HAYAT OKULU BÜTÜNLEME SINAVI - 2
ÖN AÇIKLAMA:
Evlilik, “zor iş” sınıfına sokabileceğimiz bir eylem ama ondan daha da zor olanı evliliğe karar vermek belki de. Ne de olsa hayatta bir kere geliyor insanın başına (bazen 2, bazen üç ya da 4-5-6 kere) ve neredeyse bir ömrü birlikte geçireceğin kişiye karar vermek zorunda kalıyorsun bir anda… Kulağa ürkütücü geliyor değil mi…
Ne demişse iyi demişlerin başında gelen atalarımız “Eşini, işini ve arkadaşını iyi seç bu hayatta” demiş… Günümüz imkânlarında ne yazık ki insanlar işini istekleriyle doğru orantılı olarak seçemiyorlar. “Açıkta ve işsiz kalmamak koşuluyla her iş kabulümdür” mantığı su yüzüne çıkmış durumda… Arkadaş seçimleri konusunda da aynı başarısızlığı gösterdiğimiz ortada sanırım. Biz mi seçemiyoruz doğru arkadaşları yoksa yanlış arkadaşlar mı bizleri seçiyor ayırt etmek mümkün değil…
Bu kadar başarısız seçimin üzerine başarılı bir eş seçimi yapmak ne oranda mümkün olabilir ki… O zaman geliyor işte soru:
SORU:
İdeal eş adayı nasıl seçilir?
NOT:
Sınav tek bir sorudan oluşmaktadır, soru 100 puan değerindedir. İstediğiniz sorudan başlamak gibi bir şansınız yoktur, başarılar…
CEVAP:
Görüyoruz ki yine şahsınıza münhasır bir sınav sorusu ile karşı karşıyayız… Öncelikle cevabını anlatmaya gücünüzün yetmediği konuları sınav sorusu olarak önümüze getirmenizden dolayı bizzat zatınızı tebrik etmek isterim… Daha sonra, sınıf geçme kaygısının da verdiği beyin gücüyle sorunuzu cevaplamayı bir borç bilirim…
Söz konusu seçimin birçok olası yöntemi vardır ki ben bunlardan sadece birkaçını yazıya dökeceğim…
***Körkütük âşık olan kişiler vardır mesela, onlar için herhangi bir zorluk söz konusu değildir bu konuda… Âşık olurlar ve âşık oldukları kişi ile evlenirler. Sormadan, sorgulamadan, düşünmeden, taşınmadan ya da benzeri herhangi bir eyleme girişmeden… Belki gözlerindeki o perde kalkınca farkına varırlar yanlış seçimlerinin ve başka seçimlere doğru yol alırlar hemen, belki de o perde hiç kalkmaz gözlerinden…
***Yılların verdiği alışkanlığı evliliğe dönüştürenler vardır bir de… Yıllar önce ilerisi düşünülmeden başlanan bir ilişkiyi -Artık bu saatten sonra başkasını mı bulacağım- düşüncesiyle vazgeçilmez kılan insanlardır onlar… Evlenirler, yuva kurarlar, çocuk yaparlar, yaşlanırlar… Hep “Bu saatten sonra…” düşüncesi vardır beyinlerinin bir köşesinde, hep korkarlar değişim yaşamaktan… Öylece devam ederler yaşamlarına…
***İnce eleyip sık dokuyanlar vardır bir de… Armudun sapı, üzümün çöpü diyerek bir ömrü arayış içinde geçirirler… Sonra bir gün bulurlar aradıklarını, mutlu olurlar, sevinç dolarlar, otururlar hemen nikâh masasına… Ancak o zaman anlarlar aslında asıl istediklerinin aradıkları olmadığını. İş işten geçmiştir bir kere, dönmeyi de yediremezler gururlarına ve devam ederler yollarına…
***Kalbi kırık, sevgiye küskün ancak evliliğe de hayır demeyen insan türleri de vardır ki onlar sadece “evlenilecek kişi” tanımının karşılığını bulmaya çalışırlar hayatlarında. Boyu posu, kaşı gözü, işi gücü önemli değildir onlar için. Biri olmazsa diğeri olur, çok da fark etmez… Yeter ki evlilikteki isteklerini yerine getirebiliyor olsun, yeter ki huzur versin, yeter ki sorun çıkarmasın, yeter ki görevini yapsın sadece… Böyle insanlar bilinçaltlarına yerleşen bencillik virüsüyle kendi yaşamlarını rahat geçirebilecekleri bir evlilik ve eş ararlar kısacası… İlginçtir ancak mutlu da olurlar bu insanlar genelde…
***Yaşamlarında evliliği pek düşünmeyen insanlar da vardır ayrıca… Ya vakitleri olmamıştır düşünmeye, ya korkmuşlardır ya da ruhlarını kaplayan benmerkezcilik ile beyinlerini yönlendiren başına buyrukluğun kurbanı olmuşlardır… Dile getirmezler, düşünmezler, hesap kitap yapmazlar… Sonra bir gün nedense aniden düşünürler, düşünmekle de kalmazlar eyleme geçirirler. Şansızlığının verdiğin yanlış seçim mi dersiniz artık yoksa şansının verdiği doğru seçim mi bilemem ancak illa ki bir seçim olur ortada… O vakitten sonra kişinin sadece şansı yönlendirir hayatının geri kalanını…
***Seçemeyen türde kişiler de vardır ki bu tür insanlar için özel olarak türetilmiş bir “Görücü usulü” yöntemi vardır. Onlar yerine başkaları seçer, başkaları karar verir, başkaları plan yapar. Onlara düşen sadece yönlendirmelere ayak uydurmaktır…
Özet olarak hani derler ya: “Her seçiş bir vazgeçiştir…” diye, işte belki de aynen öyle…
Sınav süresinin sonuna gelmiş olmamız diğer yöntemleri yazıya dökmeme engel olmuştur, kayıtlara böyle düşülmesini arz eder, saygılarımı sunarım…
Pelin…
Temmuz/2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.