- 933 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SEVDA TEPESİ
ALARM ALARM ALARM!!
Tam 27 yıllık hikâye tekrar ısıtılıp önümüze kondu biliyorsunuz. Suudi Arabistan Kralı 27 yıl önce İstanbul Boğazı’nın en nadide, en yeşil ve üzerinde bina olmayan arazisini satın almıştı.
Kral buraya kendisi ve ailesi için “villalar” inşa edecekti.
Ancak hesap tutmadı.
İstanbul Boğazı’nın arada kalmış tek tük yeşil alanlarının da beton yığınına dönmesi Anayasa Mahkemesi tarafından engellendi.
Sadece Kral’ın arazisi Sevda Tepesi mi etkilendi bundan?
Hayır. Sarıyer’den Beşiktaş’a, Beykoz’dan Üsküdar’a yeşil kalan her yer böylelikle kurtulmuş oldu.
Buralara yapılmaya kalkılan binalar yıkıldı, ağaçlar ve yeşillik kurtarıldı.
27 yıl sonra iktidar Kral’a “kıyak” olsun diye bir değişiklik yaptı ve Sevda Tepesi‘ne “turizm amaçlı” imar izni verdi.
Şimdi diyebilirsiniz ki “Arazi 57 dönüm. Yani 57 bin metrekare. Kral bunun ancak 3 bin 700 metrekaresine bina yapabilecek. Ağaçları kesmeyecek, üstelik Türkiye’ye de çok para getirir.”
Bu görüş elbette doğru değil ama, paracı gözle bakınca makul karşılanabilir.
Ama sorun bununla bitmiyor ki.
Eğer bir hukuk devletiysek, kişiye özel yasa çıkaramayız.
Bundan 27 yıl önce Boğaz’daki imar yasağı sadece Sevda Tepesi’ni etkilemedi. O sırada başlayan ve başlaması planlanan pek çok inşaat da durduruldu, doğa kurtarıldı.
Şimdi siz kalkıp Kral’a özel bir düzenleme yaparsanız, hukuk gereği emsal olur ve zamanında İstanbul’un en güzel yerlerine sahip olmuş ama inşaat yapamamış olanları da iştahlandırırsınız.
“Emsal” nedeniyle bu çığır bir açıldı mı, artık önünü nasıl alabilirsiniz, bunu bilemezsiniz.
Nitekim, dakika bir gol bir.
Milliyet Gazetesi’nde Murat Öztürk’ün haberinden okudum.
Özal döneminin ünlü zenginlerinden Nurettin Koçak Büyükdere’deki arazisine “otel yapmak!” için harekete geçmiş bile. Üstelik Suudi Kralı taa tepedeki arazisine 2 katlı bina yapacakken Koçak’lar 3 katlı binalar yapmayı planlıyormuş.
Koçak kendini savunurken “Bu araziyi 1982’de aldık. Sonra yeşil alan ilan edildi. O zamandan beri vergisini de ödüyoruz ama çivi bile çakamıyoruz” diyor.
Oysa bir yanlışlık var. O arazide villalar inşa edilmişti. 6-7 villa kaba inşaatına geldiğinde yasak gelmişti ve evler için yıkım kararı alınmıştı. Koçak’ın yeşil alan dediği yerdeki villalar 2004 yılında yıkıldı. Yani orası yeşil alan değil koruma bölgesi.
Şimdi orayı eskisinden beter hale getirmek istiyor. Olacak şey değil.
Geçelim Büyükdere’deki o nadide araziyi, yıllar önce büyük skandallara neden olan Uyum villaları için de aynı durum söz konusu. Orada evleri yıkılanlar şimdi “turizme yöneliyoruz” diyerek imar izni almaya kalkarsa ne olacak?
Taktik hep aynı. Turizm amaçlı olarak imara açılan yerlere hemen villalar kondurulur. Villalardan biri güya “butik otel” gibi yapılır. Aslında burası diğer villaların sahiplerinin yararlandığı sosyal tesistir. Yasak da böyle delinir.
Sevda Tepesi kararı İstanbul’un kalan son nefes alma bölgelerini de mahvedecektir.
Vakit henüz geç değil. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bunu onayladı ama 6 bakan ve Başbakan da imzalayacak.
Umarım Başbakan yükselen seslere kulak verir de, kararı imzalamaz.
Gazeteci Hikmet Metin Çavdar diyor ki:Bu hazin öyküyü bir de günümüzden 27 yıl önce bir manzumeyle dillendirip kamu oyuyla paylaşan ,Sakarya’lı Şair Necati ÖZTURAÇ’tan dinleyelim:
SEVDA TEPESİ
İstanbul’un ünlü Sevda Tepesi,
Âşıkların, gariplerin tekkesi…
Ecdadımın bin varil kan dökerek,
Fethettiği beher metrekaresi,
Satılmış da bir Suudi şeyhine,
Bir varilcik(!) ham petrol bedeline:
“Sevda Tepesi Bosporus’ a* nazır,
Veliaht’a saray olmaya hazır,”
Buyurmakta bir makale yazarı…**
Bilmiyor ki Ülke tepe pazarı!
Aman bre Özdemir Şarman, aman!
İstanbul’da yedi tepe toz duman…
İster misin Cennetmekân Mehmet Han,
Silkinip de beş yüz yıllık uykudan:
“Döviz yoktur, haydi yıkıl karşımdan,
Aksi halde vurdururum boynundan.”
Tehdidiyle ol tepenin hıncını,
Bir kalemde alsın şair kulundan?
Aman bre Özdemir Şarman aman!
İstanbul’da yedi tepe toz duman…
Necati ÖZTURAÇ
11 Mart 1985-Sinop/Boyabat
( *) Boğazın orijinal adı.(Mit)
(**) Bursa/Yenişehir Gazetesi
Köşe Yazarı.