- 807 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Gencin Hikayesi 3
Ağlayan mızmız bebekler gibi gözlerinden yaşlar akıyor, parmağının acısından “parmağım, parmağım” naraları atıyordu. Bayanın karşısında rezil olduğunu fark etti ama çok geçti karizması ayaklar altındaydı artık. Kasap aldığı bu büyük sorumluluğun acısıyla Mustafa’ya koştu. Bayanla birlikte Mustafa’yı ilk dışarı çıkardılar. Bekleyemezlerdi, ambulans çağıramazlardı. Parmaktı bu geç kalınmamalıydı. Koşturdu kasap içeri teşhir dolabını açtı içini parmak parçası bulmak için didik didik aradı. Neredeydi bu parça. Yoktu dolabın içinde. Aradı aradı bulamadı vaz geçti aramaktan koşturduğu gibi kapattı dükkanın kapısını kilitliye verdi hemen. Mustafa’yı hemen götürmek gerekiyordu hastaneye. Ama araba bulmak lazımdı. Kasabın arabası yoktu. Bayan ben götüreyim diye teklif edince hemen atladılar bayanın arabasına. Son model bir Porsche idi. Yeni alındığı belliydi arabanın. Hem de sıfır alındığı. Poşetleri bile çıkarılmamıştı koltukların.
Bayan arabanın kapılarını açtı ve hep birlikte arabaya bindiler. En yakın hastane 15 km uzakta şehir çıkışındaydı. Bayan son sürat Mustafa’yı hastaneye yetiştirmeye çalışıyordu. Bir bayana göre çok iyi araba kullanıyordu. Kalın topuklarıyla gaza, firene, debraja nasıl basabildiğini Mustafa acı içinde hayretle izliyordu. Derken hastaneye sonunda geldiler. Arabayı o kalabalıkta zar zor sokabildiler hastanenin bahçesine. Arabadan inip hastanenin kapısından girdiler. Doktor, doktor diye bağırırlarken onları hasta bakıcılar karşıladı. Mustafa’yı bir odaya alıp parmağına dikiş atmaya başladılar. Uzunca bir süreden sonra taburcu ettiler onu. Hastaneden çıktıktan sonra artık Mustafa için kasaplık defteri kapanmıştı. Artık kasaplık filan yapamazdı. Allah’tan ucundan koparmıştı parmağı bıçakta az kayıpla paçayı kurtarmıştı. Ya tekrar yanlışlıkla keserse parmağını işte o yüzden bu riski alamazdı. Patronuna hastane kapısından çıkar çıkmaz: “ Usta ben işi bırakıyorum. Bu iş bana göre değil! “ demişti. Ama çalışmak zorundaydı Mustafa. Ailesini geçindirmek zorundaydı. Patronu da bunu bildiğinden ona kuzeninin dükkanında çalışmasını teklif etti. Kasabın kuzeninin el dokuması halılar satan bir dükkanı vardı. Temiz işti. Köylülere sipariş verirlerdi köylüler dokur kuzenine yollar kuzeni de güzel bir karla dükkanında halı meraklısı yabancı turistlere satardı. Mustafa hemen kabul etti.
Bayan kasabı dükkanının önünde bıraktıktan sonra Mustafa’yı evine kadar götürdü. Mustafa çok teşekkür etti. Bayan gittikten sonra evinin kapısını çaldı. Her zaman ki gibi kapıyı bulaşıklı ellerle annesi açtı. Açtı ama bir çığlık. Oğlunun elini görünce bayılıp yere düştü.
(Devamı gelecektir…)