım gelir"/ Y.Emre
Duymadınız mı bu sözü.
zarif çağrınız üzere yazınızın altına eklemek yerine mesaj çekmeyi uygun buldum.
Hayırlı geceler.
kırmızı_siyah
Sevgili Dostum
Ben yukarıda zikrettiğiniz gibi yazdığım yazıda böyle bir ifadem yok sağır duymaz uydurur misali
nereden çıkartıyorsunuz bu ifadeyi
Kuldan utanmıyorsan Allahtan kork be güzel kardeşim.
Yorumuma yazdığınız yazıya bakın bana gönderdiğiniz mesaja bakın
Siz hangisisiniz Allah aşkına
Kısa özür mesajı yazan mı yoksa söylemediğim bir şeyi ben söylemiş gibi gösterenmi
Lütfen kaybolan kendini git bul kardeşim
Seninle değil ben Şeytan bile başa çıkamaz
Yolun açık olsun
Güle güle
Hayırlı geceler efendim....
Tarih:12 Şubat 2008 Salı 23:50:57
merhaba
Evet Sayın abim zurnanın zırt dediği yerdeyiz.
Bilmem farkında mısınız. Son yazılarınıza yaptığım her yorumdan sonra söylediğiniz şey üç aşşağı beş yukarı buradaki ile aynı.
"İnsan oğlu beşeridir, Çiğ süt emmiş,
İmla hatasıda yapa bilir, yorumlarda isim hatasıda yapa bilir önemli olan Saygıda sevgide , İnsanlıkta hata yapmamaktır"
Siz okuduğunuz yazının kime ait olduğunu karıştırıyorsunuz, siz ne demek istediğinizi hep yanlışlarla anlatıyorsunuz, siz İHL'sinden bir dönemde kırkbirmilyonaltıyüzbin mezun verdiriyorsunuz, siz okul, yurt, cami, kurs toplam altıyüzbin gibi bir kurumsal olgudan sözediyorsunuz/ buna diyanet personelleri dahil değil/
bu da şehir başına yedibinbeşyüz adet bina demektir (Tunceli hariç tutulmuştur) yani bir Bingölü, Bitlisi, Hakkariyi, Şırnakı, Bayburtu, Kilisi neredeyse ilçe ve köy nufusu ile komple bu kurumlara yerleştirebilirsiniz.
Ve bize dini diyaneti öğretmeye kalkıyorsunuz (yarım hoca misali)
Siz bana kızmak yerine bence yazdıklarınızı gözden geçirin.
"Seni sıygaya çeker
Bir Molla Kasım gelir"/ Y.Emre
Duymadınız mı bu sözü.
zarif çağrınız üzere yazınızın altına eklemek yerine mesaj çekmeyi uygun buldum.
Hayırlı geceler.
kırmızı_siyah
Evet sanırım ileri gittim.
Özür dilerim.
Sevgili Kırmızı siyah
İnsan oğlu beşeridir, Çiğ süt emmiş,
İmla hatasıda yapa bilir, yorumlarda isim hatasıda yapa bilir önemli olan Saygıda sevgide , İnsanlıkta hata yapmamaktır
Yaradılanı Severim yaradandan ötürü
Lakin haddimi mevkiimi bilirim. Büyüğüme Saygı Küçüğüme sevkatliyimdir, Büyüğüme tabiiki Abiciğim derim....
Kendimi nekadar bilgili olursam olayım üstün görmem Fakirle fakir Zenginle zengin Dürüst insanla dürüstüm.
Bilmeden şayet birisine bir haksızlık ve ya haddimi aşarak o an kırmış isem Özür dilemeyide bilirim.
Özür dilemekte bir erdemdir
Sizin gibi İnsanla dalga geçmem
Benimle dalga geçerek küçük düştüğümü sanıyor iseniz yanılıyorsunuz.Biz asaletimizi BİLİYORUZ sÖYLEDİĞİMİZ HER SÖZÜNDE ARKASINDAYIZ
Uğur Özaltın Beyin yazımdaki yorumuna istinaden yazdığım bir yazıyı yanlışlıkla Erol Beye göndermişim Çünkü Erol Beyinde benim yazıma bir yorumu var
Hatamı anladım ve hemen düzelttim
Kişinin ağır Başlı olup olmadığı buradan belli bir maksat bir pürüzümü bir aksaklığımı bekliyorsunuz
Faraza yakaladınız bundan bir paye mi çıkaracaksınız
Taş yerinde ağırdır.
Çabanız ne olursa olsun benden kırıcı çiğ söz beklemeyin lütfen........
Erol Beyle diger yazılarımdada karşılıklı yorumlarımız oldu
Erol Bey Sizin gibi ucuz hatalar peşinde değil,uCUZ KAHRAMANLIKLAR PEŞİNDEDE DEĞİL
En azından fikirlerini biz beğenmesekte net veyalın bir şekilde açıklıyor Bende Saygı duyuyorum
Beğenmediğim içinde Sizin benim yazılarıma yaptığınız gibi ALAYDA ETMİYORUM
Ya cevap veririm yada O Zatı Muhteremi kırmamak adına sesiz kalırım.....
Ama yazılarınada Saygı gösteririm, düşüncelerinede saygı duyarım. Hiç kimse dört dörtlük değildir
Değerli dostum umarım kulağınıza kar suyu kaçmıştır
Bir daha benim arifliğim le İnsan-i Kamilliğimle dalga geçmeyin olurmu?
Allah Rızası için.......
Lütfen.. lütfen.... lütfen.....
Saygılarımla
"Sayın Uğur Öaltın Bey
AKADEMİK MİLİTANLIK başlıklı yazınızı dikkatli, ve kelime kelimesine anlayarak okudum "/ Şair67
Sn Şair67
Akademik Militanlık yazısına yapmış olduğunuz arif, kamil ve de saygın yorumu okudum.
Sadece uyarmak istedim.
Başlık sahibi Uğur bey değil aksine Erol Beydir.
Sanırım kelimesi kelimesine dikkatle okuduğunuzdan olsa gerek bu ayrıntıyı kaçırmışsınız./ Birde Uğur abinin "z" sini düşürmüşsünüz/
Saygılarımla efendim.
kırmızı_siyah tarafından 2/12/2008 11:12:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili şair67;
Siz ya da ben bu siteden ayrılmak zorunda kalırsak eğer inanın çok üzüleceğim.
Saygın, arif ve kamil anlatımlarınızın aksi sedası çınlayacak kulaklarımda.
Darılmayınız ama yazınızın baş tarafında geçen bir terime takıldım gene.
"takiye" eski Diyanet işleri başkanı bakın bu konuda ne diyor;
Takıyye kavramı
TAKIYYE; korunmak, sakınmak, saklamak anlamına gelir.
Terim olarak; bazı insanların şerlerinden korunmak için inancın saklanması, gerçekte benimsemiş olduğu görüş ve kanaatinin aksini izhar etmesi, karşı tarafa aynı inanç ve düşüncede imiş gibi görünmesi demektir. Takıyyenin hangi durumlarda dinen geçerli bir davranış olabileceği hususunda İslam bilginleri birtakım kurallar geliştirmişlerdir.
Mesela kişinin canı, malı, ailesi ve ülkesi kesin veya muhtemel tehlikelerle karşı karşıya kaldığında takıyye yapması meşru olur. Buna delil olarak İslam tarihindeki şu hadise gösterilmektedir. Aslen Yemenli olan Ammar B. Yasir’in babası ve annesi, ebedi nura kavuştukları için Ebu Cehil tarafından işkence yapılarak öldürülmüşlerdi.
* * *
Ammar da bayılıncaya kadar dövülmüştü. Bu insanlık dışı davranışlar sonucunda onların tekliflerini kabul ederek putları hayırla anmıştı ve böylece hayatını kurtarmıştı. Ancak bu durumdan fevkalade üzüntü duyan Ammar, hemen Peygamberimize koşmuş ve imanında zerre kadar bir değişiklik olmadığını arz etmişti. Hz. Peygamber, "Bunda bir beis(sakınca) yok. Böyle bir baskıya maruz kaldığında aynı şekilde davranabilirsin" demişti.
Bu olay üzerine Nahl Suresi 106. Ayet’in indirildiği müfessirlerce kaydedilmiştir: "Kalbi imanla dolu olduğu halde zorlanan kimse hariç inandıktan sonra Allah’ı inkár eden ve böylece göğsünü küfre açanlara Allah’tan gazap iner ve onlar için büyük bir azap vardır."
Ayrıca Ali İmran Suresi 27. Ayet’te de bu konuya şöyle değinilmektedir: "Müminler, müminleri bırakıp da káfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa artık Allah’a olan bağını koparmış demektir. Ancak onlardan gelebilecek bir tehlikeden korunmanız başka." Burada kişinin yaygın olarak farklı görünmesi değil, muhtemel bir zarara karşı önlem almak üzere sergilediği söz ve davranışları ile gerçek inanç ve düşüncesini gizlemesi söz konusudur. Bu bir zorunluluk halidir.
Takıyye, Şii fırkalarda özellikle İsnaaşeriyye’de dini bir prensip, bir inanç esası olarak kabul edilmektedir. Onlara göre, takıyye vaciptir ve onu terk etmek bir ibadeti terk etmeye denktir. Cafer-i Sadık, "Mümine karşı takıyye yapmak şirktir. Münafığa karşı ise bir ibadettir. Emirlerle (devlet yöneticileriyle) bir araya gelip kaynaşın; ama içten onlara karşı çıkın" diyerek takıyyenin sınırını göstermiştir.
Tabiatıyla İslam’ın ilk yüzyıllarında meydana gelen iç savaşlar sonucu, bilhassa Hz. Ali ve Hz. Hüseyin’in şehit edilmeleri, Şiiler (Hz. Ali taraftarları) için zor durumlar meydana getirmişti. Emeviler, Arap dünyasını Şam’dan yönetmeye başladılar. Takipçiler dört bir tarafa dağılarak Hz. Ali taraftarlarını izlemeye koyuldular.
Yakaladıkları Şiileri, Hz. Ali ve ailesine hakaret ederek sınavdan geçiriyorlardı. Buna dayanamayıp Şiiliğini açığa vuranları ölümle cezalandırıyorlardı. Canlarını kurtarmak için Şiiler "takıyye" ilkesine dört elle sarıldılar. Buna göre; düşmanın eline düşen, kendini kurtarana kadar inancını inkár etme hakkına sahipti.
Uzun yılların ürünü baskı ve ezilişin sonucu olarak benimsenen ve bir savunma biçimi olan takıyyenin, kendi mezheplerinden olmayan Müslümanlara karşı hele ortada bir tehlike söz konusu değilken uygulanmasını onaylamak mümkün değildir. Nitekim bu tür uygulamayı çok önemli Şii alimleri de kabul etmemiş, "Takıyye Müslümanlar ile müşrikler arasındadır. Müslümanlar arasında olmaz" demişlerdir. Humeyni de muhtelif beyanlarında "Artık takıyye dönemi kapanmıştır; çünkü takıyye geçmişte Emevi zulmüne karşı yapılmıştı. Bugün uygulanmasına gerek yok" demiştir.
Şia mensubu mu var aramızda.
Bu bilgiler ışığında saygın kişiliğinizi takıyye kavramını tekrar düşünerek arif yazılarınızda kullanmanızı tavsiye ediyorum. efendim.
Bilvesile akşamınızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.
dip not: farkındamısınız bilmem ama benimle konuşmaya başladığınızdan beri yazılarınızda değişme, gelişme ve slogan oranında da bariz bir azalma var./ alınmıyorsunuz değil mi/
Değerli Kardeşim Pelin Hanım
Yorumlarınızda, şiirleriniz kadar, yazılarınız kadar Saygın ve Anlamlı
Yazıma yaptığınız Saygın ve içten yorumlarınız için
Sizi yürekten kutluyorum
İyiki varsınız, iyiki yazıyorsunuz, iyiki yorum yapıyorsunuz
Atatürk Türkiyesinini, Laik Cumhuriyetimizin çağdaş, onurlu aydınlık yüzüsünüz.
Çağdaşlık medenileşme, aydınlanma, musır medeniyete koşma gerçekten Cumhuriyet kızına, kadınına, Anasına, Bacısına gerçekten yakışıyor
Yolunuz, Açık Güneşiniz bol olsun sevgili Bacım
İyiki Varsınız iyiki yazıyorsunuz
İçten samimi , dostane duygularımla Zatı alilerinizi Saygı sevgi ile selamlıyorum
Allaha emanet olunuz güzel kardeşim
Şair 67
Ali Cemal AĞIRMAN
Saygı Değer Tamer Duran bey
Bir İnsanın özünde, iliğinde, kanında takiye var ise hiç kendinizi yormanıza gerek yok ,O bildiğini okumaya devam eder, hemide yalnız değil, biri birileri ile mesajlaşarak
Eskiden hatırlarsınız iki genç takıştığı zaman aralarına kimse girmezdi, delikanlılık kimde kaldı ise
Oysa şimdiki zihniyet öyle değil ,bir arkadaş bir arkadaşı ile takıştığı zaman bir bakarsın bir gurup olmuş geliyorlar, yani o eski delikanlılıklar yok
Münazaralarda, kompozisyonlarda , fikirsel tartışmalarda, bire bir insani ölçüde saygın arif bir anlatım İnsani Kamil bir duruşla görüş bildirme yok
Hemen kaşla göz arasında bir bakarsın birden fazla insan karşına dikili vermiş,
Biri hanyadan biri konyadan bahseder
Çaldıkları müzük aynı,bozuk pilak misali biri yazar öbürüne fakslar öbürü yazar diğerine aynı metni ortada savunup dururlar, başaramadılarmı, imla kurallarında hata bulurlar
Başaramadılarmı fitne fesat girer, olmadımı, sivri tehditkar sözler
Yıllardırdır aynı terane gidiyor.........
Geçenlerde bir türbanlı hanım bir yazıma yanılmıyorsam şamdan bir yorum yazmıştı
Bende bu hanıma gayet nezaket ölçüleri içerisinde cevap verdim bu iki gün devam etti sonunda bu hanımla zıt iki kutup iken ortak paydalarımız, düşüncelerimiz oluştu ve Kendisini kutluyorum en sonunda kendisini bu yola sürükleyenler hakkında medeni cesaret göstererek öz eleştiriler yaptı kendisine çok teşekkür ettim
Bir Bacım olarak ailesi ile Türkiyeye gelip konuğum olmasını istedim
Aramızda fikir çatışması kalktı ,dostluk başladı ben son olarak kendisini tebrik ettim
Ertesi günü bir baktım aynı hanım efendi ateş püskürüyor Yine üstelik her yazıdığı paragrafın ardından sanki bir yere kaçmışım gibi dur bakalım şunlarda var, efendim işte şunlarda olmuş Anladımki bir yerden Bu Saygın hanıma bir sinyal gitti ve birde akıl hocalığı yapıldığı belli dostluğumuzu kıskandılar,
Düşünsel anlamdaki fikir barışımızdan rahatsız oldular ki bu kişiye bir daha gaz verdiler ve O dostane kardeşliğimiz yine fitne fesatla bozuldu
Böyle bir zihniyetle ne kadar bilgi aktarırsan aktar , ne kadar delil ortaya koyarsan koy, o hesabına geleni alır gelmeyeni okur fakat görmemezlikten gelir
Zatı Alilerinizi düşüncelerinizde samimi, dostane buluyorum
Yorumlarınızıda son drece önemsiyorum
İyiki Varsınız, iyiki yazıyorsunuz, iyiki anlayarak makul ve mantıklı yorum yapıyorsunuz
İnsani saygınlığınızı ve sabrınızıda kutluyorum
Sizleri içten insani ve dostane duygularımla selamlıyorum
Şair 67
Ali Cemal AĞIRMAN
Sayın, kırmızı_siyah ve sayın başçı;
Sizin de görebilmeniz için antolojideki sayfamda "Kuran'da Türban!.." adlı yazımın altına eklediğim bir video var. Sizden ricam o videoyu izleyin ve sonra da bütün tartışmaları bir tarafa bırakarak bir topluma aşırı din pompalandığında olabilecekler hakkında görüş alışverişinde bulunalım. Asıl dikkat çekmek istediğim şey şudur ki, aşırı taasuba yönlendirilen toplumlarda bir noktadan sonra ne siyasilerin ne de toplumu oluşturan bireylerin engel olamayacağı insanlık dışı gelişmeler olacağıdır. O nokta da ne İslamiyet'ten ve ne de insanlıktan eser kalmaz.
İşte toplumun endişelerine bir de bu gözle bakarak anlamaya çalışın ve neden çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün ilkelerine sıkı sıkı sarılmamız gerektiği hakkında biraz düşünün.
Saygılar...
http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?sair=26235&siir=897484&order=tarih
tamerduran tarafından 2/11/2008 11:41:28 AM zamanında düzenlenmiştir.
tamerduran tarafından 2/11/2008 11:42:24 AM zamanında düzenlenmiştir.
"Sayın, Şair67;
Gerek burada gerekse diğer sitelerde görevli bazı isimler vardır. Tıpkı RTÜK gibi... Kim vatan, millet dese yada kim faşist, bağnaz uygulamalara karşı fikirlerini yazarak ifade etmeye çalışsa o isimler görevleri gereği hemen saldırıya geçerler. Sürü psikolojisiyle üstelik.
E.. tabi bunlara alışacaksınız zaman içinde. Dediğim gibi onlar emir kulu. Birileri bu görevi kendilerine vermiş. Görevi ihmal olur mu hiç!?..
Yanlız saldırı amaçlı yazdıkları bir yorumu okumanız yeterli. Diğerleri kopyala yapıştır oluyor. Cümle israfı olmasın diye mi yeni cümleler kurmuyorlar yoksa gerçekten bütün kapasite bu mu bilemem!..
Onun için size önerim çok fazla ciddiye almayınız. Eğer ne şekilde saldırıyorlar diye çok merak ediyorsanız açın Vakit gazetesinden bir kaç satır okuyun. Tarz aynı, cümleler aynı, seviye aynı...
Fakat sitedeki en sıkı okurlarınız emin olun yine onlar olacaktır. :)
Saygılar..."
Bu yorum size ait değil mi ?
Bu yoruma istinaden size; yazının rakamsal boyutta inanılmaz korkunç boyutta hatalar içerdiğini bunun nesini savunduğunuzu sorduğumda Hasan Mezarcı örneğini veren ve doktor tavsiyesi veren siz değil misiniz./edebinizi bozmadan.))/
Ben fikir belirtmedim. bu fikriniz yanlış şu şöyle bu böyle demedim. sadece yazım yalnışları ve matematiksel hataları belirttim. Amacım; yaptığım eleştride de belirttiğim gibi etkili yazı konusunda bir açılım oluşturmaktı. / yerseniz tabi /
Önce yazı ve yazarına sahip çıkacak sonra da muhatap ben değilim diyeceksin./ usülü dairesince /
Diyecek söz bırakmadınız. Kıvraklığınıza hayran olmaktan başka elimden bir şey gelmiyor.
Saygı ve muhabbetle / burası gerçek ve samimidir /
Yine ıskaladın kardeş. Ben okudum da yorumuna bakılırsa yanlış kişiye hitaben yazıyorsun. İstersen bir daha oku ve sonra da kim yazmışsa ona hitaben yaz.
Bak ben mesela birisinin yazısını okuyup sana koşmuyorum.
Kim yazmışsa ona hitaben görüşlerimi usulü dairesinde yazıyorum. Yani edebimi bozmadan demek istedim.
yoksa sen okumadığın bir yazıyı mı savunuyorsun ?
sürü psikolojisine denk bir davranış.
sizden de bu beklenir zaten.
:)
Sevgili kardeşim gerçekten iyi misin?
Ne hesabı ne mimarı...
Bak sınıfta kalıyorsun kırmızı_siyah kardeş. Ne 200.000'i ne 41,600'ü sen neden bahsediyorsun allasen. :)
Hakikaten üzüldüm şimdi yaa. Bak sana bir önerim var kırmızı_siyahım benim. Şimdi istersen biraz dinlen. Bir sakinleştirici filan al. Hatta doktorun yanındaysa gitmene de gerek yok. Telefonla sor. De ki; ben sayılarla kafayı bozdum, aman doktor bir çare...
Olmadı ambülans filan çağır. Çünkü bu gerçekten ciddi bir durum. Hafife almaya gelmez. Bak Hasan Mezarcı'da cumhuriyete çatıyordu garibim çarpıldı mazallah.
Hadi kardeş git dinlen biraz. Sonra gel konuşuruz.
HADİ GEÇMİŞ OLSUN.
tamer duran, komik olmak zorunda mısın ?
siz mimar olsaydınız bu yaptığınız hesapla veli küçüğü sollamış milyonlarca insanın kanına girmiştiniz.
mühendis olsaydınız ülkenin içine etmiştiniz. yaptığınız barajlar yıkılmış şehirleri sus basmış, otoyollar çökmüş, köprüler yıkılmış, fabrikalar vardiya başlangıcında işçilerin başına çökmüş, devlet binaları yerle bir olmuştu.
benimle kafa mı buluyorsunuz. 129.397 adet okul sayısında yanlış var 41,600,000 gibi bir mezundan söz ediliyor ülke nüfusunun 70,000,000 olduğunu varsayarsak bu ne pişkinliktir. bu saçma sapan ele gelir bir yanı olmayan yazıyı savunmak ta neyin nesi. cami, yurt, kurs ve tarikatları da hesaba katarsak bu hesapla 200,000,000 gibi bir yurttaşa sahip olmamız lazım.
iyi misiniz ? kafanız güzel mi ?
şimdi konuşun.
sürü kim.
Sayın, Şair67;
Gerek burada gerekse diğer sitelerde görevli bazı isimler vardır. Tıpkı RTÜK gibi... Kim vatan, millet dese yada kim faşist, bağnaz uygulamalara karşı fikirlerini yazarak ifade etmeye çalışsa o isimler görevleri gereği hemen saldırıya geçerler. Sürü psikolojisiyle üstelik.
E.. tabi bunlara alışacaksınız zaman içinde. Dediğim gibi onlar emir kulu. Birileri bu görevi kendilerine vermiş. Görevi ihmal olur mu hiç!?..
Yanlız saldırı amaçlı yazdıkları bir yorumu okumanız yeterli. Diğerleri kopyala yapıştır oluyor. Cümle israfı olmasın diye mi yeni cümleler kurmuyorlar yoksa gerçekten bütün kapasite bu mu bilemem!..
Onun için size önerim çok fazla ciddiye almayınız. Eğer ne şekilde saldırıyorlar diye çok merak ediyorsanız açın Vakit gazetesinden bir kaç satır okuyun. Tarz aynı, cümleler aynı, seviye aynı...
Fakat sitedeki en sıkı okurlarınız emin olun yine onlar olacaktır. :)
Saygılar...
Gerek şiirlerimizde, gerekse yazılarımızda zaman , zaman imla kuralları hatası ola biliyor, bu hataları düzeltmek elimizde
Benim söz konusu yazımdaki imla kurallarını düzeltme şanşım her zaman var
Lakin İnsanlığa karşı suç işleyenler hatalarını acaba nasıl düzeltecekler onu merak ediyorum.
Saygılarımla efendim
"Yüz Otuz bin Cami , bir O kadar, Kuran Kursları, Bir O kadar İmam hatip Okulları, Bir O kadar, mescit, buna benzer yurtlar yok mu /" O'lar fazla büyük abi..))/
Bir o kadar cümlesi aynı sayıda demektir. Biri de merak edip google'da İmam Hatip Lisesi kaç tane yazar ve 603 adet olduğunu öğrenip tutar buraya yazar ise geri kalan 129,397 adet okulu nereye soktuğunuzu size sormaz mı ?
lütfen cümlelerinizin doğru bilgiler içerdiğinden emin olunuz.
"bir o kadar"ları topladığınızda 650.000 gibi bir kurumsallaşmış olgu ile karşılaşırız ki; ne desem boş aaabbbi
bir okuldan mezun olan kişi sayısını /sekiz sınıf kırkarlı kişiden hesaplayarak/ 320 kabul edersek 130,000 okuldan mezun olan kişi sayısı 41.600.000 gibi anormal bir sayıya ulaşırız ve okuyucu da haklı olarak cami, yurt ve kursu hesaplamadan "hadi be" der ve geçer."
Çok saygın ve arif kişiliğinizle yapmış olduğunuz zarif yorum beni cidden heyecanlandırdı lakin üstteki paragrafa hiç değinmemişsiniz.
Gerçekleri gören gönül gözünüz, doğruları söyleyen yüreğiniz üstteki paragrafı es geçmiş olamaz diye düşünüyorum.
Bir eğitim yılında 41.600.000 kişiyi mezun veren İHL'leri iki eğitim yılında ülke nüfusunun çok çok üstüne çıkıyor.
Peki saygın ve kamil aaabi bu adamlar nereye gidiyor ki; biz hâlâ 70.000.000 nüfusta sayıyoruz.
Var mı bir fikriniz ?
Değerli ve saygın fikirlerinizle bu konuya da açıklık getirirseniz biz zavallı kalem erbabını mutlu edersiniz.
Saygı sevgi ve muhabbetle kalınız cânım efendim.
Sayın Uğur Özaltın
Çağdaş Türk kadını nereye sürükleniyor başlıklı yazıma yapmış olduğunuz saygın yorum larınız için Zatı Alilerinize çok teşekkür eder Saygılarımı arz ederim efendim.
Güzel saygın tesbitlerle yazıma katkı yapmışınız
İyiki varsınız, İyiki yazıyorsunuz
Bu beni oldukça memnun etmiştir,
Çünkü gerçekleri gören gönül gözünüz, doğruları söyleyen bir yüreğiniz var
Çok Saygın ve Arif kişiliğiniz var
Söz konusu yazımın ana temasını özünü kavrayamayanlar
imla kurallarındaki hatalarımla beni güya aklınca sıkıştırmaya çalışıyorlar.
Sonunda bu adam lafı ile beni küçümsiyenlere denilecek bir şey bulamıyorum
Hem imla hatalarımı bulacaksınız, hem aaaabi diye düzgün cümle kuranlara bir bakınız hele
Daha dün aynı şahıs bir saygın yazınızı çelik çomak oyununa benzetmişti Bizi eleştirenlere hele bir bakınız
Türk Dil Kurumu bunların eline geçse acaba neler olur
Kusuruma bakmayın bir serzenişte bulundum umarım sizi üzmemişimdir
Saygılar efendim....
Şair 67
Türbanda örtünenlerin İNANDIKLARI İÇİN örtündüklerine ben inanmıyorum.
Siyaset odaklarının oyuncağı olmuş büyük bir bölüm kişi İMAN ESASLARINI bilmeden ve yaşamadan sırf örtünerek cennete gireceği kafalarında şartlandırılmış ve sömürülmekte.
inandığı için örten zaten sorun yaşamıyor bu memlekette.
güzel yazınıza ve size teşekkür zevkle okudum
"Atatürk Türk iyesinin çağdaş, Aydın Kadını, kızı, Anası , Bacısı ....."
"Mustafa Kemal Atatürk Türk iyesin de Sabi ha Gökçen gibi ...."
"Ulusumuzun Atatürk Türk iyesinin çağdaş onurlu yüzleri olan, aydın kadınlarımızı..."
Fikirleriniz ne kadar isabetli, ne kadar doğru olursa olsun, yazım yanlışlarınız bu fikirleri okuyucuya aynı etkinlikte ulaşmasını engeller.
Şöyle ki;
"Mustafa Kemal Atatürk Türk iyesin de " cümlesindeki bölünmüş olan "iyesin" kısmı neden ayrı kalmış acaba diye düşünmekten yazının anlam ve amacını kaçırıyorum. Yazar bunu bilinçli mi yaptı, vermek istediği bir mesaj mı var.
Acaba satır aralarına şifre mi yerleştirdi diye düşünmekten üzerinde yaşadığımız bu coğrafyanın, dağların, denizlerin, vadilerin, rüzgarın ve suyun ve kuşların, içinden deniz geçen bu şehrin, bu memleketin kime ait olduğunu kaçırıyorum./Sabiha bitişik yazılır/
O yüzden bu yazınızda görebildiğim yazım yanlışlarınızı ele almak istedim umarım bana kırılmazsınız.
Çağdaş Türk erkeği arif bir kişi olarak bu tölaransı gösterebileceğiniz kanaatindeyim.
Zira kâmil bir kişi olarak size de bu düşer.
"Atatürk Türk iyesinin çağdaş, Aydın Kadını, kızı, Anası , Bacısı nereye sürükleniyor."
Akrabalık bildiren kelimeler büyük harfle başlamaz. Akrabalık bildiren kelimeler başa geldiğinde lakap yerine kullanıldığı için büyük harfle başlar örneğin Nene Hatun, Baba Gündüz..gibi
Cİns isimler cümle arasında büyük harfle yazılmaz. Kadın, Bacı... gibi
Yazı neden yazılır ?
İnternette yazı nasıl yazılır ?
Etkili bir yazı yazmanın temel şartları nelerdir ?
Bunlar üzerinde düşünülmesi gereken sorular diye düşünüyorum.
İmla hatalarından ve yazım yanlışlarından arınmış İyi bir yazı elbetteki konuşma dilindeki düzgün telaffuz kadar önemlidir.
O yüzden yazım yanlışları yazıyı itici ve anlamsız kılar.
Devam edersek; "Eşarp ı, tülbent i, yazması ile başının..."
Buradaki "ı" ve "i" iyelik ekleri ayrı yazılmaz. Türkçede sözcük sonlarında bulunan p,ç,t,k sert ünlüleri iki ünlü arasında kalınca yumuşar; b,c,d,ğ ünsüzlerine dönüşür.
kazanç/kazancı, "eşarp ı"/eşarbı
"Ne yapılmak isteniyor, Dışarıdan Ülkemize ithal edilen Türban kadınımıza, kızımıza
Anamıza, Bacımıza, sosyolojik yaşamda ne gibi külfetler getiriyor."
"Ne yapılmak isteniyor" soru cümlesinden sonra konulan virgül iki cümleyi birbirine bağlar o yüzden büyük harfle başlanmaz! "Dışarıdan" gibi. Tekrar vurguluyorum cins isimleri cümle arasında büyük harfle yazmayalım.
Şekilde görüldüğü gibi; Ülke, Türban, Ana, Bacı...
"Ulusumun Kadını kızı, anası bacısı erkek dünyası ile iç içe KADIN ERKEK AYIRIMI OLMADAN "
Cümle içinde büyük harf kullanmak cümlenin önemini ne arttırır ne de azaltır.
Türkçe yazım klavuzunda böyle bir örnek yok. Lütfen kötü örnek teşkil etmeyiniz.
Cümlenin vurgusunu belirtmek için cümle sonunda ünlem kullanmanızı tavsiye ediyorum.
"Müslümanlık yeni mi icad oldu,
Haşa yeni Peygamber mi geldi.
Türban vahiy yolu ile yenimi keşfedildi,"
Soru cümleleri saoru işareti ile biter virgülle değil.
"Şimdiki siyasilerin bundaki payı rolü ve yapmak istedikleri ne, lütfen bir bakınız
Bu samimi dinini, diyanetini yaşayan Onurlu insanlar,tak iyeci zihniyetin eline düşmüşler"
Cümleye bak çay demle/ espride yapalım yazı hepten akademik çizgide gitmesin/
Kullanılan cümlede nesnenin ekleri eksik kullanılmış. "payı", "rolü" yerine "payına, rolüne" olarak yazılmalıydı.
"diyanetini yaşayan Onurlu insanlar,tak iyeci zihniyetin " Cümle içinde büyük harf kullanılmış," tak iyeci" bu ne Allah aşkına, böyle bir kelime yok. T.D.K bu yazıyı okusa senin hocalarının emekli / emekli olabildilerse/ maaşlarını keser.
"tak iyeci" de nedir ?
"Siyaset, yalan demek, riya demek, Manevi Ulvi Dünyanın burada işi ne"
Soru cümlesi soru işareti ile biter.(!) T.D.K sözlüğü hiçte sizin gibi düşünmüyor.
Siyaset için bakın ne diyor ;
1 . Politika:
2 . Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış.
"Manevi,Ulvi " özel isim olmadığı için cümle içinde büyük harfle kullanılmaz. Yazının / ne kadar yazı olduğu tartışılır/
geri kalan kısmı için bu hataları tekrar dile getirmeyeceğim. Umarım anlamışsınızdır.
"Bu Güzel Vatanını Diyaneti , Sivil Savunmadan sonra , en büyük bir bütçesi olduğu bilinmiyor mu" / soru cümlesinin sonuna eklemediğiniz soru işareti gözümden kaçtı sanmayın/
Burada şu mu denilmek isteniyor; Bu güzel vatanda, Diyanet İşleri Bakanlığının mali bütçesi , Milli Savunma Bakanlığı mali bütçesinden sonra en büyük bütçeye sahip olduğu bilinmiyor mu ?
Bu mudur yani ?
"Yüz Otuz bin Cami , bir O kadar, Kuran Kursları, Bir O kadar İmam hatip Okulları, Bir O kadar, mescit, buna benzer yurtlar yok mu /" O'lar fazla büyük abi..))/
Bir o kadar cümlesi aynı sayıda demektir. Biri de merak edip google'da İmam Hatip Lisesi kaç tane yazar ve 603 adet olduğunu öğrenip tutar buraya yazar ise geri kalan 129,397 adet okulu nereye soktuğunuzu size sormaz mı ?
lütfen cümlelerinizin doğru bilgiler içerdiğinden emin olunuz.
"bir o kadar"ları topladığınızda 650.000 gibi bir kurumsallaşmış olgu ile karşılaşırız ki; ne desem boş aaabbbi
bir okuldan mezun olan kişi sayısını /sekiz sınıf kırkarlı kişiden hesaplayarak/ 320 kabul edersek 130,000 okuldan mezun olan kişi sayısı 41.600.000 gibi anormal bir sayıya ulaşırız ve okuyucu da haklı olarak cami, yurt ve kursu hesaplamadan "hadi be" der ve geçer.
Yazınız havada kalır.
Erkek dünyası ile yarışan ve bu konuda önemli merhaleler keteden aydın ,zeki Türk kadını, ..."
"keteden" ne demektir ?
T.D.K sözlüğünde böyle bir şeye rastlayamadım.
Tekrar edegelen yazım hatalarına değinmeden son bir cümleyi daha ele almak istiyorum.
"O her şeyden önce Alla hu Talanın yer yüzüne indirdiği.."
"Alla hu Talanın" Sizi bu cümle ile baş başa bırakırken samimi olarak Allah'a yalvarıyorum.
"Allah'ım lütfen bu adam çoluk çocuğunu yazı yazarak geçindirmek zorunda kalmasın"
Amin.!
kırmızı_siyah tarafından 2/10/2008 9:26:39 PM zamanında düzenlenmiştir.
kırmızı_siyah tarafından 2/10/2008 9:27:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sayın Tamer Duran
Çağdaş Türk Kadını nereye sürükleniyor başlıklı yazıma yaptığınız saygın yorumlarınız için ve Değerli bilgileriniz için Sizi Yürekten kutluyor
Saygı ile selamlıyorum.
Tesbitlerinize yürekten katılıyorum, neden derseniz çünkü çok samimisiniz, gerçekçisiniz, dürüst ve arifsiniz.
Başkaları gibi takiye yapmıyorsunuz, rüzgara göre yön değiştirmiyorsunuz, Sık sık karakter ve gömlek değiştirmiyorsunuz Anladığım kadarı ile ne iseniz O sunuz.
Arif ağır başlı Saygınsınız
Tesbitlerinizde kişiliğinizin bir nevi teyidi
Gönül gözünüz hiç bir şeyi kamufile etmiyor. Konuşmaları başkalarının niyeti gibi dışı çikolata içi zehir zemberek değil
İyiki varsınız iyiki grçekleri tüm çıplaklığı ile net ve yalın bir şekilde takiye yapmadan yazıyorsunuz
Tekrar Sizi tanıdığım için çok mutluyum, İçten Sevgi ve Saygı dolu Selamlarımla efendim.....
ha,sivası,çorumu örnek vermişsiniz..oruç tutmayanlara yapılan baskıları örnek vermişsiniz..peki,sizin ne farkınız kalıyor ,oruç tutmayanlara baskı uygulayanlardan? siz de türban takanlara baskı uyguluyorsunuz..yok öyle..özgürlüğü savunacaksak sadece kendi özgürlüğümüzü değil,herkesinkini savunacağız.
anlamadığım bi şey var..son zamanlarda türbala ilgili ,her önğne gelen bişiler yazıp ekliyor buraya..yanlış mı anladım acaba haberleri? Türban takmak zorunluluk mu oldu Türkiyede? yani,bütün kadınlara zorla türban mı takacaklar? yani, türban takmayanları üniversiteye almayacaklar mı? tepkilerinizden bu anlaşılıyor..yahu size ne,bize ne..kim nasıl giyinecekse giyinsin..birilerinin türbanı ya da diğer bir şeyi bizim gözümüzü bağlamayacaksa,bize engel olmayacaksa..bize/size ne bundan? bizlere zorla bişiler giydiriliyor mu? hayır..o zaman,sorun ne? sayfalarca boş boş yazıp çiziyorsunuz..ama anlattığınız ete dişe dokunur bir şey yokk..özgürlüğün sınırları bellidir,evrenseldir bu sınırlar..başkasına zarar vermemek kaydı ile,herkes dilediğince yaşar,giyinir..canı ne isterse yapar..
Siz ne yazarsanız yazın...
Anlattıklarınız birilerinin kulağının bir tarafından girip beyne uğramadan diğer kulaktan kurşun hızıyla çıkacak nasıl olsa.
Siz kanun, kural diyeceksiniz, onlar özgürlükten bahsedecekler. Oysa özgürlük kelimesi bile onların literatüründe yoktur. Sadece şimdiki ortamda sığındıkları liman işlevini görür. Tıpkı liderlerinin "Demokrasi bir araçtır. Gideceğiniz yere kadar gider sonra bırakırsınız" dedikleri gibi.
Son bir kaç ay içinde topaç hızıyla dönmeye başladılar ki artık onlardan laik kimse göremezsiniz. Oysa yine aynı kadrodan birileri "Hem Müslüman, hem laik olunmaz" diyorlardı. Bu ülkede kimse kimseye inandığı için baskı yapmamıştır ama onlar baskı gördüklerini iddia ederler. Ama tersi bu ülkede her zaman yaşanmıştır. Mesela oruç tutmayan üniversiteli öğrenciler okul kantininde satırla öldürülmüştür. Ya da sokak ortasında oruç tutmadığı için linç edilmek istenmiştir. Kadınlar toplu taşıma araçlarından tartaklanarak indirilmişlerdir. Kahramanmaraşta, Çorum'da Sıvasta yaşananları unutmadık. İşte bağnazlığa, yobazlığa taviz verdiğinizde yaşanacak olanlar bunlardır.
Biz çağdaş hukuk sistemi diyoruz onlar şeriat özlemlerini bir hak olarak öne sürüyorlar.
Hadi bakalım nasıl anlatacaksınız bu kafalara çağdaşlığı, medeniyeti.
Hem çağdaş hem de Müslüman olunabileceğini buyurun anlatın bakalım bu kafalara.
Siz ne yazarsanız yazın onlar inanan kızlarımız diyecekler. Sanki diğerleri inanmıyormuş gibi.
Elbette bütün suç sistemindir. Meydanı tarikatlara bırakan ve bu tür cehalet kurbanlarını zehirlenmeye terkedenlerindir suç. Yani suç hepimizin. Bu insanları çağdaş eğitim sistemi ile eğitemediğimiz için suçluyuz.
Şimdi oturup sayıları epeyce artan bu zihinleri nasıl rehebilite edeceğimizin çarelerini düşünmeliyiz.
Saygılarımla...
Kadının eğitim almasını engellemek için onca cambazlıklar yapanlara bakılınca, ne kadının çağdaş olması ne de eğitim alması kolay değil gibi görünüyor ülkemde...Başı örtülü, yok müslüman, yok bilmem ne diyerek öğrenim görmesini engellerseniz, okullardan aydınlanma merkezlerinden kadınları uzak tutmaya çalışır , bir de buna laiklik süsü verirseniz, kadının gelişip çağdaş düzeye erişmesini herhalde sihirle, büyüyle yapmayı hedefliyorsunuzdur...
Eğitim öğrenim önündeki aymazlıkların derghal kaldırılarak, her Türk vatandaşın eğitim öğrenim hakkı verilince kadını da erkeği de aydınlanma yoluna adım atmış olacaklardır zaten..
kadınların bir kısmından bu hakları esirgeyenleri, onları okullardan, bazı imkanlardan kapıdışarı edenleri ise Tarih affetmeyecek maalesef...
Kadın erkek ayrımı ötesinde, kadınlar arasında dahi ayrımcılık yapan, sözümona laik olduğunu da söyleyen baskıcı zümrenin eğitim öğrenim engellemeleri tarihe kara sayfa olarak geçmiştir maalesef...