- 876 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
affet...
affet…
Unutmak ya da unutulmak, çözümünü bulmaya çalıştığımız ama bir türlü bulamadığımız bir bilmece sanki, insanlık için insanlık kadar eski.
Daha ilk planda yaratırken Mevla, adımızı insan diye zikretmiş, insan…nisyan kökünde unutucu, unutkan, unutmaya meyilli, yeter ki istesin…
“Hafıza ı beşer nisyan ile malüldür” demiş büyükler, anlamak istemeyen ve anlamadığını kabul edemeyen bizlere bir hatırlatma babından…
Biz ne garip yaratıklarız dostlar, canımız istesin hemen unuturuz unutulmaması gereken şeyleri.
Yeter ki isteyelim.
Lakin bazı şeyleri de unutmamak için özel çaba sarfederiz, istiyoruz ya unutmamak, canımızı veririz ama hafızamızı asla.
Unutamıyorum, unutamam, unutmadım, unutmayacağım ve birçok kip ve zamanda çekeriz “unutmak” fiilini, çek babam çek…
sanki Türkçe öğretmeni mübarek. Halbuki bir kere çeksek doğru kip ve zamanda, mesele hallolacak, “unuttum”
bu kadar…
“Ya dostum amma yaptın ha” demeyin, “unuttum” deyin bitsin bu iş…
Neleri unutmadı insanoğlu,
Hatırlayın unuttuklarımızı,
Geçmişimizi, geleceğimizi, yarınlarımızı unuttuk.
Muhammedi, Aliyi, Hüseyini… kalu belayı, kerbelayı unuttuk,
Bir ahu gözün, bir karakaşın, bir yağız bakışın peşine düştükte yıllarca,
Bizi biz eden, bizi bizden çok seveni, “O”nu, Mevlamızı, asıl AŞK’ ımızı unuttuk dostlar…
Unuttuk, affet bizi!
.......................
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.