Melekler Şehri

• 8 Temmuz 2012 Pazar 14:29:11

Kendime hep "bir daha duygusal film izlemeyeceğim" diyor olsam bile tutumayorum kendimi :) Dün gece de Melekler Şehri filmini izledim. Çok da abartılacak kadar güzel bir film değildi ama izlemeyen arkadaşlara kısaca aktarmak istiyorum. Filmde sevdiği kadın uğruna düşen(melek olmaktan vazgeçmek için yere atlayan) bir melekten söz ediliyor. Yine akılda kalan bir kaç replik var filmde. Birinde doktor olan kadın, aşık olduğu adamın aslında bir melek olduğunu öğreniyor ve şöyle diyor: "Madem biraraya gelmemiz imkansız, o zaman Tanrı tanışmamıza neden izin verdi?" . Aslında delip geçebilecek bir cümleydi bu, cevabını belki bilenleriniz vardır ama ben hala bu sorunun cevabını tam olarak bildiğimi söyleyemem. Bir başlık replikte, daha önce melek olan ama sonradan insan olmayı seçen seçen bir eski melek, hala melek olan arkadaşına nasıl insan olduğunu anlatıyor. Dünyada yaşayabileceği lezzetleri anlatıyor. Hala melek olan olan kişi soruyor eski meleğe: "Neden insan olmayı seçtin?" Eski melek elini cüzdanına atıyor ve sevdiği kadının resmini çıkarıyor...Sevdiği kadın için insan olmayı seçmişti. Aklımda kendimce şöyle bir cümle belirdi o an: Bir gün insanın karşısına gerçekten de güzel olan bir kadın(erkek) çıkarsa, işte o gün insan olmayı seçebilir kişi, gerçek bir insan...Neyse, devam edeyim filmden aktarımlarıma :) Başroldeki kahramanımız da insan olmayı seçiyor kadınla beraber olabilmek için, kadınla biraraya geliyorlar. Bir gün adam evdeyken kadın alışverişe çıkıyor, bisikletiyle eve dönerken bir kamyonla çarpışıyor. Can çekişmek üzereyken başroldeki oyuncu kadının yanına geliyor, "Ölmeyeceksin" diyor ama kadın öleceğini zaten hissediyor ve şöyle diyor: "Bana orada en çok neyi sevdiğimi sorarlarsa Sen’i söyleyeceğim..." Ne cümle ama....Size de öldükten sonra sorarlar mı bilmem, dünyada en çok neyi sevdiniz derlerse kim bilir hangimiz ne cevap vereceğiz...