- 1254 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
TIRNAK MAKİNASI
1955 li yıllar.
İlkokul birinci sınıfına gidiyorum.
Karnemizde birçok dersin adı yazılıydı.Ama hiç unutamadığım bir kaç satır vardı:
Temizlik ve
Diş koruma.
Çamaşırların dere kenarında tokaçlarla ve odun külü ile yıkandığı,köy çeşmesinden kovalarla su taşıyıp,gaz ocağında ısıtılan bir güğüm su ve ev sabunu ile ayda bir veya
iki kez yıkanabildiğimiz temizlik.
Sabahleyin kalktığımızda ne lavabomuzda gürül gürül akan su,ellerimizi her kirlendiğinde
yıkayacağımız el sabunu veya jel yoktu.
Başımızda bitler cirit atardı.
Tek teselli olduğumuz şu söz vardı:
-Pire itte,bit yiğitte olurmuş.
120 haneli köyümüzde hiç kimsede ne diş fırçası,ne de diş macunu vardı.
Bazı büyüklerimizde misvak denen ucu fırça gibi olan bir şey görmüştüm.
Olmayan şeylerin karnemizin not bölümünde ne işi vardı?
Öğretmenimizin bazı günler;
-Herkes ellerini masanın üstüne koysun komutuna uyar,tırnaklarımızın kesili olup olmadığı
kontrol edilirdi.
Tırnaklarımızı keskin çakı veya jiletle keserdik.
Bu araçlarla tırnak kesmek her baba yiğidin harcı değildi.
Tırnağı keserken daldırmak,yanlış yere daldırmak,diğer eli kesmek gibi riskler de vardı.
Bir gün babam:
-Fazlı çavuşta tırnak kesme makinası gördüm.
Alayımda hepimizin tırnaklarını keseyim dedi.
Hepimiz merakla tırnak makinasını bekledik.
Acaba nasıl bir makinaydı?Tırnağı nasıl kesiyordu?
Babam elinde bir aletle geldi.Hepimiz merakla alete bakıyoruz.
Metalden yapılmış kavisli iki keskin diş ve bu dişleri sıkıştıran kıvrık bir kolu vardı.
Parmaklarımı uzattım.Babam makina ile kesiyordu.Her kesmede TIK diye bir ses çıkıyordu.
Allahım..!Ne mükemmel bir alet böyle.Parmağımızın kavisine göre şahane kesiyordu.
Herkesin tırnağını kesti.
Makinayı benimle beraber gönderip teşekkür etti.
Babam , ilk defa makina ile tırnak kestiğinden olacak ki,biraz derinden kesmişti ve birkaç gün parmaklarımızın uc kısımları sızladı.
Her tırnaklarımı keserken o günü unutamam.
YORUMLAR
Çok hoş bir anıydı bizler için okumak hayal etmek.Yıllar yıllar sonrada bugünümüz bizim torunlarımıza çok yavan ve teknolojiden yoksul gibi gelecek.Değişimim değişmeyen tek şey denilemiş mi .Değişmeyen tekşey her daim tebessümle anılacak mazi.Selam ve saygılarımla başarılarınızın daimi olsun.
Mehmet Aktaş
Yorum yazan elleriniz dert görmesin.
Saygılar...
Kuş uçmaz, kervan geçmez denilen bir yer desem yalan olmaz benim de çocukluğumu yaşadığım mahalleye. Tırnak makasını ben de görmedim hocam. Çakı bıçağı veya Jiletle keserdim ben de tırnaklarımı. Tırnakla birlikte çok canım yandı,kanım aktı doğrusu. Bir de benim berberim babamdı. Dişleri kör sıfır numara o manuel makasla saçlarımı keserken yüzümü buruşturur, gözlerimi yumardım hep...
Bizim de evlerimizde su yoktu. Eşek ve katırlar sayesinde güğümlerle gelirdi. Belli dönemlerde çamaşır günleri olurdu,Koca İncir çeşmesi ve Ağzı Koğuk çeşmesine gidilirdi.Temizlik malzemesi küllü su ve sabundu. Şimdi kimya biliminin gelişmesiyle her amaca göre temizlik ürünleri ne kadar da çeşitli...
Hepsi bir iz bunların ve kendilerini hiç unutturmuyorlar, hiç hatırlanmaz mı!
Şimdiki nesil okusun da bunları, anlasınlar sahip olduklarının değerlerini! Neticede Bilim ve teknolojinin bütün nimetleri emrinde...
Anılarımı tazeleten paylaşımınızı en kalbi duygularla kutluyorum hocam. Gönül dolusu selam ve sevgilerimle...
Mehmet Aktaş
Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.
Sağlıcakla kalınız...
Mehmet Aktaş
Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.
Saygılar...
O YOKSUL GÜNLERDEN BU GÜNLERE GELDİKTE HOCAM.... O YILLAR DAHA KEYİFLİYDİ....DİYENLERDENİM.... SAYFANIZI VE GÜZEL KALEMİNİZİ ÖZLEMİŞİM HOCAM SAYGILAR
Mehmet Aktaş
Güzel yorumunuza çok teşekkür ederim.
Saygılar...