- 1491 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Türk büyücü
“Hayri… Bugün nitelikli büyücülük sınavları açıklanacak.”
“Tamamıyla unutmuşum ben onu ya!”
Hayri, Ragıp ve Hamiyet amfiye girerler. Davut hoca çoktan yerini almıştır. Geç kalan öğrencileri bir güzel azarlar. Ardından sınav sonuçlarını açıklamaya başlar; Elif:80, Kıvanç:72, Ragıp: 73, Memduh:94, Sercan:30, Nazlıgül:10, Hamiyet:98, Hayri:1…
“1 mi?”
“Yerine otur Hayri!”
“Hocam sınav kâğıdıma bakabilir miyim?”
“Otur lan!”
Hayri, Ragıp’a döner ve konuşmaya başlarlar.
“1 dedi ya! Bildiğin 1…”
“Hahaha… “
“Gülme oğlum, gülme!”
“O 1’i adını yazana veriyorlar. Hahaha… Hiçbir şey yazmadın mı yahu?”
“Yazdım abi. Yazmaz olur muyum? Kesin taktı bana. Davut hoca taktı işte.”
Bu dersin ardından, Hayri bütün gün morali bozuk olarak dolanmaktadır. En yakın arkadaşlarından Hamiyet, onu teselli etmeye çalışsa da nafiledir.
Okuldan sonra, Ragıp kırılan asasının yerine yenisini almak adına Salı pazarına gider. Kendisine asalardan asa beğenirken, yanına yaşlı bir teyze yanaşır.
“Evladım, sen büyücü müsün?”
Ragıp kasıntı kasıntı cevap verir.
“E evet öyleyim teyzeciğim.”
“O zaman şu torbalara bi’ yardım et bakalım eve kadar.”
Ragıp, bu duruma bayağı bozulsa da el mahkûm yardım eder. Yolda sohbet ederler.
“Dersler nasıl bakayım evladım?”
“N’olsun teyzeciğim! Yuvarlanıp gidiyoruz.”
“Kaça geçtin bakayım sen?”
“Şu an 3. Sınıftayım teyzem.”
“E sen cin falan çıkartmayı öğrenmişsindir.”
“Yok, ben daha çok ateş topu fırlatma, hayvanları kontrol altına alma, kurşun dökme gibi konularda uzmanlaşıyorum.”
“Ya benim gelinin içine cin kaçmış evladım. Bırak ateş topunu falan. Bi’ yardım ediver.”
“Ben size arkadaşım Hayri’yi getireyim o zaman. Kendisi okulun en iyisidir. Belki bir şeyler yapabilir.”
Ragıp, teyzeyi evine kadar bırakır ve söz verdiği üzere, Hayri’nin yanına koşar. Durumu Hayri ve Hamiyet’e anlatır. Zor bela ikna eder ikisini de. Kuran-ı Kerim’i de alıp yola koyulurlar. Teyzenin evine varırlar.
“Hoş geldiniz canlarım. Aç mısınız, susuz mu?”
Ragıp:
“Yok, teyze biz cini çıkartıp gidecektik.”
“Aman evladım Allah razı olsun sizden.”
Hayri:
“Hasta nerede teyzem?”
“Gelin evladım. İçeride yatıyor bizim gelin.”
Odaya girerler ve Hayri asasını çıkartır.
“Kuran’ı neden getirdiniz evladım?”
Hamiyet:
“N’olur n’olmaz dedik. Asa işe yaramazsa diye.”
“İyi evladım. Siz daha iyi bilirsiniz tabi.”
Hayri, asayı geline doğrultur. “eüzüos billos cinos racim” der. Talihsiz gelin, kurbağaya dönüşür. Teyze ile Hayri arasında derin bakışmalar yaşanır. Teyzenin yüzünde şaşkınlık ifadesi vardır. Teyze, kafasını “n’aptın” gibilerinden sağa sola sallar ve gelini işaret eder. Hayri ellerini “bende anlamadım” dercesine iki yana açar ve dudaklarını büzüştürerek kafasını sallar. Teyze eline oklavayı alıp, üç genç büyücüyü evinden kovalar.
Bu olaydan sonra gelen şikâyetle, Hayri okuldan atılır. Babası onu tamirciye çırak olarak verir. Ragıp ve Hamiyet de uyarı alarak, bu işten yakalarını kurtarırlar.
YORUMLAR
Sulandırılmamış, ciddi bir mizahtı.
Her mizahta olduğu gibi hiciv yanı da güzeldi.
Bence güzel bir çalışma idi. Devam etmenizi öneririm...
Tebrikler...
Selamlar...
Kalemistik
yorumunuz için teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim.
Bence güzel bir mizah,tebrikler kaleminiz daim olsun,saygılarımla....