- 1751 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ERCİŞ'TE SÖYLENEN ATASÖZLERİ
ERCİŞ’TE SÖYLENEN ATASÖZLERİ
Atasözleri, uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş kısa ve özlü sözlerdir.
Gelenekle bugüne kadar gelen ve söyleyeni belli olmayan, fakat bütün bir millete mal olan anlamlı ve güçlü sözler olan atasözleri, daha geniş anlamıyla; insanların yüzyıllar boyunca geçirmiş oldukları acı, tatlı yaşantılardan ve düşüncelerinden doğmuştur. Bunlar inandırıcı oldukları kadar, milletin ortak düşünce, yaşayış ve tutumunu belirttiklerinden çoğu zaman insanlara yol gösterirler. Anlaşmazlıklarda bazen bir atasözü en iyi hakem görevini yapar. Bu nedenle insan yaşamında atasözlerine her zaman önem verilmiş ve ondan faydalanma yoluna gidilmiştir.
Atasözleri, bir millete mal olduğundan yeri ve zamanı geldiğinde başka bir ilçe, il, hatta ülkede kullanılan bir atasözünü yurdumuzun herhangi bir köşesinde rahatlıkla kullanabiliyoruz. Fakat bir millete mal olan atasözleri olduğu gibi, özelde bazı il ve ilçelerin de kendi sosyal ve kültürel yapılarını yansıtan atasözleri vardır. Bu atasözlerinin bir kısmı bulundukları il veya ilçe sınırlarının dışına taşarak bütün bir ülkede kulllanılırken, bir kısmı da sadece söylendiği veya doğduğu coğrafya sınırları içinde kalmaktadır. Her toplumun olduğu gibi Erciş halkının da yıllardır kullandığı bir çok atasözü vardır. Bunların bir kısmı bugünkü gençler tarafından pek bilinmese de orta ve orta yaşın üstündekiler tarafından sık sık kullanılan atasözleridir. Erciş halkı bir olayı anlatırken, sözünü kuvvetlendirmek ve inandırıcı kılmak için sık sık bu atasözlerine başvurur. Bu atasözlerinin büyük bir kısmı da Erciş’e aittir. Örneğin: “Henek henek sonu degenek”, “Her ayrana ekmek doğranmaz.”, ”İt araba kölgesinde yati, ele bülü öz kölgesidir.”, ”Zırtnan pilav pişmez.”, ”Kotan ne büli, zol ne çeki.” ,”Yağmur gününde şoratan borç olmaz”, “Helal olsun tek öküznen çift sürene.”, “İtin ahmağı odur gayganaktan pay umar.” Fakat bazı atasözleri de Erciş’e ait olmamasına rağmen değişikliğe uğrayarak Erciş’e uyarlanmıştır. Bu atasözlerinin doğduğu yer de kesin olarak bilinmemektedir. Bu yüzden Erciş’te kullanılan atasözlerinin bir kısmını ayırt etmek çok zordur. Bunun için bu yazının başlığını “Erciş’te Söylenen Atasözleri” diye koydum. İşte onlardan birkaç tanesi:
- Acı acıyı bastırır su sancıyı.
- Acıyan yatar, acıkan yatmaz.
- Aç it tandıra bakmakdan doymaz.
- Adamın yere bakanından, suyun durgunundan.
- Ağanın malı gidi hizmekerin canı çığı.
- Ağacın kurdi içinden olmazsa ağaca zeval olmaz.
- Ağası kuvvetli olanın iti keskin olur.
- Ağlayanın malı gülene kalmaz.
- Ağır otur, batman gel.
- Ağız yer, yüz utanır.
- Ağzımı yandıran aş olsun, başımı kıran taş olsun.
- Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır.
- Allah verdi mi dingonun bağında da verir.
- Alışmış kudurmuştan beterdir.
-Asil azmaz bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, çünkü aslı ayrandır.
- At at olana kadar sahibi mat olur.
- At sahibine göre kişner.
- Atım tepmez, itim gapmaz deme.
- Aş olan yerde ağız olmaz.
- Ayıdan post, Urusdan dost olmaz.
- Başın başı, başın da başı vardır.
- Bekarın parasını it yer, yakasını bit.
- Beleş atın dişine bakılmaz.
- Bekar gözüyle kız alınmaz.
- Bir ağaçdan okluk da çıkar, bokluk da.
- Bir koyundan iki post çıkmaz.
- Bostana dadanan eşeğin kulağı olmaz.
- Boş ite menzil olmaz.
- Boş teliz dik durmaz.
- Canı yanan eşek atdan hızla kaçar.
- Cüceyi güzün sayarlar.
- Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme.
- Çarşıya parasız, gora imansız girme.
- Çok söyleme arsız edersin, çok saklama hırsız edersin.
- Çölmekte et kurtuldi, çındırma başını kaldırdı.
- Çölmek diyer dibim altun, çömçe diyer men hardayam.
- Çürük tahta mıh tutmaz.
- Daima keçinin goturu, baş bulahda su içer.
- Davetsiz gelen döşeksiz oturur.
- Degirmanı itirip, şagşagani ariyi.
- Dışarıdan gelen atın dişine bakılmaz.
- Dumansız baca, kahırsız koca olmaz.
- Düşen öküze bıçak çeken çok olur.
- Düz yolda yürüyemiyi, galdiki şoğumda şıllığ ata.
- Ekmeği ekmekçiye ver, bir tanede fazla ver.
- El eli yıkar, el döner yüzü yıkar.
- Elbise yamalığa, can hekime düşmesin.
- Erken kalkan yol alır.
- Eşeğe gücü yetmiyi palanını dövi.
- Et giren eve dert girmez.
- Et yiyen guşun dındıgınnan bellidir.
- Fukaranın düşkünü beyaz giyer kış günü.
- Gızım sana diyim, gelinim sen anla.
- Gider bostan kırresi, kalır yüzün karası.
- Gitti kebap goğusuna, baktı eşek dağliyilar.
- Harda aş, orda baş.
- Haram ile abad olunmaz.
- Hazıra dağlar dayanmaz.
- Helal olsun tek öküznen çift sürene.
- Henek henek sonu degenek.
- Her ayrana ekmek doğranmaz.
- Her deliğe barmak sokulmaz.
- Hırsız evden olursa öküz bacadan çıkar.
- Isıracak it dişini göstermez.
- İgidi ar öldürür duvarı nem.
- İt araba kölgesinde yati, ele büli öz kölgesidir.
- İt ağzını kemik tutar.
- İte vuracağın zaman sahibini düşün.
- İtin ağzıyla deniz haram olmaz.
- İtin bahsini et, kösevi koy yanan.
- İtin ahmağı odur gayganaktan pay umar.
- Kar (sağır) duymaz, uydurur.
- Karpuz kökünde büyür.
- Karpuz yata yata büyür.
- Kenarına bak bezini al, anasına bak kızını al.
- Kırğ yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş.
- Kimse ayranına turş demez.
- Kimsenin çırası sabaha kadar yanmaz.
- Kork ondan korkmaz Allah’tan.
- Kotan ne büli, zol ne çeki.
- Koyunu olmayanın bıçağı keskin olur.
- Kurdun adı yaman çıkmış, tilki var baş koparır.
- Kuş gördüğü yuvayı yapar.
- Men umaram bacımdan, bacım öli acından.
- Men ağa sen ağa, inekleri kim sağa.
- Ne doğrarsan aşan, o gelir karşan.
- Oyun bilmeyen yerim dardır der.
- Öküz öldi, ortaklık bozuldi.
- Öksüz kuzu toklu olmaz.
- Remezanı tutti kaldı şeşekler.
- Samanın irisi eşeğin başının belasıdır.
- Seyrek gelen döşeğe, çok sık gelen eşiğe .
- Sınanmamış hayvanın arkasına geçilmez.
- Şalvara acığ eden (küsen) tumana pisler.
- Taş yerinde ağırdır.
- Tek kanatla kuş ıçmaz.
- Tilki deliğe sığmiyi, bi de kuyruğuna süpürge bağlıyi.
- Toğ ne anlar açın halından.
- Usurukla boya boyanmaz.
- Uzak yerin helvası şirin olur
Selahattin KOŞAR
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.