36
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
5939
Okunma
Yağmurlu havada sana su yok! diye başladı tüm konuşma.
İçimize içimize işleyen bu radyonun dj’yi nerede diye mırıldanırken. Biri kulağıma adını fısıldadı. Dönüp arkama bakmaya bile fırsat vermeyen zaman yine yapacağını yaptı. Kırdı dizini oturdu yanı başıma. Ve ben henüz uykusu yeni kaçmış ölüm gibiyim.
Tarih: Dün
Yine hatırlamıyorum annemin yemekte ne yaptığını. Yedim mi yemedim mi onu da hatırlamıyorum. Arkadaşlarımın deyimine göre B12 kullanmam gerekiyormuş. Gittiğim eczane bütün B serilerini kapsayan bir ilaç uzattı. Aldım. Tok karnına içtim. Yine ne yediğimi unuttum. Bir an unutmanın işime geldiğini düşündüm. Ve bir an sevdiğim kadını hatırladım. Dört köşeli ve ucu soyulmuş bir sandalyeye oturdum. Yine sevdiğim kadını hatırladım. Bir an sağ elimle ucu soyulmuş sandalyeyi biraz daha kanattığımı farkettim. Duraksadım. Bu sefer sol elimle sandalyenin diğer tarafını soymaya başladım. Bitmişim haberim yok. Bitirmişim haberim yok. Üstüm başım kan içinde. Kırmızıyım. Gözüm masada. İkinci el yalnızlık gibi telefona uzanıyorum. Kırmızıya bulanmış cümlelerimi soyuyorum aynanın karşısında. Kırk parçaya bölünüyorum. Cam kırıklarının arasından rüzgar sızıyor içime. Ve aklıma annem geliyor. Bu dünya da üstüme en çok rüzgar mı titriyor. Yoksa annem mi bilemiyorum. Tüm mevsimlere inat Eylül çalıyor kapımı. Acemi bir misafir gibi kimsin nesin demeden içeri sızıyor yalnızlık. Ve ben gidiyorum.
Tarih: Yarın
Tanrı, perdesini açıyor yine gökyüzünün. Gözlerimi kıstırarak uyanıyorum sabaha. Kime doğuyor bu güneş bilmiyorum. Ama bu sefer geceyi ben öldürdüm. Komidinin altında saklı sevdiğim kadının fotoğrafı ve cüzdanımda saklı isimsiz bir kaç hece.
Gazetelerin 3. sayfasına yazılmış bir özleme uyanıyorum. Her sayfa da inadına ölüm listesi taşıyor parmaklarım. Ötekilerin yanına ayırıyorum kendimi. Ve ben kayboluyorum.
Tarih: Şimdi
Pişmanlığını yanında taşıyan bir kadın var karşımda. Sorsam sorumlusu ben olacağım kaçırdığı tüm trenlerin. Susuyorum.Kahkahası düşüyor içime gemilerden el sallayanların. Aklımı karıştırıyor yüzüme düşen gölge. Ve yasadışı bir ayrılık tutuyor elimizden. Kara bir buluta gidiyor sesimiz. Ve ben düşüyorum.
Tarih: 7 Temmuz Cumartesi
Çorabımın tekini arıyorum yine. Bulamayışım henüz uyumak isteyişimden.
İyi uykular