Şimdiye kadar hiç kimse taklit yoluyla büyüklüğe ulaşamamıştır. -- samuel johnson
gözleri nemli kedi
gözleri nemli kedi
@gozlerinemlikedi

Yalnızlığın Teras Katı

11 Temmuz 2012 Çarşamba
Yorum

Yalnızlığın Teras Katı

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

859

Okunma

Yalnızlığın Teras Katı


Kapıyı açar açmaz bir çığ gibi devrildi üzerine yalnızlık.Güç bela kalkıp ayağa, üzerindeki hayal kırıklığı tozlarını silkeledi. Önce usulca beline dolandıysa da karanlık; hiç yüzvermedi. Mekanik bir hareketle açtığı lambadan çürük sarı bir ışık bir beddua gibi odaya yayıldı. Tablasını bir yana bıraktı, umutlarını bir yana. Geçmişinden soyunur gibi çıkardı ceketini. Kaç yıl olmuştu İstanbul’a geleli ?..


"İstanbul, geçkin orospu!" dedi tükürür gibi. Kekeleyen adımlarla çıkmıştı merdivenleri, ulaşmak için yalnızlığın teras katına. Ağır bir parfüm kokusu yapışmıştı üzerine birinci katta, Okşan’ın kapısının önünden geçerken.



Okşan ki namlu gibi bakardı geceye. Çirkefi çiğnerdi kaldırımlarda kırk dört numara topuklu ayakkabılarıyla. Kendini temize çekerdi her sabah çocukluğunun pamuk helvası rengindeki bol köpüklü bir traşla. Gizleyemediği adem elması bir kartvizit gibi asılı dururdu boynunda. Besmele ile girerdi evine. Kapının eşiğinde silkelerdi gecenin irinli anılarını. Saatlerce yıkanırdı arınmak için kentin şirretliğinden. Entarisini usulca giyer, özenle bağlardı yemenisini başına. Saatlerce Kur’an okurdu ve arasıra zor tutardı kendini küfretmemek için hayata ve Allah’a. Ne zaman bir Niğde havası çalsa radyoda, çocukluğunun mor mengenesine dönerdi, doğduğu küçük kasabada. Babasının yüzü bir küfür gibi dikilirdi karşısına. O zaman çekerdi falçatasını , silikonlu memelerinin altına kızıl öfke nehirleri açmak için. Okşan kızıl’ı bir tek damarlarından tanırdı…



Okşan’ın parfüm kokusuna sürtünüp geçerek ikinci katın kapısının önünde biraz duraklamıştı. Kırık bir selam karşılamıştı kendisini. Kapıda kirli bir mendil gibi duruşuyla Cevahir Amca:
"Nassın evlat, işler nasıl ?" dedi selam faslını geçiştirmek isteyen hafif telaşlı bir halde.
"İyidir be baba n’olsun ,bildiğin gibi" dedi düşük omuzlarını daha bir sarkıtarak. Kesik bir of çekip elini duvara yasladı.
"N’aptın, bizim kaaveye uğrayabildin mi ? Var mı arayan soran ?"
"Valla uğradım ama bir ses çıkmadı."
"Ah şu siyatiğim azmasaydı ben gidecektim ama" dedi Cevahir Amca hastalığından utanarak. İki yıldır tek bir rol bile alamamıştı.
Sol elindeki poşeti sağ elinden gizleyerek yaşlı adama uzattı. İki ekmek ve biraz nevaleyle dolu poşeti gören yaşlı adam, gözlerindeki sevinç parıltılarını örtbas etmeye çalışarak karne alan öğrenci edasıyla kabul etti.
" Ya oğlum ne gerek vardı."
"Sıkma canını baba. Mangizin suyunu çekerse haberim olsun... Gündüz, Emine uğradı mı ?"
(Sokağın kirli pençeleri arasında Okşan’dı adı, evinin şevkatli kollarına sığındığında ise Emine).
"Yok valla dünden beri görmedim."dedi Cevahir Amca , sökük hırkasını iliklemeye çalışarak. Dış kapının kırık penceresinden giren ayaz ustura gibi yalamıştı gövdesini. Zaten iki haftadır kömür alamıyordu. Allah’a havale etmişti gerisini.
"Eyvallah baba, iyi geceler."
"Sağol evlat iyi geceler" dedi yaşlı adam mahçup bakışlarını yerçekimine uydurarak...

"İstanbul geçkin orospu" dedi mırıldanarak. Portmantoya astığı ceketinde sigara çakmak aradı .Geç kalmış gibi azar azar intihar etmeye,içine zula ettiği duman senfonisiyle. Üç tek sigarası kalmıştı paketinde."Allah kahretsin! Çıkartamayacağız bu geceyi" dedi gafletine kızarak. Yine ıskalamıştı bu akşam da bakkalı. Üşeniyordu şimdi onca yolu tepmeye. İlk nefeste duman bir sustalı gibi saplanmıştı düşlerine. Yetimhanede içmişti ilk sigarasını, helanın tenhalığına sığınarak , kendisi gibi ağır yalnız iki arkadaşıyla. O zaman da böyle yırtılır gibi olmuştu ciğerleri. "Anne" sözcüğünü okumayı söktüğünde öğrendi ilk. "Baba" ise sallanan kara bir eldi anılarının flu kadrajına sıkışmış. Sigarayı "turnike" yapıp çevirmişlerdi arkadaşlarıyla. İçme sırası kendisindeyken, erkete sinyal çakmış, diğerleri tuvaletlere saklanırken, o sap gibi açıkta kalmıştı. Nöbetçi öğretmen bir silindir gibi geçmişti üzerinden. Sol kulağındaki işitme bozukluğu o geceden miras kalmıştı...

Yalnızlığın teras katına çıkmıştı…üzerindeki hayal kırıklığı tozlarını silkeleyerek…


Ersin Türkkul

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yalnızlığın teras katı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yalnızlığın teras katı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yalnızlığın Teras Katı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Noyan Safi Sel
Noyan Safi Sel, @noyan-safi-sel
12.7.2012 14:47:10
Çok güzeldi tebrik ederim ...
O qué
O qué, @o-qu
12.7.2012 13:50:52
Tebriklerr...
festival44
festival44, @festival44
12.7.2012 13:41:49
Canım kardeşim neden kısa kestin yazıyı.Hikaye tadındaydı ama araları atlamışsın.Anlatımın,tasvirin çok güzeldi.İsteseydin harika bir hikaye çıkarabilirdin.Yine de çok güzeldi,tebrik ediyorum.Çok beğendim.
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
11.7.2012 20:45:11
Yalnızlığın gamzelerinde büyür edebiyatın denize bakan yanı!...

Anlatım ve okuyucuya yansıyan ses iyi ki dedirten cinstendi...

Kutladımm...

sera.
sera., @sera-
11.7.2012 19:35:07
Doğruyu demek gerekirse nesir çok okumuyorum. Lakin şu an iyi ki okumuşum dediğim bir yazıydı. Sanki bir roman vardı elimde, sayfalarını çevirirken sonunu merakla bekledim ve bir solukta içip ne çabuk bitti dedim...

Betimlemeleriyle, anlatım ve akışıyla çok beğendim güzeldi.
Kutlarım yüreğinizi-kaleminizi Sn. Yazar.

Saygıyla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.