- 542 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Refleks
Refleks
“Vücudumuzun dışarıdan gelen ışık ses gibi bir uyarıda ani ve hızlı bir hareketle tepki göstermesine refleks denir. Refleks sözcüğü, Latince "yansımak" anlamına gelen "reflectere" sözcüğünden türetilmiştir. Belirli bir uyarı etkisiyle düşünme sürecinden önce oluşan refleks, sinir sisteminin bir olayıdır. (Pavlov’un köpeğinin zil çalınca ağzının sulanması “Şartlı refleks”)
tr.wikipedia.org/wiki/Refleks
Ben “Refleks”i tepki genel olarak “toplumsal tepki” olarak anlatacağım.
Toplumsal refleks çoğunlukla aldatıcı olur, bu bazı anketlere yansır; korku yada başka endişeler ya da kişilerin zaaflarını gizleme arzusu yüzünden aldatıcı cevaplar alınır… Hatta toplumun çoğunluğunu etki altına alan şeyler en fazla yanıltıcı olur! Toplumda çoğunluğun kabullerinin baskısı yüzünden iki yüzlülük yayılır, bu nedenle böyle durumlarda çoğunluğa güvenilmez.
“Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar.” En’am/116 www.diyanet.gov.tr/kuran/meal.asp?page_id=141
Çoğunluğun refleksini kontrol etmek isteyenler; insanların zaaf ve özlemlerini, korkularını inceleyerek ve dikkatli çalışarak çoğunluğun kendilerine itaatini sağlayabilir veya bazı yanlışları çoğunluğa kabul ettirmeyi başarabilirler!
Çoğunluğun refleksine güvenilmeyeceğini, onlara gözü kapalı uymanın zararını yukarıdaki ayet bize açıkça bildiriyor. Toplumsal refleksin aldatıcı yönünü hesaplamayanlar, toplumun bazı yalancı isteklerini karşılamak için kendilerini komik duruma düşürebilirler! Örnek veriyim; malını satmak isteyen bir kasap, etlerin denetlenmesini, veteriner kontrolünde olmasını sıkça müşterilerine söylüyorsa aklıma iki durum gelir: Birinci durum; kendisi dürüst satıcı olduğundan bunu dillendirmekten çekinmiyor. İkinci durum; etleri denetimsiz ve kontrolsüzdür, onu kapamak ister söylemiyle… Yani genellikle insanlar çoğunluğun kabulüne uygun olduğunu düşündüğü şeyi söyler, gerçeği değil… Yeterli büyüklükte Camisi olan bir yerde bir politikacının; “Mahallenize bir Cami daha ister misiniz?” sorusuna, kaç kişi mertçe “Hayır, zaten var, gerek yok.” der. Çoğunluk şöyle söyler; “Olsun, zarar getirmez!” Doktor, sağlık ocağı; okul istemeyi aklına getirmez. Ama hastası olunca, çocuklar uzaktaki okula giderken trafik kurbanı olunca durumu protesto ederler!
Kalabalıkların refleksi çok bilinçsiz olabilir; şuursuz kalabalıklar insanları yakabilirler! Yaktılar… Onları savunanlar bile oldu. Olacaktır! Toplum şerde ittifak ettiğinde genellikle aceleci davranır, kalabalığın tesiri ile zulmeder. Tek kalsa yapamayacağı işi kalabalığın içinde yapmaya kalkar! Bu birlik genelde hayırda olsa refleks ani olmaz. Hayırda birlik olunması halinde daha sakin davranır toplum. Şerde şuursuz ve aceleci davranır.
Hayırlı tesirin daha uzun süreçte olduğunu söylüyorum. Ama günümüzde zaman izafi olarak hızlandı, hayırlı refleksler de hızlı alınabiliyor… Yanıldığını anlayanların “Zararın neresinden dönülse kardır” kaidesince doğruya yönelmesi mümkün! Hatta çoğalacak, itiraflar olacak! Tüm Dünya için konuşuyorum; hatasını anlayanların pişmanlıkları onların yardım ettikleri zalimlere beddualar etmesiyle açığa çıkıyor bile… Zihinlerini kontrol edenlerin isteği doğrultusunda yaptıkları, taraf oldukları zulmün sonuçlarını gördüklerinde kendilerine kızacaklar! Ve pişmanlıkları onların Cehennem azabı olacak…
Son tahlilde; dibe vuran toplumlar yüzeye de vurmak durumundadır. Ölmemişse mutlaka yüzeye çıkar ve daha da bilinçli olarak devam eder yaşamına. Çıkmadık candan ümit kesilmez. Sağlık olsun, uyanış olsun.
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.